Ulaştırma Bakanı koltuğundayken AKP inandırıcı olamaz

HER iktidarın sırtında ‘‘yumurta küfeleri’’ vardır. AKP iktidarının da var. İlk küfe bizzat Tayyip Erdoğan'dı. Belediye Başkanlığı döneminden kalan iddialar, yargıdaki dosyalar, davalar AKP'nin yumuşak karnıydı. Bu yumuşak karın şimdilik güçlendi. Bazı davalar düştü, bazıları askıda. Ancak hemen yeni bir ‘‘zayıf bölge’’ ortaya çıktı. Bunun adı Binali Yıldırım. Ulaştırma Bakanı. Ve daha iyisi, Erdoğan'ın Belediye'den alıp buraya getirdiği bir adam. Yıldırım'ın İstanbul'da İDO Genel Müdür olduğu dönemle ilgili de çeşitli iddialar ortaya atılmıştı. Bunların başlıcaları, deniz otobüslerinin çeşitli hizmetleriyle ilgili ihalelerde yapılan ‘‘kayırmalar’’dı. O günlerde bu konunun kokusu çıkmaya başlayınca, Yıldırım'ın istifası sağlanmış, konu kapanmıştı. Ancak Yıldırım şimdi bakan. Yine benzer iddialar ortada. Kamu kaynaklarını peşkeş çekip, oğluna imkan sağlatması gündemde. Ortada ciddi bir rezalet var. Bu durum ‘‘yolsuzluklarla mücadele’’ başlatan ve olumlu adımlar atan AKP'nin güvenilirliğini zedeliyor.. AKP'nin samimiyetini kanıtlaması için Yıldırım'ın istifası şart. Ancak Erdoğan'la da eski dost. Bakalım ne olacak. ABD Türk ordusundan niye rahatsız? AVRASYA Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ümit Özdağ, Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulması ve başta Pentagon olmak üzere Amerikan yönetiminin Türk ordusunu hedef alması ile ilgili olarak ilginç tespitlerini anlattı. Özdağ'a göre, Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulmasını tezkerenin geçmemiş olmasına bağlamak yanlış. Özdağ, ‘‘Tezkere geçmiş olsaydı bile ilişkiler bir şekilde bozulacaktı’’ diyor.Bunun nedenini de Türk ordusunun son 10 yılda gerçekleştirdiği ‘‘yapısal değişikliğe’’ bağlıyor. Özdağ'a göre, Türk ordusunun ‘‘etkin bir güç’’ haline gelmesi Amerika'yı rahatsız etti. ASAM Başkanı bunu somutlaştıracak ‘‘gerekçeler’’ de ortaya koyuyor.Özdağ'a göre en önemli gestergelerden biri Michael Robert Hickok tarafından ABD Kara Kuvvetleri'nin resmi yayın organı olan ‘‘Parameters’’ dergisinde, 2000 yılında yayınlanan ‘‘Yükselen Hegemon: Türk Stratejisi İle Askeri Modernizasyon Arasındaki Uçurum’’ adlı makale. Dr. Hickok'a göre, Soğuk Savaş boyunca NATO stratejileri çerçevesinde silahlanan, eğitilen ve NATO konseptine bağlı olan Türkiye, NATO dışında ‘‘inandırıcı şekilde gücünü yansıtamadığını’’ gördü. Dr. Hickok'a göre ‘‘daha aktif politika izleme girişimi, büyük ölçüde orduya aittir ve eski Osmanlı toprakları üzerinde yoğunlaşmaktadır’’. Yazar, Türkiye-İsrail ilişkilerinin de bu iddialı politikanın bir parçası olduğunu ileri sürmektedir. 1990'lı yıllarda Türkiye'nin terörle mücadelesi sırasında ekstra kabiliyetler kazanması da Amerika açısından rahatsız edicidir ve bu durum da Amerikan Kara Kuvvetleri'nin dergisine yansır. ‘‘Amerika kendisi açısından büyük önem taşıyan bir bölgede, kendisi dışında bir ‘güç' istemez’’ diyen Özdağ, bu nedenle Türk ordusunun zayıflatılması için Amkerika’nın her yolu deneyeceğinden emin. Dr. Hickok'un makalesinin son cümlesi de, ASAM Başkanı'nı haklı çıkarır nitelikte:‘‘Türk ordusu, Türk halkından büyük askeri modernizasyon programı için fedákarlık isterken, halkın seçtiği liderlere de güvenmemektedir’’ dedikten sonra eklemektedir: ‘‘Modern silahlara ve gelişmiş kabiliyete sahip olan Türk ordusu, ülke içinde kültürel ve anayasal gücünde önemli değişiklikler yapılmadıkça, ne kısa vadede komşularına ne de uzun vadede Türkiye halkına rahat yüzü gösterecektir.’’ Cem bizi IMF'den yatlarda kurtaracakBİZİ IMF'den kurtaracak Cem Uzan'ın ne olduğunu dün Sabah Gazetesi ortaya koymuş.Dünyanın en büyük ve lüks yatlarından biri Cem Uzan'a ait. Dünyanın en havalı yatı olduğu ise kuşkusuz. Değeri sudan ucuz, yaklaşık 70 milyon dolar. Aileye ait 2 ‘‘mega yat’’ daha var. Onların da hediyesi büyüğünün 50, küçüğünün 40 milyon dolar civarı. Bir aile düşünün ki, 70 milyon dolarlık yata sığmıyor, her bir aile ferdi için birer tane alıyor. Senede toplasan 30 gün bineceği yat için 140 milyon dolar.Avrupa'nın çeşitli havaalanlarında ‘‘tedbirli’’ olarak yatan iki uçakları var. Biri dünyanın en pahalı özel jeti. Su içinde 45 milyon dolar. Diğeri ondan az ucuz. Bir seksen milyon dolar da uçaklara koyalım. Etti mi, 240 milyon dolar. Helikopterler falan derken en az bir 300 milyon dolar saçılmış durumda. Dünyanın en zengin adamı Bill Gates'in böyle bir lüksü yok. Ve bu adam meydanlarda ‘‘IMF'yi kovacağım’’ diyor. ‘‘Sen ve senin gibilerin yaptıkları olmasaydı, bu ülkede IMF diye bir şey olmazdı’’ diyecek bir babayiğit de ortaya çıkmıyor. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Hak ile hukuk el ele yürüyebildiği zaman. Bazıları sevinsin tatile çıkıyorumSEVGİLİ okurlar, biraz tatile ihtiyacım var. Hem benim, hem de sevdiklerimin. Ama köşeyi 1 ay falan kapatmak gibi bir niyetim yok. Kimse sevinmesin. Ama bir hafta süreyle burada olmayacağım. İzninizle.
Yazarın Tüm Yazıları