VIP'ten geçerler bayrağa sarılıp gömülürler

ADALET Bakanı Cemil Çiçek, VIP salonunda ‘‘batık bankacı’’ Halis Toprak'ı görünce isyan etti.

Bakanın haklı isyanı gazetelere de yansıdı.

Ancak bu havaalanlarındaki VIP salonlarından istifade eden sadece Halis Toprak değil ki!

Hortumcu diye bilinen taifenin neredeyse yarısı, hatta yarısından çoğu devletten ve halktan ‘‘hortumladıkları’’ paranın küçük bir bölümüyle birer okul veya benzeri hayır işi yapmışlar ve karşılığında birer ‘‘devlet madalyası’’ almışlar.

Ben bu çarpıklığı daha önce bu sütunda dile getirdim.

Dinç Bilgin'in Sabah Gazetesi bir yerlerde okul yaptıracağını açıklayınca, ‘‘Dinç Bey, devlete Etibank vasıtasıyla ve kamu bankalarından kullandığınız kredilerle taktığınız 1.2 milyar doları bulan parayla kaç okul yapılır’’ diye sordum.

Elbette yanıt alamadım. Zaten amacım Dinç Bilgin'den yanıt almak değil, ‘‘saçmalığı’’ belgelemekti.

Daha önce Uzanlar'la ilgili yazılarıma da yapılan muamele bu yazıya da yapıldı ve konu ‘‘medya kavgası’’ platformuna çekilmeye çalışıldı.

Peki Halis Toprak'ın suçu, bir gazetesi veya televizyonu olmaması mı?

Benim için fark etmiyor, ha Halis, ha Dinç.

Sonuçta bunlar bu ülkenin kaynaklarını kendileri için kullanmışlar ve batırmışlar. Ya da kaçırmışlar.

Ve bunlar şimdi çok önemli insan sınıfına giriyor, ortalıkta rahatça geziyor ve VIP salonlarından faydalanıyorlar.

Haa, bilmiyorsanız bir şeyi daha hatırlatayım.

Bu paraların küçük bir kısmını hayır işlerine ayıran bu vatandaşlarımız devlet madalyası sahibi oldukları için öldükleri zaman da Türk bayrağına sarılıp gömülecekler.

Ama kefenin cebi olmadığı için hiç değilse hortumladıkları paraları bu tarafta bırakacaklar.

Biz yazıyoruz siz de yapın


HALİS Toprak'ın VIP salonundan geçerek Adalet Bakanı'nın tepesini attırmadan bir gün önce bir okurdan, Halis Toprak ile ilgili bir e.posta gelmişti.

Hazır yeri gelmişken, size bu e.postayı aktarayım:

‘‘Fatih Ağabey,

Ben genç bir Türk olarak anlayamıyorum geleceğimin nasıl ve kimler tarafından göz göre göre yendiğini.

Toprak Holding'de çalışıyorum. Bu 600 milyon dolar batırmış ve borcundan dolayı sözde el konmuş holdingin yönetiminde Halis Ağa ve çocukları ağırlıkta. Her çocuğunun altında iki şoför. Yanlış okumadınız, iki şoför, hizmetliler, aşçılar, son model arabalar. Bu ihtişam, BDDK el koyduktan sonra da devam etti. Lüks yaşantılarında bir damla değişiklik olmadı. En son olarak gazetede Halis Ağa'nın
‘Borcumun faizini silmezseniz intihar ederim' diye açıklama yaptığını okudum.

Bu adam şirket arabalarından beşini sevgililerine tahsis etmiş, hálá malikanesinde oturup keyif çatan bir adam.

Fatih Abi, ne olur geleceğimizin daha fazla çalınmasına fırsat vermeyin. Holdingin elindeki fabrikaları incelerseniz içlerinin boş olduğunu göreceksiniz.

Devlet bu lükse nasıl izin veriyor?

Lütfen bunu yazın. Bir genç Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının haykırışı olarak yazın.

Geleceğe duyduğumuz umutsuzluk olarak yazın, ama yazın. Ben 300 milyon maaşla evimi geçindirmeye çalışırken, bizlerden çalınanlarla nasıl keyif çatıldığını yazın.

Sizin de kızınız var. Onun geleceği, benim de oğlumun geleceği için yazın.

Bunların çocuklarının, akrabalarının mal varlıklarına el koymak için devlet daha ne bekliyor? Lütfen yazın.’’

Ben değerli okurumun isteğini yerine getiriyorum. Yıllardır yazdığım gibi yazıyorum.

Yazması gerekenler yazıyor ama bakalım bir şeyler yapması gerekenler ne yapacak?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Bu ülke vatandaşlarının huzur içinde, dostça, kardeşçe yaşamasına ve lüzumsuz tartışmalardan uzaklaşmasına izin verildiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları