Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Doğuştan erkekler, sonradan erkek olanlar

Tansu Çiller'in eski sağ kolu ve yakın adamı Mehmet Bican'ın Anayasa Mahkemesi'ne Erbakan'ı gammazlaması hepinizi şaşırttı değil mi?

Erbakan iki hafta önce Anayasa Mahkemesi'nde yaptığı sözlü savunmada, Cumhuriyet düşmanlarını, Başbakanlık Köşkü'nde ağırlaması ile ilgili olarak, ‘‘Bu adamları köşke ben davet ettimse iki gözüm önüme aksın. Şuradan şuraya gitmek nasip omasın... Şu kapıdan dışarı çıkmak nasip olmasın ki, onları köşke çağıran bizim halkla ilişkiler ekibi... Hatta ne yalan söyleyeyim o adamları köşkte görünce ben de çok şaşırdım. Takkeli, sarıklı adamların burada ne işi var diye soracaktım... Sonra vazgeçtim. Misafirdir. Madem bizim çocuklar çağırmışlar, bari oturup yemek yiyelim dedim. Yoksa ben adamları bırakın köşke sokmak, köşkün kapısının önünden geçirir miyim!’’ demişti ya...

Mehmet Bican, aradan iki hafta geçtikten sonra aşka gelmiş ve Anayasa Mahkemesi'ne yalanlamayı patlatmış:

‘‘Halkla ilişkilerin bu işle ilgisi yok. O daveti bizzat Erbakan verdi. Kendi özel davetidir.’’

Vay anam vay!

Erkek adammış şu Mehmet Bican be!

Gerçi doğruyu söylemek biraz geç gelmiş aklına ama olsun. Gelmiş ya!

Efendim, hiç heyecanlanmayın.

Kazın ayağı bildiğiniz gibi değil.

Bican'ın bu ani erkekliğinin ardında yatan neden başka...

Geçen hafta RP'den yükselen bir ses, iki eski ortağın aralarının bozulmak üzere olduğunun sinyalini veriyordu. Refahlılar, Çiller'in dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiği takdirde, vicdanlarının sesini dinleyebileceklerini ve dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanabileceklerini yüksek sesle söylemeye başlamışlardı.

Bu, Refah sözcülerinin ağzından da teyit edilince, Çiller'in dostu Bican erkekleşti. Ve gitti Anayasa Mahkemesi'ne verdi dilekçeyi...

‘‘İftarı Erbakan verdi.’’

Kimileri doğuştan erkek olur... Kimilerini de şartlar erkek yapar...

Gençliği korumak için denetim

ESKİŞEHİR Emniyet Müdürü Aydın Genç'ten beklediğim açıklama geldi.

Eğlence yerlerinin kapanış saatleriyle ilgili olarak, kural dışı bir uygulama yapmadığını belirten Genç şöyle demiş:

‘‘Eskişehir'deki yoğun üniversite gençliğinin, sürekli gittiği mekanları, gençliğe uygun hale getirmek ve gençlerimizin korunmasına yönelik bir takım tedbirler aldığım doğrudur.

Eğlence yerlerinde sıklaştırdığımız denetimlerin nedeni, gençlerimizin kötü alışkanlıklar edinmesine engel olmaktır.’’

Genç, eğlenmeye ve eğlence yerlerine evet, ama bunların denetimsiz, batakhane haline gelmiş yerler olmasına hayır diyor.

Anladığım kadarıyla yine ifrat ve tefrit meselesi...

Gençler de, eğlence yerleri sahipleri de, emniyet de bunu iyi ayırmalı..

Tükürün yüzlerine

YANILMIYORSAM, iki yıl önceki İstanbul Festivali'ne gelip, tadını damağımızda bırakan ünlü Bejar Balesi, önceki akşam yine İstanbul'daydı.

Finansbank 10. yaşını sanatseverlere Maurice Bejar'ın talebelerini izlettirerek kutladı.

Kendilerine siyasetçi adını veren alçakların sanatın içine tükürdükleri, sapık ruhlu oldukları için, baleyi bir orji olarak algıladıkları bu ülkede, bankaların sanata sahip çıkmalarını saygıyla karşılıyorum.

Balet Bejar'ın pazartesi akşamı yapılan gösterisi, son yıllarda gördüğüm en muhteşem şeylerden biriydi. (Bir diğeri de Yapı Kredi Bankası'nın getirdiği Tango Passion.)

Özellikle, Giles Roman'ın Pas de Deux'deki performansını unutamayacağım..

Teşekürler Finansbank... Teşekkürler Hüsnü Özyeğin...

Sanatın içine tükürenlerin yüzüne böyle gösterilerle tükürdüğünüz için...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Asansörlere ‘‘Sigara içilmez’’ uyarısını koymak zorunda kalmadığımız zaman...

H.A.

Yazarın Tüm Yazıları