TMSF, Tatlıses Show’a ‘Dur’ dedi

GEÇEN hafta cuma günü bu köşede bir okur eleştirisi yayınlandı.

Ben bir gün önce Türkiye’de gençlere örnek olan bir dizide mafyanın yüceltildiğini yazıp eleştirince, bazı okurlar da İbrahim Tatlıses’e devlet televizyonu sayılabilecek bir televizyonda, Star TV’de program yaptırılmasını eleştirmişlerdi.

Çünkü Tatlıses’in yaklaşımları gençlere ‘pozitif’ örnek olacak türden değildi.

Üstelik de, duyumlara göre Tatlıses bu program için Star TV’den bölüm başına 30 bin dolar alacaktı.

Benim bu eleştiri yazım TMSF’den hemen yankı buldu.

Cuma günü öğle saatlerinde TMSF’den arayan bir yetkili, konuyu Star TV’nin başındaki Adem Gürses’le görüştüklerini söyledi.

Gürses, Tatlıses’e yapılacak ödemenin benim iddia ettiğim miktarda olmadığını söylemiş.

Ben de TMSF yetkilisine asıl sorunun para değil, Tatlıses’in kişiliği olduğunu belirttim.

O da benimle aynı fikri paylaştığını söyledi.

Ve anlattı:

‘Star TV’nin nasıl yönetileceği konusunda biz bir söz söylemiyoruz. Ancak yasal durumdan ötürü, Star TV’nin bütün gelirlerinde bizim tarafımızdan koyulmuş bir tedbir var.

Bu nedenle Star TV yönetimi ödeme yapabilmek için bizden para almak zorunda. Biz de kendilerine İbrahim Tatlıses’in program yapması halinde tek kuruş ödeme yapmayacağımızı bildirdim. Kamunun parasıyla Tatlıses’e program yapılması söz konusu değildir. Eğer mesajı almışlarsa Tatlıses’e program yaptırmazlar.’

‘Peki ya yaptırırlarsa?’
diye sordum.

‘İbrahim Tatlıses’e beş kuruş ödeme yapamazlar. Tatlıses bedava program yapar mı bilmem. Ama bana sorarsanız yaptırmayacaklar’ dedi.

Ben de duyarlı davranışından ötürü TMSF yönetimine teşekkürlerimi iletmelerini rica ettim.
Hagi’de akıl var ama yürek yok

GALATASARAY Diyarbakır’da üç puan kaybetti.

Kaybetmek önemli değil ama ortaya koyduğu futbol berbat. İşin bu noktaya geleceği, Akçaabat Sebatspor maçında belliydi.

Çünkü Hagi aklının değil, duygularının ve bazı oyuncularının esiri olmuş.

Hakan Şükür haftalardır sahada yok. Bazıları ramazandan dolayı diyor. Bilemem.

Ama yok.

Buna rağmen sahada.

Ümit Karan, sonradan girdiği oyunda bir atıyor, bir attırıyor ama Hagi bunu görmüyor. Görüyorsa da gereğini yapamıyor. Ersun Yanal’ın şu veya bu nedenle gösterdiği cesareti Hagi gösteremiyor.

Bırakın bu cesareti göstermeyi, oyuna kurtarıcı diye Arif’i, yani Hakan’ın ‘iftar ve sahur’ arkadaşını alıyor.

Ligin en iyi futbol oynayan büyüğü Galatasaray, giderek kötü oynamaya başlıyor.

Galatasaray hálá ‘eski günleri’ yaşamaya çalışıyor.

Sahadaki kadro da öyle.

Takımın bel kemiği taraftarın artık seyretmekten bıktığı bir kadro. Zaten o kadro da oynamaktan bıkmış. Bakınca görüyorsunuz.

Ama Hagi görmüyor.

Galatasaray’daki gidiş iyiye değil. Bunu herkes bilsin.

Atatürk’ten Türkiyelilik tanımı

AZINLIK
Raporu tartışması sürüyor.

Üstelik de kavga dövüş sürüyor.

Raporu birkaç kez okudum. ‘Kötü’ bir rapor değil, ancak ‘hatalı’ ifadeler içeriyor.

Kabul görmesi muhtemel doğrular da bu ifadelerin kurbanı oluyor.

Ancak bu bir rapor. Ne yasa, ne de anayasa.

Hazırlayanın imzasını taşıyan bir yaklaşım.

Tartışılması da son derece gerekli.

Baskın Oran, TESEV için hazırladığı raporu, biraz rötuşlayarak Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’na sunmuş.

Rapor Lozan Anlaşması’nın ‘tam’ olarak uygulanmasını isterken, bir yandan da Lozan’da çözülmüş konuları ‘çözümsüz’ hale getirmek gibi bir hatanın içine düşüyor.

Bu arada en çok tartışılan konulardan bir tanesi de ‘Türkiyelilik’ kavramı.

Bu kavram pek çok kişiyi rahatsız ediyor.

Oysa bugün bazılarının ‘suçlamayı’ ve ideolojisini karalamayı marifet haline getirdiği Atatürk, Türkiyelilik kavramını çoktan aşmış ve yerleştirmiş bile.

Atatürk’ün sağlığında, 1931 yılında yayınlanan ‘Medeni Bilgiler’ yani ‘Yurttaşlık Bilgisi’ kitabında Atatürk’ün kendi elyazısıyla hazırlayıp kitabı hazırlayanlara verdiği bir tanım var.

Aynen aktarıyorum:

‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.’

Sizce bu çağın çok çok ötesinde filozof bir devlet adamı tarafından yapılmış müthiş bir ‘anayasal yurttaşlık’ tanımı değil mi?

Bunun ötesinde söylenecek bir söz, bir tanım var mı?

Ne bir ırk, ne bir din yaklaşımı içermeyen bu ifade, bence Türkiyelilik kavramının da ötesinde bir anlam içeriyor.

Atatürk’ün ardından yapılan hataların faturasını Atatürk’e çıkarmaya kalkanların, o adamın her bir sözünden, her bir nefes alışından alması gereken çok ders var.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İnsanca davranışlar bizi şaşırtmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları