Paylaş
TURİZM bölgelerinde gece yarısı müziğin susturulmasının yanlış olacağını yazdım.
İyi niyetli uyarılara her zaman kulak veren İçişleri Bakanı sevgili Tantan, hemen gereken düzenlemeleri yapma yolunda adımlar attı.
Savaş, müziğe ve eğlenceye değil gürültüye açılacak.
Gürültü yapmayı eğlence zannetmekten vazgeçeceğiz inşallah.
Sayın Tantan, gece hayatına el atmışken, toplumsal açıdan gürültüden daha zararlı bir duruma da el atmak zorunda:
‘‘Gece kulüplerinde ve içkili eğlence yerlerine girişte yaş kısıtlaması.’’
Yıllardır geceleri bir yere gidemiyorum.
Neden ise ‘‘yüreğimin kaldırmaması’’.
İçerde 14-15 yaşında boya küpüne batmış kızlar.
Yaşlarına bakmadan, 40'lık kaşar edaları. Göz süzmeler. Ellerde kadehler. Hatta belki de daha kötüleri.
Olacak şey değil.
Normalde evde oturup, bir gün sonraki sınava çalışması gereken ‘‘talebeler’’ sabaha kadar bar köşelerinde.
Şimdi alın bizim Galaxy'yi, Sabah'ın Şamdan'ını, Milliyet'in Paşa'sını, durum giderek beterleşmiş.
Çocuk yaşta kızlar ve oğlanlar gece hayatında.
Türk sinemasının hanımefendisi, pırıl pırıl Türkan Şoray bile bu rezaletin mağduru.
15 yaşındaki kızı Yağmur, neredeyse genç yaşta gece hayatına teslim olmanın simgesi olmuş.
Barlardan küfeyle çıkarılan ‘‘Elit model look’’ güzelleri.
Yaş 17, yoldan çıkılmış. Aileler dağılmış.
Tam bir rezalet.
Böyle bir rezillik ne Avrupa'da yaşanıyor, ne Amerika'da.
Avrupa'da 18 yaşın altında böyle yerlere girmek hayal dahi edilmiyor.
ABD'de 21 yaşın altındakiler değil bara, meyhaneye gitmek, bakkaldan bira alamıyor.
21 yaşın altındakileri içeri alan gece kulübü sonsuza kadar kapatılıyor.
Bu yüzden de içeri girenin yaşını polis değil, gece kulübü denetliyor.
Lütfen Sayın ve Sevgili Tantan.
Türkiye'nin geleceği için bu rezalete bir son verin.
Helmut Schmidt: ‘‘70 milyon
Türk Avrupa'da dolaşmamalı’’
NİSAN ayının 8'inde Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi'nin Berlin'de bir toplantısı vardı.
Bu toplantıya Türkiye'den de konuyla ilgili kişiler katılıyorlardı.
Toplantıda ‘‘Keynote spekaer’’ olarak Almanya eski başbakanlarından Helmut Schmidt de katıldı ve bir konuşma yaptı.
Konuşmanın başlığı, ‘‘Avrupa'nın geleceği’’ idi.
Ve Schmidt konuşmasında, Türk katılımcıları dehşete düşüren şu sözleri söyledi:
‘‘Avrupa'nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye'nin yeri yoktur. 70 milyon Türk vatandaşını, Avrupa içinde serbestçe dolaştıramayız. Avrupa'nın İran, İrak, Suriye gibi ülkelerle sınır komşusu olmasını kabullenemeyiz. Türkiye ile ekonomik ilişkilerimizi sürdürmeliyiz. Genç ve hızla büyüyen nüfusunun satın alma gücünden faydalanmalıyız. Bu ülkeye ihracatımızı sürdürmeliyiz. Ticaretimizi geliştirmeliyiz. Ancak bu ülkenin globalleşmenin temel prensiplerine sahip olmadığını ve uluslararası kardeşliği içine sindiremediğini de görmeliyiz.’’
Schmidt böyle demiş.
Tabii toplantıya katılan Türk heyeti hemen protesto metinleri yazmış ve Schmidt'i sert bir şekilde eleştirmişler.
Schimdt de, ‘‘Bunlar yaşlı bir siyasinin görüşleridir. Kimse alınmasın, gocunmasın’’ deyip çıkmış işin içinden.
Ben şahsen hiç alınmadım. Hiç de kızmadım.
Çünkü Schmidt pek çok Avrupalının düşündüğü ama hiçbirinin açık yüreklilikle söyleyemediği gerçeği dile getirmiş.
Avrupalının Türkiye'ye nasıl baktığını özetlemiş.
Schmidt'e asıl kızması gereken Avrupalılar bence. Gizli niyetlerini açık ettiği için.
Şöhret budalaları Çankaya'ya
BİR gazetede Levent Oran olmaya çalışan bir adam var. Meşhur olmak için her türlü soytarılığı yapan bir zavallı.
Tabii bana da sataşıp duruyor.
Hiç uğraşma yavrum. İlle de meşhur olmak istiyorsan git Çankaya'da soyun. Bugünlerde önünde hayli bekleyen var.
Anında tanınırsın.
NOT: Aptalca yazılarla bir yere varamayacağını bil yavrum. Bu iğrençliklerle uğraşacak halim yok. Yırtınsan kaale almayacağım. Sana güle güle.
NE ZAMAN
ADAM OLURUZ
Çocuklarımızın girmesini istemediğimiz yere, başkalarının çocuklarının girmesine izin vermediğimiz zaman...
Paylaş