Paylaş
Soruşturma açıldı... Tamam.
Ama yıllardır kimliğimizi taciz edenleri ne yapacağız?
Beklenmedik anda bir telefon:
- Efendim falancayla mı görüşüyorum?
- Buyurun benim...
- Efendim ‘bilmem nereden’ arıyoruz. Kampanyamız vardı...
- Arkadaşım, benim telefonumu nereden buldunuz?
- Efendim, lütfen saygılı olun.
- Oluyorum da benim özel telefonumu siz nereden buldunuz?
- Bir alışveriş yapmışsınız, oradan ortak paylaşım...
- Neresiymiş orası?
- Ben onu bilemem efendim...
Çoğu zaman hiçbir suçu olmamasına rağmen çağrı merkezindeki görevliler zor durumda kalır.
Bunun gibi binlerce örnek...
Mesela Teknosa’dan bir televizyon alırsınız... Kasadaki görevli teslimat için bir cep numarası ister.
“Aman kampanya mesajı atmayın” diye uyarırsınız.
“Tamam” der.
Ama bu defa telefon numaranız satın aldığınız ürünün Türkiye dağıtıcısına geçer.
Oradan ararlar...
Tam bir kimlik tacizidir bu.
Bir bakarsınız, ‘bir hastane kampanyası’...
Bir bakarsınız, ‘fiber telefon hattı’...
Digiturk zaten bitmez...
Bir de açarsınız telefonu, o madeni sesli bant kaydı...
Çıldırma noktası işte bu bant kaydıdır...
Yasa çıktı...
Kimse isteği dışında rahatsız edilemez dendi...
Kimin umurunda?
Kimlik tacizi, telefon tacizi çıldırtıcı bir noktada sürüyor...
Bir de üstelik bizim bu bilgilerimiz üzerinden ticaret yapılıyor.
Adam topluyor senin benim telefon numaralarımızı...
Sonra özel kart çıkarmak isteyen kurumlara, bankalara, hastanelere pazarlıyor.
Sizin satın aldığınız ürüne göre, ilgili her yere satıyor.
Devletteki kimlik bilgilerimiz çalındı ya...
Her gün uğradığımız kimlik tacizi için bir soruşturma yok mu acaba?
Kimliklerimiz üzerinden süren bu ‘karaborsa ticaret’e karşı ne yapacağız?
Kime şikâyet edeceğiz arkadaş?
PUTİN ROL ÇALMAYA DEVAM EDİYOR
DAVUTOĞLU o zaman Dışişleri bakanıydı...
Kahire, Şam, Kıbrıs gezisindeydik.
Gezinin Şam durağında müthiş bir heyecan vardı.
Uçağa binerken açıklamıştı:
“Ermenistan’la anlaşma...”
Türkiye, Ermeni soykırım iddialarına bir çözüm getiriyordu.
Ermenistan krizine çözüm getiriyordu.
Azerbaycan-Ermenistan krizi normalleşiyordu.
Çok heyecanlanmıştık.
Onlarca yıldır çözülemeyen mesele için tarihi bir adım atılmıştı.
Sonradan Erivan’a gittik. Milli maçı izledik...
Geldik bugüne...
Azerbaycan-Ermenistan çatışmaları için barış masası Moskova’da kuruldu.
Azeri ve Ermeni bakanlar Ankara’da değil Moskova’da el sıkıştı.
İşte buna üzüldüm.
Türkiye bölgenin çözüm merkezi olmak için yola çıkmıştı.
Ama şimdi Putin, ‘Hayır, burada büyük abi benim’ demek için her yolu deniyor.
Osmanlı’dan bu yana her fırsatta bu topraklara uzanmak isteyen Rusya...
Bu defa Türkiye ile her alanda savaşıyor.
İran’la el ele... Esad’la kol kola...
Şimdi Ermenistan üzerinden Türkiye’ye ‘Azeri kartı’ açmaya çalışıyor...
Muhtemeldir ki...
Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki çatışmayı da o tetiklemiştir...
Mesaj açık:
‘Ben savaştırırım, ben barıştırırım...’
Ukrayna’dan Kırım’a...
İran’dan Suriye’ye...
Ermenistan’dan Azerbaycan’a...
Açık değil mi?
Türkiye bölgedeki dengeleri lehine çevirebilmek için, yeniden bir diplomatik strateji belirlemelidir.
Paylaş