Başka bir memleket yok

“Daha birkaç gün önce konuştuk. Burada çıkacaktı yine... Öğrendik ki az önce gitmiş...”

Sevgililer gününde çıkmıştı sahneye...

İstanbul Jazz Center’da...

Saatlerce söylemişti. Ve kimse anlamamıştı...

83 yaşındaydı.

Ayten Alpman;

Sen öldüğünde biz çok ihtiyardık.

Ve seni çok genç yaşta kaybettik...

İKİNCİ YAZI:

İÇİMDEKİ SORUYU AYAKLANDIRAN GONK

Bir borsa gongu;

Belki de ilk defa paranın sınırlarını aşıp;

Estetiğin sokaklarına çıkıyordu.

Hollanda Borsası’nda “Para”nın günü;

“Pera” Müzesi’nin müdürünün gonguyla başlıyordu.

Baktım;

Dice Kayek kızları Ece ve Ayşe Ege, yanlarında İstanbul Kontrast’ı organize eden Arhan Kayar ve Esra Ekmekçi...

Hollanda-Türkiye’nin ilişkilerinin 400’üncü yıl törenlerinde borsayı açıyorlar.

Sanat ve Borsa!!!

Sanat ve vahşi sermayenin yuvası!!!

Şaşırdım.

Turkcell’in 10’uncu yılında New York Borsası’nda çaldığı gonga tanık olmuştum.�

Dünyanın en büyük borsalarında bu gonkları yatırımcı şirketlerin, devlet adamlarının çaldıklarını da biliyorum.

Peki bir tasarım ve sergi heyetinin Hollanda Borsası’nı açmasından ne anlayacağız?

Çok şey öğreneceğiz.

Belki de unuttuğumuz bir çok şeyin farkına varacağız.

Mesela sorsak;

İç tartışmalarımızda ve bireysel takvimlerimizde; sanata ne kadar yer veriyoruz?

Mesela edebiyat öğretmenleri; en son ne zaman bağıra bağıra bir şiir okudular sınıfta?

Ve en önemlisi;

-Parayla sanatı ne zaman buluşturacağız?

-İstanbul Borsası’ndaki şirketlerin toplam değeri 250 milyar dolar. Peki bu varlığın ne kadarı örneğin bir sergiyi ya da müzeyi besliyor?

-Paranın yalnızca kazanıldığı bir toplumda, sanata harcanmaması nasıl bir “kültürel boşluk” yaratıyor?

Hâlâ birçok şehrimizde sinema salonu yok.

Bu yüzden Ali Sabancı’nın sinema salonlarına yatırım yapmasını çok önemsiyorum.

Eczacıbaşı Ailesi’nin İstanbul’a yaptığı kültürel katkı;

Koç Ailesi’nin denizciliğe açtığı kapı elbette unutulmaz.

İşte;

Arhan Kayar’ın küratörlüğünü yaptığı İstanbul Kontrast’ı 30 bin kişi gezdi.

Rembrandt ve çağdaşları sergisinin önündeki kuyruk eksilmiyor.

Peki yeter mi?

Yetmez elbette!

Ve Hollanda devletinin bir sanat heyetine borsada gonk çaldırtması bu yüzden önemlidir.

Çünkü o gonk bir semboldür.

Birçok defa “vahşi rekabetçi” diye fişlenen sermayenin; sanatla buluşmasının;

Paranın kültüre dökülmesinin sembolüdür.�

Soralım mı;

-Mesela ne zaman bir şair, ya da bir besteci;

Sermayenin gongunu çalacaktır İstanbul’da?

ÜÇÜNCÜ YAZI:

Lefter sokağı ve başka bir yüzyılın haberciliği

Hatırlayacaksınız;

Büyükada’da Lefter Sokağı’nı “Palamut sokak” yapmışlardı.

Ben de bu saygısızlığı ya da dikkatsizliği yazmıştım.

Aynı gün 4 saat içinde 250 bine yakın insan bir Lefter dostları zinciri kurdu. Mesajlar, yorumlar yağdı...

5 saat içinde Belediye Başkanı Topbaş, hatayı tespit etti. Ve sokağın asıl adını iade ettirdi. Sokak yine Lefter’in oldu.

Eskiden bir haber yapar, günlerce sonuç almasını beklerdik.

Demek ki bu yüzyıl;

“Online-kamu”nun yüzyılıdır.

Sizin dijital tepkilerinizin yüzyılıdır.

Hayatımızdaki meselelerin “anında çözüldüğü” ya da hissettirildiği bir dönemdir bu.

Sıkı sarılın.