Paylaş
2016’de geri döner mi o ‘umut’ bize?...
‘Karma’ya inananlar var...
Ben ‘iyiliğin gücü’ne inanırım.
Pozitif olmaya...
Başkası için iyi düşünmeye güvenirim.
Mesela bu sabah gökyüzüne bakarken ‘umut’ diye geçirsek içimizden...
Anadolu’nun milyonlarca hanesinden milyonlarca yürek ‘umut’la dolsa...
İyilik olarak geri dönmez mi bize?
Mesela, Cizre’de, Sur’da silahlar sussa...
Mesela çocuklarımızın geleceği için hayaller kurabilsek.
Herkes sevdiği şairden bir şiir seçse...
Birisi ‘Mahler’den, diğeri ‘Itri’den bir ses alsa.
Başarıyı övecek kadar yükselsek.
Bu yıl müthiş bir film çıksa...
Nobel sonrası bir de Oscar gelse...
İçimizi tutuşturan, aşklarımızı ayaklandıran birkaç beste gelse...
Üzerinde ay-yıldız olan nüfus kâğıtlarımızın değerini bir daha hatırlasak...
O manevi tapuyu sıradan bir kimlikmiş gibi görenlere sarılıp, değerini hatırlatsak...
Evinden barkından olan Suriyeli çocuklara bakıp, “insanın bir vatanı olmasının ne kadar önemli” olduğunu haykırsak...
İyi olmayı bilmeyenlere öğretsek...
Bu ülkenin eksiklerini değil de bir defa olsun artılarını saysak.
Dünyanın en güzel koylarını, kıyılarını, doğasını hatırlasak...
Vatanseverliğin yalnızca cepheden değil, bir çam ağacını korumaktan da geçtiğini söylesek...
Bir umutla söylesek...
Övmekten korkmasak...
Başarıyı, güzeli alkışlamayı ‘yağcılık’ diye örtbas etmesek...
Nihayet iktidar ve muhalefetin “bir sivil anayasa için el sıkıştığını”nı gördük ya...
“Buna da şükür” demeyi bilsek...
Dünya şampiyonası için Avrupa karmasına seçilen tek Türk atlet olan Esma Aydemir’i alkışlasak...
Bir maç kaybedince ‘Milli Takım’ı yerin dibine batırmasak...
Bize sevmeyi unutturan ne varsa, ‘umutla’ karşılasak...
O ay-yıldızlı bayrak için... Türkiye için... Varlığımız için...
Geceleri tuzaklara karşı, karda kışta çelik yelekle uyuyan aslanlarımıza bir ‘umut’ göndersek...
Türkiye’deki her meselenin ‘barışla’ çözüleceğini haykırsak...
Birbirimizi anlamayı bir daha ve yeni bir umutla denesek...
Mesela sevgili Gülşen’le Pervari’de yine Türkçeden Kürtçeye şiirler okusak...
İntikamsız bir yıl dilesek...
Başta Can Dündar ve Erdem Gül olmak üzere tüm tutuklular için tutukluluk süresini cezaya dönüştürmeyen ve gecikmeyen bir adalet dilesek...
Nefretsiz mevsimler istesek...
Birbirimizi özlemeyi bilsek...
“Nasıl bilirdiniz” diye sorulduğunda...
Ölülerimizin arkasından güzel hikâyeler anlatabilsek...
Birisine inanmanın ‘saflık’ olmadığını anlasak...
Hatta ‘saflığın’ kurnazlıktan daha güvenli olduğunu söylesek...
Dünyayı kanlı bir tarih haline getirmek isteyenlere karşı hep birlikte ‘umut’ desek...
Bu sabah benim için... Kim beni okuyorsa...
Bir kez ‘umut’ diye geçirse içinden...
Dönüp gelen bir dua olmaz mı bu memlekete?...
En saf halimle, herkese kalp mesafesinde...
Mutlu ve sağlıklı bir yıl diliyorum...
Bir ‘umut’ diliyorum...
Paylaş