Yazmanın inanılmaz keyfi

YAZARLIK, gazetecilik böyle bir iştir. Karanlığa bir taş atarsınız.

Hedef bazen uzaktır, bazen çok güçlü görünür. Ama siz taşı atarsınız.

Bazıları size güler, alay eder.

Ama siz yeterince iyi nişan almış, taşı hak edene atmışsanız o taş bir gün gider hedefini bulur. Yine öyle oldu.

Devlet ‘‘yasaların gereğini’’ yaptı ve Çukurova ve Kepez Elektrik'e el koydu.

Bunun böyle olması gerektiğini ben yıllarca yazdım.

Ama kimse gereğini yapmadı, yapamadı.

Hükümetler korktu, sindirildi. Bürokratların bazıları ‘‘bağlandı’’, bazıları ‘‘korkutuldu’’.

SPK'nın, devletin açtığı davalar hep ‘‘bazı’’ mahkemelerde bekletildi, uzadı gitti.

SPK'nın avukatları davalara yanlarında polis olmadan gidemez, giremez hale getirildi. Her hükümet döneminde bunların üzerine gidilmek istendi ama bir şekilde geri adımlar atıldı.

İlk kez bir hükümet bu kadar etkili ve güçlü bir adım attı.

Türkiye'de ‘‘hukukun herkese karşı işleyebildiğini’’ göstermesi açısından çok önemli bir adım.

Umarım gerisi gelir.

Hukuki karara siyaset kalkanı

UZAN Grubu Çukurova ve Kepez Elektrik'e el konulmasını büyük bir hızla siyasi platforma çekmek isteyecektir. Buna kuşku yok. Bundan hemen hemen 1 ay önce, bunu yazmış olduğum için bugün tekrarlamakta bir sakınca görmüyorum.

17 Mayıs günü ‘‘Devlete karşı siyaset kalkanı’’ diye başlık atmışım ve şöyle yazmışım:

‘‘Cem Uzan, elindeki bütün medya olanaklarını kullanarak AKP'ye saldırıyor. Ucuz muhalefet yapıyor... Bu iş tutar mı? Tutup tutmaması Uzan'ın derdi değil. İktidarın bu grubun yaptıklarına müdahale etmesi halinde buna siyasi kavga süsü vermek istiyorlar... Gül hükümeti Uzanlar'ın sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği için bunların üzerine gitmeye başladı. Hemen saldırdılar. Devlet bunların yaptıklarına hukuk yoluyla müdahale etse bile kalkıp muhalefet olduğumuz için üzerimize geliyorlar diyecekler. Uzan bu yüzden siyasette. Kendine yeni bir kalkan oluşturmak için.’’

O gün bunu yazmışız.

Çünkü yıllardır yaza yaza bunların ‘‘ruhunu’’ öğrendim.

Şimdi emin olun ki, basın toplantıları yapacaklar ve işi siyasi platforma çekecekler.

Aynen ben bunların hakkında yazmaya başlayınca bu gazetenin sahibine saldırarak olayı ‘‘basın kavgasına’’ çevirdikleri gibi.

Oysa Türkiye'de her hükümet bunların üzerine gitti.

1995 yılında, Tansu Çiller Başbakan'ken bugün yapılanın aynısı yapılıyordu.

Bununla ilgili hükümet kararı bile alındı ama dönemin Cumhurbaşkanı Demirel engelledi.

Çünkü Demirel Kemal Uzan'ın kadim dostuydu ve bu grup zaten hep Demirel iktidardayken büyümüştü.

Ardından Ecevit hükümeti döneminde SPK bir şeyler yapmaya çalıştı ama engellendi.

Erdoğan hükümeti ise gerekeni yaptı.

Ne diyeyim, ‘‘Hukuka saygılı ellere sağlık’’.

Hani şirketleriyle ilgisi yoktu!

AH ah... Takkeler ne hızlı düşüyor. Keller ne büyük bir hızla ortaya çıkıyor. Yazdıklarımız nasıl gün geçtikçe ‘‘anlam’’ kazanıyor. Birkaç gün önce sordum, ‘‘Hani Cem Uzan şirketleriyle ilgisini kesmişti? Hani Uzan şirketleri devletle iş yapmayacaktı?’’ diye.

Uzan Grubu'nun devletten aldıkları Kepez ve Çukurova Elektrik şirketlerine el konulunca, ‘‘şirketleriyle ilgisi olmayan’’, ‘‘Bu kuruluşlarla bütün bağlarını kesen’’ Cem Uzan birdenbire bütün programını kesip İstanbul'a, ‘‘holding merkezine’’ döndü. Allah allah!

Oysa Cem Uzan beyefendinin artık bu şirketlerle bir bağı yok. O kendini halkına adamış bir siyasetçi.

Dün Eskişehir'de yurttaşlarıyla buluşacaktı sözde. Ama buluşamadı.

‘‘Hiçbir ilgisinin bulunmadığı’’ şirketleriyle ilgili işlemler yapılınca birdenbire halkını unuttu ve şirketlerine döndü. Demek ki neymiş: ‘‘Önce işim sonra, sıra gelirse halkım.’’

Demek ki yarın da böyle olacak. Haberiniz olsun.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Otomobil firmalarının verdiği garantiler káğıt üzerinde kalmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları