Paylaş
Ama önce şu sözü yazmak istedim:
“Bu dünyada sizi ateşle hemhal eden Allah, öbür dünyada ateşlerden korusun...”
Şimdi hikâyeye geçebiliriz...
Akşama doğru ormandan dönüyorlardı. Bir ay boyunca çıkan orman yangınlarında alevlerle savaşırken bitkin düşmüşlerdi.
Yine 29 Eylül günü Urla’nın Balıklıova Mahallesi’nden bir yangın ihbarı aldılar.
Bu anı DHA İzmir Muhabiri şöyle anlatıyor:
“Saat 19.00 sıralarında gelen ihbar üzerine bölgeye hareket eden orman ekipleri, gece sabaha kadar mücadele etti ve yangını kontrol altına alıp söndürdü. Ertesi gün bölgede soğutma çalışmaları yapıldı. 17 hektar ağaçlık, 3 hektar da tarım arazisinin zarar gördüğü yangınla gece boyu mücadele eden orman ekipleri dönüşümlü olarak dinlendiği alana geldiklerinde...”
VE İŞTE O SAHNE
Üzerlerine sinen o yanık kokusu, yüzlerindeki kül rengiyle dinlenme alanına geldiler.
Ağaçların bittiği yerdeki tahta masaya oturduklarında gördüler.
Bir gül demeti ve altında bir zarf...
Ne olabilirdi ki...
O sırada Orman İşletme Müdürü Mehmet Bey geldi.
“Müdürüm masada bir zarf bulduk...”
“Açtınız mı?”
“Vallahi şimdi bulduk. Üzerinde de güller vardı. Buyurun siz açın.”
Mehmet Bey zarfı açıp okumaya başlar...
MÜDÜR BAŞINI MEKTUPTAN KALDIRAMAZ
Tek sayfalık mektubu bir çırpıda okur. Ama bir türlü mektuptan başını kaldıramaz.
Ormancılar sorar:
“Ne oldu müdürüm. Kötü haber mi? Ne yazıyor?”
Mehmet Bey başını hafifçe kaldırdığında yanağından bir iki damla yaş süzülür...
“Çocuklar öyle bir mektup ki bu...” der ve titreyen bir sesle okumaya başlar:
“Değerli Ormancı kardeşlerim,
Köyümüzde oturan bir insan olarak, bu yaz çıkan yangınlardaki başarılı mücadelenizi gözümüz yaşlı olarak izledik.
Özellikle dün akşam bütün şartların olumsuz olduğu (karanlık, rüzgâr, kuru yerler ve gece olması hasebiyle hava desteğinin olmaması) yangında göstermiş olduğunuz üstün başarı bizi çok duygulandırdı...
Sizleri tebrik ediyor ve sizler için şu duayı ediyorum:
Allah ayağınıza taş değdirmesin ve bu dünyada ateşle hemhal ediyor, öbür dünyada sizleri ve ailelerinize ateşlerden korusun...
İnşallah yaptıklarınızın karşılığını hesap-kitap yapılmadan cennet olarak versin...
Hayatınızda hep güzellikler olsun...
Kutsal meslek erbapları...
Bir vatandaş...”
Mektubu dinleyen ormancılar da oturdukları yerde öylece kalırlar. Gaziemir Orman İşletme Müdürü Mehmet Çaprazlı o kadar duygulanmıştır ki...
Gaziemir’den Urla’ya kadar çıkan o yangınlar gelir gözlerinin önüne.
Dün gece yaşanan o cehennem...
Patlayıp kor halinde kurşun gibi fırlayan kozalaklar... Orman canlılarının canhıraş bağırışları. Kanatları tutuşmuş kuşlar... Ve alevlerin gönderdiği o cehennem gibi rüzgâr... Koca çınarların çatırtılarla kavruluşu... Elde kazma-kürek, elde ne varsa o cehennemle savaşan ormancılar...
Belli ki yakın bir köyden birileri ormanlarını kurtaran bu kahramanları izlemişler. Ellerinden geldiğince yardım etmişler.
Ve ertesi gün bu mektubu bırakmışlar.
Beni mektup kadar etkileyen diğer şey de mektubun üzerine bırakılan bir demet güldür.
Bu nasıl bir duygu yüküdür? Nasıl bir nezakettir ve nasıl bir doğa mirasıdır...
Manavgat’tan Marmaris’e...
Bodrum’dan Urla’ya, Adana’dan Mersin’e kadar...
Memleketin birçok yerinde, alevlerle mücadele eden ormancı, itfaiyeci kahramanlara gider bu mektup...
Evet...
Bazen bir mektup, bir satır yazı, bir tek söz, en büyük madalyalardan daha değerlidir.
Bu yolda şehit düşenlerin mekânı cennet olsun...
O mektubu yazan vatandaşı bütün kalbimle kutluyorum...
Paylaş