Paylaş
Maliye uyanık değilmiş
Maliye Bakanı'nın verdiği sözün aksine davranarak, vergi dilimlerini yalnızca yüzde 50 artırmakla, vergi indirimi adı altında reel vergi yükünü artırdığını yazmıştım.
Yazının başlığı da ‘‘Maliye'nin uyanıklığı’’ idi.
Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel, cumartesi sabahı buldu beni.
Her zamanki neşeli ses tonuyla ‘‘Vallahi uyanıklık yapmıyoruz’’ dedi gülerek.
Ve açıkladı:
‘‘Vergi dilimlerinin belirlenmesinde yasanın izin verdiği en yüksek artışı yaptık. Ancak yasal tavan 750 milyon lira olduğu için, 750 milyonu aşamadık.
Buna karşın özel indirimler yaparak, özellikle ücretlinin vergi yükünü azaltacağız. Bununla ilgili kararnameler hazırlandı. Pazartesi günü imzalanacak. Emin olun ki, uyanık bir hesap peşinde değiliz.’’ dedi.
Ve sonunda da ekledi:
‘‘Bunları yazmanız için söylemiyorum. Hakkımızda yanlış bir düşünceye kapılmamanız için söylüyorum. Samimiyetimize inanın lütfen.’’
Zekeriya Temizel'i biraz tanıyanların, bürokratlık dönemini biraz bilenlerin, onun samimiyetinden kuşku duyması mümkün olmadığı için, o yazmam için söylemese bile ben yazıyorum.
Yayın yoksa para da yok
Türk Telekom kablolu TV ile ilgili yazıma bir yanıt yollamış.
Özeti şöyle:
‘‘Söz konusu üç Alman kanalının temsilcisi Fatih Oflaz, diğer yabancı kanallarla yaptığımız sözleşmenin aynısını yapmayı kabul etmediği için, bu kanalları yayınlayamıyoruz...’’
Fatih Oflaz'ı tanırım.
Arayıp, anlaşmamasının nedenlerini soracağım.
Ortada ticari bir anlaşma olduğu için, zorlayıcı olmak mümkün değil.
Fakat Telekom'a bir başka sorum var:
‘‘Eğer bu üç kanalla anlaşamazsanız, bizden aldığınız aylık ücretlerde bir indireme gidecek misiniz?’’
Çünkü sonuçta biz de Telekom'a belirli kanalları izleyebilmek için belirli bir para ödüyoruz.
Eğer o bize ulaştırmayı taahhüt ettiği kanalları ulaştıramıyorsa, o zaman bunları aldığı ücretten düşmeli...
Öyle değil mi?
İzlediğin kadar öde
Telekom'a akıl vermek işimiz değil ama, onlarda olmayınca vermek bize düşüyor.
Kablolu TV'de abonelere almak istedikleri kanal sayısı oranında bir para ödetilsin.
Yani her kanalın belirli bir fiyatı olsun.
Üç kanal isteyen 3 lira, beş kanal isteyen beş lira, 10 kanal isteyen 10 lira ödesin.
Hatta daha da ötesi, kimi kanallar diğerlerine oranla pahalı olsun.
Telekom'dan para talep eden kanallar da, kendilerini izleyen abone sayısı kadar para alsınlar.
Yani ben hayatım boyunca bir kez bile izlemediğim Alman kanalları için para ödemeyeyim... Bu kanalları izleyenler de diğer kanallar için para ödemesinler...
Yabancı kanallar da, toplam abone sayısı üzerinden, hak etmedikleri bir parayı almasınlar...
Bunu daha önce de önermiştim ama çıt çıkmamıştı.
Bir kez daha hatırlatıyorum...
Kampanya yürüyor...
Genelkurmay Başkanlığı'nın Doğu ve Güneydoğu'daki okullara okul malzemesi ve giyecek yardımı kampanyasına büyük katılım olduğunu öğreniyorum.
Herkes karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Fakat vatandaşları konuyu henüz tam anlayabilmiş değiller. Yardımlarınızı Ankara'ya değil, size en yakın garnizon komutanlığına teslim edeceksiniz. Bu bir...
İkincisi, çalışan dostlarımız, teker teker yardımda bulunmak yerine, işyerinde bir araya getirdikleri yardımları tek elden, en yakın garnizon komutanlığına teslim edebilirler...
Ve üçüncüsü Genelkurmay'a...
Kimi vatandaşlar, yardımları götürdükleri kimi askeri birliklerde ‘‘Bize bununla ilgili bilgi gelmedi’’ denilerek geri çevrildiklerini belirtiyorlar...
Döndücüsü...
Kampanya her şeye rağmen iyi gidiyor... Elinize sağlık...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Başkasını suçlamadan önce, kendi suçumuzu aradığımız zaman...
Paylaş