Paylaş
Dalga dalga yayılıyor. Dün Bodrum’dan başlayan yıkımları duyurduk.
Vali İdris Akbıyık’ın talimatıyla Türkiye’nin en uzun sahillerine sahip olan Muğla ilçelerinde;
Çevre, turizm, orman, jandarma, polis, sahil güvenlik ve liman başkanlıkları çok ciddi bir çalışma yürütüyor.
Yakında size geniş bir yıkım istatistiği verebilirim. Tabii bir konuyu yine hatırlatmakta fayda var. Alınan yıkım kararlarını durdurmak için bölge idare mahkemelerine dava açarak oyalamayı planlayan rantçılar var.
Adam gelmiş denize sıfır evi yapmış.
Önüne iskeleyi çıkmış.
İdare Mahkemesi’nde “hak arıyormuş” gibi yapıyor.
Sayın hâkimlerimize güveniyoruz. Bu oyalama taktiklerine elbette izin vermeyecekler.
Belediyelerden gelen dosyalar üzerinden hangi idare mahkemesinde hangi dava görülüyor;
Onları da dikkate alacağız.
Kim haklı kim haksız, karar verecek olan hâkimlerimizdir. Ve eminim ki halkın malını koruyacaklardır.
Kanun açık.
Sahiller halkındır.
Yakında gelen ihbarları da kontrol ettikten sonra yayınlayacağım.
MARMARİS GİRİŞİNDEKİ DEVASA BETON YAPI
İşte Marmaris’ten gelen bir ihbar...
Dünyanın en güzel körfezlerinden Marmaris Körfezi’ne denizden girerken iskele (sol) tarafınızda ağaçları yutmuş devasa bir inşaat görüyorsunuz.
Beton... Beton... Beton...
Düşünün ki; dev kruvaziyer gemilerle Marmaris’e gelen turistlerin ilk gördüğü manzara bu oluyor.
Kim nasıl izin vermiş bilmiyorum.
Ama yeni seçilen belediye başkanının bu durumdan çok rahatsız olduğunu biliyorum.
Olayın içinde çok söylenti var.
Ben şimdilik bu kadarla yetiniyorum.
Şimdi ben çıkıp o beton yapının birkaç yüz metre ilerisinde bir yere bir kulübe yapsam neler olur neler.
Peki bu nasıl oluyor?
Birisi çıkıp açıklamalı. “Yasal” demeli.
Evet arkadaşlar zaman zaman çevre için, sahillerimiz, denizlerimiz, ormanlarımız için bu yazıları yazacağım.
Sizlerden gelen ihbarları, fotoğrafları araştıracağım.
Tekrar söylüyorum: Eğer ufacık bir sahili, küçük bir koyu, bir ağacı, bir ardıç kuşunu, bir martıyı, bir çatal kuyruğu bile kurtarsak ne mutlu bize.
KISA MESAFELERDE İKRAM KISA KESİLSE
İşte yine bir türbülans. Ve kabin memurunun beli kırıldı. Niye?
Çünkü arkadaşlar; Uçak tekerleğini kaldırıp yatay uçuşa başladığı an kabin görevlileri müthiş bir hızla ikram arabasını itmeye başlıyor.
Niye müthiş bir hızla... Çünkü uçak havalanıp da yatay uçuşa geçtikten dakikalar sonra inişe başlıyor.
Kemer ışıkları tekrar yanıyor. Kabin görevlileri ikramı yetiştirmek için çırpınıyor.
İşte bu noktada ani bir türbülans çok kötü sonuçlar yaratıyor.
Sayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdülkadir Uraloğlu...
Sayın THY yönetimi; Biliyorum ikramı kaldıramazsınız. Çünkü o zaman marka değerine zarar gelebilir. Ama en azından ikramı azaltın. Ya da daha hızlı yapılacak bir formül bulun.
Çünkü artık hava şartları da değişti.
İklim değişikliği gün gibi ortada.
Eskiden görmediğimiz tropik hortumları, değişken ve sert rüzgârları görüyoruz.
Gökyüzünü aniden Afrika’dan gelen toz bulutları kaplıyor.
Hava normal olarak bildirildiğinde “ani rüzgârlar” keskin ve anlık hava akımları yaratabiliyor.
Elbette kemerler sürekli bağlı olmalı.
Ama en azından kabin görevlilerinin can sağlığı için kısa mesafelerdeki ikramı kaldırmadan bir önlem alsanız.
Başka acı yaşamasak.
Paylaş