TAMAMDIR. Artık vicdanlarımız rahat. Depremde kaybettiğimiz 20 bini aşkın yurttaşımızın ruhları da huzura ermiştir.
Onca ölümün, onca kaybın sorumlusu mahkûm oldu.
Veli Göçer 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Olsun. Beter olsun da, ya diğerleri ne oldu?
Kimler mi?
Mesela en bilenenlerden başlayalım. Yüksel İnşaat ve Ceylan İnşaat’ın yaptığı koca koca siteler de onlarca kişiye mezar olmadı mı?
Onların patronları, sorumluları yok mu?
Yoksa Veli Göçer’in arkasında koca koca holdingler, siyasetçiler, bakanlar, başbakanlar yok diye gücümüz ona mı yetti?
Ya o inşaatlara ruhsat verenler, kaçak olanlarına göz yumanlar, eksik demirle, eksik çimentoyla yapılan işi üç beş kuruş avanta karşılığında görmezden gelenler...
Bir ülkeyi sarsan, yaralarını hálá saramadığımız o büyük felaketin tek sorumlusu Veli Göçer mi?
Bu adam bu kadar mı ‘önemliymiş’!
Sigara satışı zorlaştırılmalı
SAĞLIK Bakanlığı son derece doğru bir yaklaşımla, marketlerde kasanın hemen yanında sigara satış ve teşhirini yasaklama yoluna gidiyor.
Çok yerinde bir hareket.
Gerçekten de gizli falan değil, net bir reklam.
Tam kasada beklerken karşınızda sigaralar duruyor ve hatta üzerinde promosyonlar.
Tam eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürme durumu.
Bakanlığın talebi çok yerinde; ama bence eksik.
Sigara ile mücadelenin önemli unsurlarından biri de satın alınmasını zorlaştırmak.
Her bakkalda, her markette, her büfede sigara.
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde sigara almak, sigara satılan yere ulaşmak bizdeki kadar kolay değil.
Bizde, ne satarsan sat, yanında sigara satabilirsin.
Buna da uygun bir biçimde ‘sınırlama’ getirmek şart.
Futbolda mafya var, üzerine giden yok
MİLLİYET Gazetesi son haftalarda futbolla ilgili ‘korkunç’ iddiaları gündeme getiriyor; ama hiçbir şey olmuyor.
Geçen hafta Milliyet’in Spor Müdürü Necil Ülgen müthiş iddialar ortaya attı.
Ülgen’in kaleme aldığı olay şöyle:
Geçen yıl bir spor kulübünün başkanı, bir mafya babasından borsada işletmek üzere aldığı birkaç milyon doları batırır. Mafya babası parayı isteyince paniğe kapılan başkan, devreye bir başka spor kulübünün başkanını sokar.
Aracılık yapan başkan işi halleder; ama bir şartı vardır. O sırada ligde puan farkıyla önde olan takım geriye düşecek ve aracılık yapıp mafya babasına olan borcu kapatan başkanın takımı şampiyon olacaktır.
Bu şart kabul edilir ve borç kapatılır. Bu işin hangi ligde, hangi takımların başkanları arasında olduğuna dair bir bilgim yok; ama fikrim var.
Bu müthiş iddia Milliyet’in spor sayfasında iki gün süreyle ortaya atıldı, hiç kimseden ses seda çıkmadı.
Yetmedi.
Yine Milliyet, bu kez birinci sayfasından Sedat Peker’in adamlarının içinde olduğu isimli cisimli ‘şike konuşmalarını’ yayınladı.
Yine çıt yok.
Ne bir açıklama, ne bir araştırma. Federasyon’dan da ses seda çıkmıyor.
Kimse çıkıp bu yalandır demiyor. Ama kimse gereğini de yapmıyor.
Bu arada bir kulüp başkanının, Sedat Peker’le ilişkisi iyice ayyukta. Bu da kimsenin umurunda değil.
Yazık. Yüz binlerce taraftar da boşu boşuna gidip maçlarda takımı için boğazını yırtıyor.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Spor yazarları bildiklerini yazmaktan korkmadıkları zaman.