DÜNYANIN en büyük markalarından birinin CEO’suna bir gazeteci soruyor:
- Nerede oturuyorsunuz? - Nasıl yani? - Adresiniz nerede demek istedim? CEO gülerek cevap veriyor? - 2-C... - Anlamadım?... - O kadar çok geziyorum ki. Sürekli uçaktayım. Yani adresim koltuk 2-C... İşte böyle bir dünyadayız artık. Adresleri gökyüzünde olanların dünyası... Kıtalararası füzelerin yerini, kıtalararası markalara bıraktığı bir rekabet dünyası. Uçak ve tren koltuklarında yaşayan yerleşik yabancıların hemzemin geçidi. Köklü adreslerin, sarayların, malikânelerin yerini alan uçak koltukları, otel odaları.. Markaların adreslere harita olduğu bir dünya. New York’taki toplantıdan çıkıp, Londra’daki yemeğe yetişenlerin adresi neresi olabilir ki? Çalıştıkları markalardır adresleri... Dikkat edin, işte böyle bir dünyada, artık ülkeler yalnızca bayraklarıyla değil, markalarının logosuyla da tanınıyor. Mesela ne kadar basit ama bulunması zor bir logodur Nike... Kore bayrağını bilmeyen, Avustralya Open’daki KİA markasını tanıyor. Frankfurt’ta ve Berlin’de merkez binalarının üzerinde bir yıldız gibi dönen Mercedes amblemi Alman sanayisinin bayrağı değil midir? BMW’nin Münih’teki merkezinde uluslararası toplantılar yapılıyor. Onlarca logo geliyor o toplantılara. Coca-Cola yalnızca bir gazoz mudur? İnsanlar yalnızca ülkelere ve bayraklara göre tanımlanmıyor. Her kimlik, başka bir adresin logosunda buluyor aidiyetini. CEO’nun 2-C adresini vererek anlatmak istediği de budur işte. Ama başka adresler de var bu çağda... Mesela denizcilik dünyamızın bilgesi Sadun Boro.. Sorun bakalım adresi neresi? Bir yelken seyrinden sonra Okluk Koyu’na girerken ben sormuştum. Cevabı şuydu: “Okluk Koyu... 8 No’lu çam ağacı... Gökova... Marmaris...” Adresi budur Sadun Ağabeyin... Teknesi Kısmet, yıllarca cennetin kıyısında demirlemiştir. Okluk’ta, 8 No’lu çam ağacına kıçtankaradır. O da adres, bu da... - Havada 2-C... - Denizde 8 No’lu çam ağacı... Şimdi sorun bakalım kendinize... Ama iyice düşünün. Hırslarınızı, başarı öykülerinizi, yaşınızı dikkate alarak büyük bir samimiyet ve sahicilikle cevap verin... Ve sakın “Param olsaydı” diye başlayan bir cevap olmasın bu... Çünkü hayal coğrafyasında para geçmez.. Evet şimdi sorun bakalım kendinize: - Siz hangi adresi seçersiniz? - 2-C mi? - 8 No’lu çam ağacı mı? Adres ve hayal dedik ya... Belki cevabınızda yardımcı olur diye, üstat Cemal Süreya’dan bir başka adres: “Doğu Ekspresi’nden Haydarpaşa’da indiler... Adresleri biletlerinden ibaretti...” Herkese kalbinin adresinde keyifli bir hafta sonu dilerim..