Fatih Altaylı: Yanlış hesap, elbet şaşar!

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Dün gazeteler hesabın tutmadığını, ya da şaştığını yazıyorlar...

Ben ise yanlış hesabın Bağdat'tan döndüğünü söylüyorum.

Çünkü doğru hesap şaşmadı.

Haftalardır, hatta aylardır burada, bu Meclis'in Sayın Süleyman Demirel'i bir kez daha cumhurbaşkanı yapmayacağını yazıyorum.

5+5 çıkmaz, çıksa bile Demirel cumhurbaşkanı olmaz diyorum.

Buna mukabil basının geri kalan bölümü olur diyor.

Ben 2 kere 2 dört diyorum. Diğerleri 5 kere 5 otuz beş diyor...

Vallahi başkasınınkini bilmem ama benim hesap şaşmadı.

Tam aksine cuk oturdu.

ANAP fire verdi. Vermeseydi ayıp olurdu.

Demirel, siyasete geri dönüşünü ANAP'ı karalamak üzerine kurmadı mı?

Başbakan olunca ilk işi ANAP'ın 2 bakanını Yüce Divan'a göndermek olmadı mı?

Ya MHP?

MHP'liler Demirel'den az mı çektiler. MHP kadroları Demirel'den az mı darbe yedi? Demirel yüzünden MHP gidip Refah'la işbirliği yapmak zorunda kalmadı mı?

Kemal Gürüz'ün atanmasındaki rezalet her şeyin üzerine tuz biber ekmedi mi?

DSP'de yıllarca Demirel'in temsil ettiği her şeyle mücadele etmeye adanmış sol düşünenlere ne demeli?

Bir işaretle geçmişe sünger çekecek kadar karaktersiz olana solcu denir mi?

Peki DYP'de ne oldu?

Ne olacak, Tansu Çiller'den kurtulmanın tek yolunu Demirel'in Güniz Sokağa dönmesine bağlayanlar, Demirel'i Köşk'ten indirmeye karar verdiler...

Bu işin böyle olacağı baştan belliydi.

Ben burada boşuna ‘‘Bırakın Anaşyasa değişikliğini, salt çoğunluk bile çıkmaz’’ demedim.

Boşu boşuna Süleyman Bey bana kızmadı.

O da bu hesapları benim kadar yapıyor, benim kadar biliyordu.

Kendine bile itiraf edemediği kabusları yazıyordum, o yüzden beni beğenmiyordu.

Ama işte siyaset bu.

Her şey hesap kitap işi.

Hesap tutmadı demek yanlış.

Hesabı yapamadım demek doğru.

İstifa etmezse sorun olmaz

AYLARDIR bu ülkenin en yetkili ağızları, ‘‘Demirel seçilmezse istikrar elden gider’’ diye bas bas bağırıyorlar.

Başta başbakanı, bakanları, saygın gazetecileri, pek çok kişi.

Bir ülkede Anayasa'nın koyduğu kural yerine geliyor diye istikrarın bozulması olacak şey değil.

Çünkü herkes biliyor ki, cumhurbaşkanı 7 yıl sonra değişecek.

Bu kural niye istikrarı bozsun?

Üstelik yürütmenin başı cumhurbaşkanı da değil, başbakanken.

Ama bu cümle o kadar çok tekrar edildi ki, aslında cumhurbaşkanı seçimiyle hiç ama hiç ilgisi olmayan istikrar bozulmak zorunda kaldı.

Çünkü ülkede istikrarı sağlayan unsurlar, ‘‘Bunca adam Demirel olmazsa istikrar olmaz diyorsa bir bildikleri vardır elbet’’ diyerek istikrarı bozmaya başladılar. Yani toplum Demirel olmazsa istikrar olmaza şartlandırıldı.

Bu söz hiç ağza alınmamış olsa ve her şey anayasal kuralların açtığı mecrada yürüse ne istikrar bozulacaktı, ne de bunalım olacaktı.

Ancak Ecevit ve Demirel aynen 26 yıl önce yaptıkları gibi el ele verdiler ve ortaklaşa bir planla istikrarı bozmak için ellerinden geleni yaptılar.

Toplumu istikrarı bozmaya şartlandırdılar.

Ancak ben bunun çok kısa sürede aşılacağına inanıyorum.

Bu Meclis kendi içinden veya dışından bir cumhurbaşkanı seçer.

Memleket de rayında gider.

Yeter ki, Bülent Ecevit kaprisli bir genç kız gibi davranıp istifa etmesin.

Küsmeyin Sayın Demirel

DEMİREL iç ve dış gezilerini iptal etmiş.

Hani yeniden seçilmek gibi bir derdi yoktu?

İşte Clinton.

Şurada 6-7 ayı kaldı ama küsüp ‘‘Beyaz Saray’’a kapanmıyor.

Kanunların ve milletinin kendisine verdiği görevleri yürütüyor, yetkileri kullanıyor.

Demirel ise küsüyor.

Milletin verdiği göreve küsülür mü?

İşini yapacaksın.

Son ana, son dakikaya, yerine seçilen adama teslim edinceye kadar yapacaksın.

En azından 7 kere gitmene rağmen, 8 kere seni getiren millet için son ana kadar çalışacaksın.

Sonra da yine gücün yettiği ölçüde ülkene faydalı olmaya çalışacaksın.

Başka türlüsü 40 yıllık siyasetçiye yakışmaz...

Hele hele adı ‘‘Baba’’ya çıkana hiç...

Demirel'e iş mi yok?

SÜLEYMAN Bey'in cumhurbaşkanı olamaması ne Türkiye için dünyanın sonu, ne de Süleyman Bey için.

Üstelik de Süleyman Bey'in tecrübelerinden faydalanmamak için de bir neden yok.

Süleyman Demirel, ister cumhurbaşkanı olsun, isterse olmasın pek çok konuda büyük işler yapabilir. Hatta cumhurbaşkanı olmadan daha rahat yapabilir.

Mesela Türki Cumhuriyetler'le Türkiye arasında kurulacak bir organizasyonun başkanlığını ondan daha iyi kimse yürütemez.

Ya da kendi fikri olan Kafkas Paktı Projesi'nin başına geçebilir.

Üstelik bunda bir ayıp da yok. Pek çok Batı demokrasisinde eski başkanlar bu işleri yapıyor ve ülkelerine büyük yararlar sağlıyorlar.

Yeter ki maksat koltuk değil, ülkeye hizmet olsun!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İstikrarı sağlamakla görevli olanlar, istikrarsızlığın nedeni olmadığı zaman!

Yazarın Tüm Yazıları