Paylaş
Hatırlayın. Salgının ilk çıktığı aylarda yine böyle sokağa çıkma yasakları başlamıştı.
O zaman Sağlık Bakanı Fahrettin Koca diyordu ki;
“Ne olur gereksiz yere sosyal hayatta olmayın. Sokağa çıkmayın.”
Aradan aylar geçti.
Bakın dün sokağa çıkma yasağının başlamasına 2 saat kala Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ne dedi?
“Bugün tespit edilen 6.903 yeni hasta var. Ağır hasta sayısı da aktif hasta sayısı da artmaya devam ediyor. Bugünlerde en büyük bulaşma ortamı kapalı ve kalabalık mekanlar. Kapalı ortamlarda kalabalık içinde bulunmayın. Kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun.”
Geriye gidiyorum.
Bakan Koca salgın nedeniyle Türkiye’de ilk kez sokağa çıkma yasağı ilan edilirken de şöyle demişti:
“Kapalı ortamlarda bulunmayın. Maske, mesafe, hijyene dikkat edin.”
E peki ne oldu?
Salgının ilk çıktığı günlerden bugüne aylar geçti.
Neredeyse yıl oldu...
Bulaşma sayısı 30 misli arttı. Ölüm sayısı da bir öyle.
Ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yine aynı şeyi söylüyor:
“Kalabalıklardan uzak durun. Dikkat...”
Peki bunu kime söylüyor?
-Asker uğurlayanlara.
-Hala Diyarbakır’da taziye evi açıp, kendilerini kaymakamlığa bildiren doktorları döven vatandaşlarımıza.
-Binlerce kişiyi davet edip düğün yapanlara. Bu davet ortaya çıkınca da “çağırmazsak geleneklerimize aykırı” diyen vekillere.
-Evlerinde gizli parti verenlere.
Yani bize.
Aradan aylar geçti.
Kapandık. Sokağa çıkmadık. Yasaklar oldu.
Ama yine bulaş sayısı 30 bini aştı.
Özet olarak diyorum ki;
İstediği kadar aşı çıksın.
Doktorlarımız elinden geleni yapsın.
Muhteşem hastanelerimiz olsun.
Eğer hala sokak ortasında düğün yapıyorsak.
Gece toplanıp ağız ağıza asker uğurlama törenleri yapıyorsak.
Gizli gizli kahvelerde buluşup oyun oynuyorsak. Taziye evlerinde birbirimize sarılıp ağlıyorsak.
Bu belayı öyle kolay atlatamayız.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca istediği kadar açıklama yapsın..
Çin’den en kuvvetli aşılar iksirler gelsin..
Yine de olmaz..
Çünkü aşıdan önce.
Bizim aklımızı, zihnimizi aşılamamız lazım..
ERZİNCAN’DAN GELEN BU VİDEOYU İZLERKEN…
ERZİNCAN’ımızın Kemah’ında, 1688 rakımlı dağlarda...
Hava eksi 5 derece...
Alp Karakolu Üs Bölgesi’nde...
Vali Mehmet Makas, nöbet tutan askerlere gitmiş.
İşte oradan bu video...
Vali Bey, babacan bir üslupla askere soruyor:
“- Nerelisin?
- Bilecikliyim Sayın Valim...
- Neresinden?
- Bozöyük.
- Ertuğrul’un torunusun yani?
- Evet Sayın Valim.
- Kaç yıldır buradasın?
- 3 yıldır Sayın Valim.”
BU DİYALOGDAN ÇIKARDIĞIM MESAJ
1. Türk ordusu profesyonel asker uygulamasına geçmekle çok iyi yaptı. Görev yapan profesyonel askerlerimiz artık tecrübeli. Eskiden olduğu gibi bizim Mehmetler, kınalı kuzular, öyle üç ay acemi eğitimiyle gelip yıllarca o dağlarda yaşayan teröristlere hedef olmuyor. Aslan gibi tecrübeli hepsi.
2. Vali Bey nöbet tutan çocuklara tek tek doğum yerlerini soruyor. Baktım, tam bir Türkiye coğrafyası var.
3. Helal olsun Vali Makas’a, yalnızca şehirde pandemi denetimi yapmıyor. O sarp dağlarda nöbet tutan çocuklarımıza da gidiyor.
Bir görün istedim...
Mehmetlerimizin kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda görev yaptıkları yer de işte burası...
Allah yardımcıları olsun...
Paylaş