GEÇEN hafta Japon turistlerin kazıklanmasını konu eden bir yazı yazdım.
Kimileri hak verdi, kimileri kızdı.
Kızanlar arasında da, hak verenler arasında da turist rehberleri var.
Dar pencereden bakan rehberler, benim için ‘‘Bizi hanutçu sınıfına indirgedin’’ diyorlar.
Bazıları önce kızdıklarını, düşününce hak verdiklerini itiraf ediyorlar. Bazıları ise sorunun kaynağını gösterip yardımcı olmamı istiyorlar.
Hakarete varan ve beni bilgisizlikle suçlayan rehberlere söyleyeyim: ‘‘Yemem.’’ Galatasaray'dan sınıf arkadaşlarımın yarısı turizmci. Benim yazdıklarım da sapına kadar doğru. Bizde turist kazıklanıyor.
Çünkü turisti Türkiye'ye getirirken, ‘‘kazık’’ hesabını da yapıyor ve ona göre getiriyoruz. En azından bazı turizm acenteleri böyle yapıyor.
İşte size bir hesap.
Bazı acenteler Japonya'da birkaç yüz dolara tur satıyorlar.
Japon turist uçakla İstanbul'a gelecek, İstanbul'da Ritz Carlton veya Four Seasons gibi en iyi otellerde kalacak. Oradan Kapadokya'ya gidecek, Kapadokya'da da iyi bir otelde geceleyecek.
Bunun karşılığında 300-500 dolar ödeyecek.
Olur mu?
Olmaz. Bunun olmayacağını turizm şirketi de biliyor. Ama 300 dolarlık halıyı 1500 dolara, 300 dolarlık kuyumu 1000 dolara satarsan olur.
Japon televizyonu da turun fiyatını sormaz turiste.
‘‘Kardeşim, 300 dolara Türkiye turu olur mu?’’ demez, aldığın halının, kuyumun fiyatını inceler.
Sonunda rezil oluruz.
Yalan mı?
Ya diğer Uzanzedeler!
UZANLAR'a ait medya şirketlerinde çalışan arkadaşlarımız birkaç gündür eylem yapıyorlar. Maaşlarını alamadıkları için.
Onlar için üzülüyoruz. Ama böyle şeyler oluyor. Biz de bunları yaşadık. Yıllar önce Güneş Gazetesi'nde çalışırken aylarca, yıllarca maaş alamadık.
Patronun cebine dayalı, hesapsız kitapsız medyanın başına böyle şeyler geliyor.
Bu yüzden medyanın kárlı olmasını, ne devletin bankasına, ne de patronun cebine bağımlı olmaması gerektiğini savunduk hep.
Star, televizyonu ve gazetesi ile patronun silahı olarak kullanıldığı için hiçbir zaman ekonomik verimlilik hesapları yapmadı.
Çünkü gazete veya televizyon olarak değil patron borazanı olarak kurulmuştu.
Star çalışanlarının eylemiyle ilgili yorumları okuyorum.
‘‘Cem Uzanşişesi 30 bin dolar olan konyak içmesin; helikopterinin benzin ve bakım parasını buluyor da çalışanlarına verecek maaş mı bulamıyor; madem paraları yok Kemal ve Hakan yurtdışında zevk içinde nasıl yaşıyor; Cem'in evinde hálá her gün içkili, danslı partiler veriliyor’’ diyecek değilim.
Tüm bunlar gerçek bile olsa bunları söylemek bana yakışmaz.
Ben konuya başka bir yönden bakacağım.
Biliyorsunuz Uzanlar'ın asıl işi medya değildi.
Her alanda yüzlerce yatırımları vardı.
Mesela İzmir'de METAŞ diye bir şirket aldılar. O zaman devletle sorunları falan da yoktu, ama orada çalışanların da maaşlarını ödemediler. Yüzlerce işçiyi kapının önüne koydular.
Keza devletten bir sürü çimento fabrikası satın aldılar.
Oraları da kapadılar. İşçilerin paralarını ödemediler, yüzlerce, binlerce insanı işten çıkardılar.
Yıllardır televizyonlarına iş yapan kişi ve kuruluşların haklarını gasp ettiler.
Sanatçıların paralarını ödemediler.
Bunların hiçbiri Star Medya Grubu yöneticilerinin dikkatini çekmedi.
Hiçbirini haber yapmadılar.
Hiçbiriyle ilgili olarak halktan destek istemediler.
Ama iş kendilerine geldi mi, ‘‘Uzanlar'a haksızlık yapılıyor’’ diye eyleme başladılar.
Uzanlar maaş ödemediği için aynı eylemi yapan METAŞ işçilerini onlar ne kadar önemsediyse, ben de Star medyasının eylemlerini o kadar önemsiyorum.
Kendi gruplarında çalışan ‘‘emekçilere’’ ne kadar sahip çıktılarsa, sahip çıkılmaya da o kadar hakları var.
Paşa da hain oldu mu?
ORGENERAL Tolon’u eleştiren yazımdan sonra ‘‘malum’’ kesimden kin kusan fakslar aldım. Beni, Hasan Cemal'i ve Ertuğrul Özkök'ü ‘‘hakaret’’ yağmuruna tutmuşlar.
Acaba Orgeneral Tolon'un bana verdiği yanıtı okuyunca ne hissettiler çok merak ediyorum. Tolon Paşa'yı da artık ‘‘hain’’ sınıfına mı sokacaklar?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Vatanı cehaletle değil, bilgiyle sevmenin bir anlam taşıdığını anladığımız zaman.