Paylaş
Terörün gerçek yüzü ve bölgesel konumu bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Dahası..
Müthiş bir ayrışmaya neden oldu.
Önce şu cümle:
“Teröristbaşı silah bırakma çağrısı yaparsa, dağ kadrosu ve Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG buna karşı çıkacaktır. Buna karşılık Türkiye içindeki Kürtlerin geniş bir kesiminin demokrasi mücadelesine desteğini alma ihtimali yüksektir. Ayrışma budur. En azından hedeflenen şey, sınırlarımız içindeki iç cephenin netleşme ihtimalidir...”
Peki bu kolay mı olur?
40 yıldır akan kan. Giden canlar... Kaybolan yıllar... Biriken öfke...
Hemen söylüyorum. Bana göre Bahçeli bu çağrıyı “içi kanayarak yaptı”.
Arkadaşlar ben de yazarken içim kanıyor. Canım yanıyor. Duygularım almıyor.
Ama mantığa doğru bir adım atınca... Ama eğer terörü durduracak, barışı getirecek iğne deliği kadar bir ihtimal varsa. Görmek istiyorum.
En azından tarihi bir ayrışma olacağı kuvvetle muhtemel..
Nasıl mı?
Tek tek anlatayım..
Devlet Bey, önce sürpriz bir “el uzattı...” Uzatılan el Kürt hareketinin TBMM’deki temsilineydi. Bir şaşkınlık yaşandı.
Tam analiz edilmeye çalışılırken Bahçeli müthiş bir hamle daha yaptı.
Öcalan’ı TBMM’de DEM Grubu’na davet etti.
Gelip orada terör örgütünün lağvedildiğini açıklamasını istedi.
Bu aslında bir anlamda terörün son bulması için siyaseten bir “nefes alma sahası”ydı.
“Umut hakkı”nın telaffuzu bu “nefes alma alanı” olarak yorumlanabilir.
Hangi şartla? Terörün bitirilmesi şartıyla.
Devlet Bey bu noktada çağrısını DEM ve Öcalan’a odaklamıştı.
DEM’İN SURİYE’NİN DOĞUSU VURGUSU
İşte bu ayrışma o saniyeden itibaren değişik merkezlerde analiz edilmeye başlandı. Bu aşamada önceki yazımda vurguladığım önemli bir noktayı da hatırlatmak istiyorum. Bahçeli’nin uzattığı “el”e karşı DEM yönetiminin yaptığı uzun açıklamadaki şu paragraf dikkat çekmişti:
“Ortadoğu’daki ateşin buraya sıçramaması için birlikte durmak en önemli güvenliktir. İHA, SİHA’ya yapılan yatırımlardan daha güvenlidir Kürtlerle Türkiye’nin yapacağı barış. Şimdi burada kilit nokta Kuzeydoğu Suriye’dir. Biz de önemsiyoruz. Burada barış eli orada top tüfek olmaz.”
Şimdi dikkat!!!
“Burada barı? eli, Suriye?nin kuzeydo?usunda top t?fek olmaz??ş eli, Suriye’nin kuzeydoğusunda top tüfek olmaz” vurgusu için şu soruyu sorabiliriz:
-Suriye’nin kuzeydoğusunda ne var?
Fırat’ın doğusunda ABD korumasındaki PKK-YPG var.
Yani Türkiye’nin yıllardır başta ABD olmak üzere bütün NATO üyelerine bir “terör üssü” olarak anlatmaya çalıştığı bölge.
İşte mesele gelip burada ikinci kez ciddi bir ayrışmaya dönüşüyor.
Sözünü ettiğim “Turnusol” da burada ortaya çıkıyor.
Suriye’nin doğusunda ABD-İsrail desteğinde oluşturulmaya çalışılan “özerk yapı” ile Türkiye’de demokrasi cephesini seçmiş olan Kürt hareket..
ÖCALAN’IN MESAJI AYRIŞMAYI TETİKLER
Öcalan’dan gelen ilk mesaj Devlet Bahçeli’nin teklifine “olumlu” yaklaşan bir mesajdı. Kendi ağzından duymadık ama yeğeni aracılığıyla şöyle dedi:
“Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.”
Yani;
“Fırsat verilirse silah bırakma çağrısını yaparım” diyordu.
Tabii buradaki “hukuki ve siyasi zemin” vurgusunu ayrıca analiz edeceğiz.
DEM’in de Öcalan’ı adres olarak gösterdiğini hatırlarsak bu durum Türkiye sınırları içinde sonuç verecek bir projeye dönüşebilir.
Ancak işte tam bu değerlendirmeler yapılırken TUSAŞ’a alçak bir saldırı yapıldı. Türkiye’nin göz bebeği, Türk savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtaracak en önemli hamlelerin yapıldığı TUSAŞ’ın saldırı hedefi olarak seçilmesi de elbette bir mesaj niteliği taşıyordu.
Mesajın kimler tarafından verildiği beli değil mi?
Diyorlar ki;
“Öcalan’ın gücü yetmez.. Sınırları aşamaz...”
Nitekim hepimiz sorduk:
-Bu kadar kısa sürede bu terör organizasyonu nasıl yapıldı?
Hedefler, keşifler, silahların ayarlanması. Saldırı planı...
Nasıl bu kadar kısa sürede yapılmıştı?
Belki de Türkiye’de bırakılan “uyuyan hücrelere” hedefler önceden verilmiş ve bekletiliyordu. Bunları bilmemiz mümkün değil elbette. Ama bildiğim bir şey var.
TUSAŞ’a yapılan bu alçak saldırı diyor ki;
“Abdullah Öcalan’la silahları bıraktıramazsın..”
Bunu yalnız Kandil mi diyor?
Bana göre bu mesaj doğrudan Suriye’nin kuzeydoğusundan geliyor.
PKK/YPG organizasyonundan geliyor..
ABD korumasındaki topraklardan geliyor.
Çok iyi biliyoruz ki..
Suriye’de Fırat’ın doğusunda ABD’ye bağlı özerk bir yapı kurulması halinde bu aynı zamanda İran’a karşı ABD ve İsrail için de bir tampon olacaktır.
Ortadoğu’da sınırların yeniden çizilmesi operasyonunun bir parçasıdır.
Ayrışma dediğim de işte budur.
Öcalan iç barış için adım atabilse bile, Suriye’nin doğusundaki PKK/YPG oluşumu devam ettirilecektir.
Sözünü ettiğim turnusol kâğıdı işte bu ayrışmayı da ortaya çıkartacaktır.
Mesela DEM’in içinde “Kuzey Suriye” diyenler ayrışabilir mi?
Elbette kolay değil.
Kürt hareketinin silah bırakıp iç cepheye dahil olmasıyla;
Sınır ötesindeki “terör devleti” hazırlığı bu ayrışmanın kilit noktasıdır.
Anlayacağınız Devlet Bey’in hamlesi bütün bu gerçekleri, bütün bu soruları turnusol kağıdının üzerinde bütün çıplaklığıyla ortaya çıkartmıştır.
Tarihi bir denemedir.
Bu ayrışmayı daha detaylı inceleyeceğim.
Alçak saldırıda şehit düşen kardeşlerime Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Zorlu günler yaşayacağız.
Paylaş