Alavere dalavere! Türk ve Kürt Memed nöbete öyle mi?

BATI başkentlerinden gelen istek özetle şöyle:

Haberin Devamı

-IŞİD’e karşı Kürtlere silah verelim...
-IŞİD’e karşı Türkler kara harekâtı yapsın...
Peki ne oldu?
Bunun bir adı var elbette. O da şudur:
-Alavere dalavere, Türk ve Kürt Memed nöbete öyle mi?
Nasıl mı?
Anlatayım:
Milletlerin tarihinde “talihsiz dönem” diye bir şey varsa şu yaşadığımız tam örneğidir...
Düşünün ki, 2 yıldır süren bir müzakere süreci var.
Türkiye’nin demokratikleşmesinde tarihi bir değeri olan bu süreç hızlanırken, IŞİD vahşeti ve Kobani krizi geliyor.
Şu paradoksa bakın...
Dünya IŞİD’i yok edilmesi gereken bir terör çetesi olarak ilan etmiş.
PKK ve diğer Kürt güçleri Kobani’de IŞİD’le savaşıyor.
Ve Batı, Türkiye’nin Kobani’ye müdahale etmesini istiyor.
Avrupa basını ve özellikle Almanya, Türkiye’yi açıktan bir kara harekâtına doğru itiyor.
Ama soran yok.
-Türkiye neden oraya kara harekâtı yapmalıdır?
-Neden NATO devreye girmiyor?
-Koalisyon güçleri nerede?
-Kahraman Mehmetçik niye tek başına o bataklığa sürülüyor?
Obama’nın “Bir tek ABD askerini riske atmam” sözü hâlâ kulaklarda.
Ve diğer sorular:
- Türkiye silah yardımı yapsa, PKK’ya mı yapacak?
Türkiye müzakere sürecinin en kritik anında işte böyle bir paradoksa sürükleniyor.
Paradoksun öteki yüzünde, Türkiye Kobani’ye girmese, IŞİD’e destek veriyor diye suçlanıyor.
Bu da Türkiye’deki müzakere sürecini bitirme noktasına getiriyor.
Herkes biliyor ki, Türkiye bu demokratikleşmeyi gerçekleştiremezse kanatları kırılacak.
İşte talihsizlik dediğim de burada.
Şu hale bir bakın.
-PKK’ya silah yardım yapmaya zorlanan bir Türkiye. Gerekirse biz yapalım diyen Batı başkentleri.
-Öcalan’la müzakereyi götüren bir Türkiye...
-Kobani’ye kara harekâtına zorlanan bir Türkiye...
İşte buradan çıkarıyorum o sözü.
Batı’nın istediği budur:
Türkler kara harekâtı yapsın. Kürtlere silah verelim, savaşsın..
Yani:
“Alavere dalavere Türk ve Kürt Memed nöbete!”

Haberin Devamı


TÜRKİYE NE YAPMALI?


Bu saçmalığa karşı Türkler, Kürtler, Arap, Ermeni, Çerkez, Rum, Zaza, Boşnak, Laz, yani kim varsa, Anadolu’nun bütün evlatları, savaş için değil, demokrasi nöbeti için bir araya gelmeli artık.
Ve en önemlisi, IŞİD denilen o çetenin Suruçlu vatandaşımın akrabasını Kobani’de katletmesine de seyirci kalmamalıdır.
NATO ne gün için var? Türkiye NATO’yu ayağa kaldırmalıdır.
Ama öyle toplantı falan değil. Acil ve Acil...

Haberin Devamı


BEN SEVMEYE DEVAM EDECEĞİM


O saldıranlara baktım da...
İçimden bir tek ses yükseldi...
Hayır! Ne yapsanız bu sevgimi kıramayacaksınız.
Hangi habis provokasyonu ateşleseniz, hangi nefret tuzağını kursanız. Hangi cerahat yüklü planı uygulasanız...
Ben Anadolu’nun saf ve tertemiz evlatlarını sevmeye devam edeceğim.
Hatay’daki Arap Kerim’i...
Kurtalan’daki Nevzat Karatay’ı...
Trabzon’daki ülkücü İsmail kardeşimi.
İzmir’deki tasarımcı Dilek’i...
Gökova’daki Kambur Tahir’i, Okluk’ta Deniz Kızı Kaptan Mustafa’yı... Apo’yu...
İstanbul’daki Artin’i. Cezo’yu. Sevan’ı sevmeye devam edeceğim.
Ağabeyi müebbet yatan BDP’li Mesut’u, Vedat’ı sevmeye devam edeceğim.
Ağrı’da Sırrı Sakık’ı... Mardin’de Ahmet Türk’ü. Antalya’da Menderes’i, Aydın’da “Topuklu Efe” Özlem Çerçioğlu’nu sevmeye devam edeceğim.
Bu bayrağı bize emanet edip bir arada yaşama kültüründen bir ulusal Kurtuluş Savaşı çıkaran Mustafa Kemal Atatürk’ü ve arkadaşlarını sevmeye devam edeceğim...
Ne yaparsanız yapın, ben bu ülkeyi ve aynı demokratik gelecekte bir arada yaşamayı hak eden insanları bütün kalbimle sevmeye devam edeceğim.
Bizde bu sevgi varken...
Yıkılmayız vesselam!

Yazarın Tüm Yazıları