Paylaş
Müthiş... Muazzam. İnsanı yerine çivileyen bir film bu.
İlk sahne; olimpiyat stadında kulvarda startı bekleyen sporcular. Patlayan bir tabanca.
İkinci sahne; Afrika’dan bir yer. Bir kalaşnikof tüfeğe sürülen bir mermi. Ve ateş. Koşarak kaçan çocuklar.
Ve şu söz:
-Herkesin koşma nedeni başkadır!
Olimpiyatlarda yarışacak “mülteci takımı” için yapılmış bu belgesel.
Ve seçmeler.
Arkadaşlar, olimpiyatlara katılmak için başvuran mülteci gençlerin o seçmelere nasıl girdiğini bir görseniz.
O kamplarda çılgınlar gibi çalışıyorlar. Canları pahasına antrenman. Kan ve ter...
Seçilen sporcu olimpiyatlara katılacak ve önünde bir başka hayat açılacak.
Seçilemeyen yine o kampta... Yine ızdırap... Yine geleceksizlik...
2) YUSRA 3.5 SAAT YÜZEREK YUNANİSTAN’A ULAŞMIŞTI
Olimpiyatlara ulaşan öyle acılı hikâyeler var ki...
İşte Yusra...
Suriye iç savaşından Türkiye’ye kaçıyor. Kamplar, zor hayat derken diğerleri gibi o da kız kardeşiyle birlikte 20 kişi bir lastik botla Yunanistan’a doğru açılıyor.
İnsan kaçakçılarının vahşi oyunu orada da devreye giriyor. Bot batıyor.
Yusra Mardini ve kız kardeşinin Suriye’de yüzme dereceleri var. Ve 3.5 saat yüzerek bir Yunan adasına ulaşıyorlar.
Düşünün gecenin karanlığı, azgın dalgalar. Giderek soğuyan su. Hipotermi...
Muazzam bir yaşama isteğiyle karaya çıkmayı başarıyorlar. Ve bir yolunu bulup Almanya’ya geçiyorlar.
Amaç yüzme sporuna devam etmek.
Yusra 2 yıl boyunca hiç antrenman yapamadan bekliyor. Ama sonunda adını olimpiyat listesine yazdırmayı başarıyor.
Mardini’nin olimpiyatlardaki mülteci takımı için söylediği şu sözü insanları evinden, yurdundan eden zalimliğe karşı yazıyorum: “Her birimiz hayallerini; okyanusların, çöllerin ve şehirlerin ötesine taşıdı. Ve böylece sınırlara meydan okuyan ve herkese ait kendimizden büyük bir takım oluşturdu.”
Yusra son söz olarak da “Ben böyle bir takım istemiyorum, mültecilik bitsin istiyorum” diyor.
Ama ne yazık ki... Demokrasi dışı dünyada vahşet var. İnsanlar bu yüzden Batı’daki demokratik ülkelere kaçıyor.
3) BAYRAKLARI CAN SİMİDİ
2016 ve 2021’de olimpiyatlara katılan mülteci takımı kendisine bir de bayrak tasarlamıştı. Can simidi renklerinden oluşan bir bayrak. Ama o bayrak kabul edilmemişti. O yüzden de tribünlerde açılmıştı. Tribünlerde bir isyan işareti gibi açılmıştı o bayraklar.
Şimdi merak ediyorum:
2024 Paris Yaz Olimpiyatları’nda bu bayrak kabul görecek mi?
Sanmıyorum.
Aslında mülteci takımının olimpiyatlara alınma nedeni mülteci krizine karşı dünya çapında bir farkındalık yaratılmasıydı. Bayrak kabul görmese de çok daha önemli bir etki yaratacak.
4) BELGESELİ MUTLAKA İZLEYİN
Belgeselin en çarpıcı bölümü seçmelerin sonuçlarını bekleyen o çocukların heyecanı. Yaşamla ölüm arasında durur gibiydiler. Nazi kampındakileri kurtarmak için liste yapan Schindler’in Listesi filminden bir sahneydi sanki.
Kaybeden yıkılıyor. Seçilen göklere uçuyor.
Dünyada mülteci krizini en ağır şekilde hisseden, maddi manevi yükünü taşıyan bir ülke olarak Türkiye’nin Milli Olimpiyat Komitesi’nin bu küresel ve sportif farkındalık için bir katkısı var mı bilmiyorum. Ama olmalı. Mutlaka olmalı.
Avrupa, füzelere karşı kendisine hava kalkanı kuruyor. Mültecilere karşı duvarlar. Milyarlarca dolar harcanıyor.
Peki insanlık bu kanlı çılgınlıktan kalkanla, duvarla kurtulabilir mi?
Mümkün değil...
Olimpiyatlarda açılacak mülteci bayrakları işte bunun kanıtı olacaktır.
Paylaş