Paylaş
Ailesi günlerce enkaz altında aramış ama bulamamıştı.
Hiçbir iz yoktu.
Büyükanneler, dedeler, halalar gözyaşları içinde bir haber bekliyorlardı.
Yakınlarını kaybetmiş aileler sürekli olarak birbirleriyle görüşüyorlardı. Neredeyse onlar artık bir aile olmuştu.
İşte öyle bir sohbette öğrenmişlerdi:
“Enkazdan çıkartılan bir çocuk ailesi bulunamadığı için sevgi evine yerleştirilmiş. Aile büyük çabalardan sonra çocuğu Bursa’da bir sevgi evinde bulmuş...”
Bu haber yakınlarını kaybedenler arasında dalga dalga yayılıyordu.
Ve bir gün Ada bebeğin ailesine bir fotoğraf ulaştırıldı.
Bir askerin omzunda altın sarısı saçlı, masmavi boncuk gözlü bir kız çocuğu...
Fotoğrafı gören anneanne Nadire Hanım tutulup kalmıştı:
“Allah’ım, bu bizim Ada bebeğimiz olabilir mi?”
Askerin omzundaki çocuk o kadar Ada’ya benziyordu ki...
Aile kaynıyordu.
“Acaba?” diye başlayan sorular bütün aile büyüklerinin içini kemiriyordu.
Acaba yaşıyor mu?
Yaşıyorsa nerede?
Ve kısa bir süre önce beni aradılar.
Ada bebek diye kuşkulanılan fotoğraf benim köşemde yayınlanmıştı.
Hemen Milli Savurma Bakanlığı’na başvurdum.
Asker “Büyük bir titizlikle araştıracağız” demişti.
Askerin bu konudaki hassasiyetini bildiğim için mutlak bir sonuç alınacağına inanıyordum.
Eğer o çocuk Ada Mursaloğlu ise hayatımın en güzel gazeteciliğini yapmış olacaktım.
Eğer değilse...
Bir ailenin içini kanser gibi oyan o kuşkuyu ortadan kaldıracaktık.
Ve arkadaşlar, önceki gün Milli Savunma Bakanlığı Basın Dairesi’nden aradılar.
Önce ilk cümleyi aktarayım:
“Fatih Bey vatandaşlardan gelen bu tür talepleri büyük bir titizlikle inceliyoruz. Sizden gelen talebi de aynı şekilde araştırdık. Hassasiyetiniz için de teşekkür ederiz. Size hazırladığımız metni gönderiyoruz.”
İŞTE O ARAŞTIRMANIN SONUCU
Milli Savunma Bakanlığı gerçekten çok titiz bir çalışma yapmıştı.
İşte şimdi size o çalışmanın sonucunu aktarıyorum:
“TSK Şubat ayındaki depremler sonrası hayatın normale dönmesi, yaraların sarılması için faaliyetlerine aralıksız devam etmektedir. Bu kapsamda halktan gelen talepler en ince ayrıntısına kadar incelenmekte ve çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.
1-Bu kapsamda Hatay bölgesinde personelimizin kucağında resmi olan bir bebeğin kayıp ADA bebek olabileceği yönünde iletilen talep de hassasiyetle incelenmiştir.
2-İlk aşamada bebeğin kucağında olduğu personelin araştırılması için K.K.K.’lığına yazı gönderilmiştir. 6’ncı Kolordu Komutanlığınca personelin 58’inci Topçu Tugayı Polatlı Ankara’da görevli Topçu Ütğm Hayrettin Çelik olduğu tespit edilmiştir.
3-Personelden alınan bilgiler ve yapılan araştırmada:
Çocuğun adı: Nur Avşan El Hıdır
Baba adı: Ala
Anne adı: Sülaf
İkamet: Hatay/Kırıkhan/Keli Mahallesi
Muhtar: Halil OKÇU
Olarak tespit edilmiştir.
4-Çocuğun bayram ziyareti maksadıyla anne ile birlikte Suriye ye gittiği, babanın ikâmet adresinde olduğu, anne ve bebeğin bayramdan sonra geleceği öğrenilmiştir.”
Evet arkadaşlar.
Sonuç olarak:
Ada bebek hâlâ kayıp. Üzülsek de, aynı zamanda bir başka bebeğin kurtulduğunu öğrenmiş olduk.
Ve en önemlisi...
Bir ailenin içini kemiren “Acaba yaşıyor mu?” sorusunun cevabını bulmuş olduk.
Bu nedenle...
Daha ilk günden telefonum üzerine araştırmaya başlayan...
Ve büyük bir titizlikle sonuçlandıran Milli Savunma Bakanlığı’na çok teşekkür ediyorum.
Biz elimizden geleni yaptık.
Ada bebeğin tüm ailesine sabırlar diliyorum.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybeden herkese sabırlar diliyorum.
Bu yazım üzerine Ada bebeği merak edip araştıran, bana mesaj yazan, yardım etmek isteyen tüm okurlarıma da şükranlarımı sunuyorum.
Bu olay bir kez daha gösterdi ki...
Biz bir sevgi ve yardımlaşma toplumuyuz.
Böyle bir millete mensup olmaktan bir kez daha gurur duydum...
Paylaş