Paylaş
Andrew ve Tansu
Washington'a vardığım saatlerde bütün haber kanalları Miami'de yüzen bir evden canlı yayındaydı. Herkes Versace'nin katili Andrew Cunanan'ın yeni bir icraatıyla karşı karşıya olduğunu düşünüyordu.
Polis açıklaması sabaha karşı yapıldı.
Cunanan'ın son kurbanı kendisi olmuştu.
Şimdiye kadar beraber olduğu 4 kişiyi öldüren Andrew, bu kez namluyu kendine doğrultmuştu.
Bu intiharın nedeni, vicdan muhasebesi miydi, yoksa yaptığı yanlışların altında ezilmek mi, hesabını vermekten korkmak mı?
Bence ikincisi!
Televizyonda haberi izlerken aklıma Tansu Çiller geldi.
O da Cunanan benzeri bir ruh halindeydi.
Çiller de siyasi olarak beraber olduğu pekçok kişinin siyasi ölümüne neden olmuştu. O da yanlış ilişkiler içindeydi.
Ve Tansu Çiller de Cunanan gibi köşeye sıkışmış durumdaydı. Deşifre olmuştu, peşine düşülmüştü.
Şimdi Çiller de Cunanan gibi namluyu kendine doğrulttu.
Siyasi bir intiharın içinde.
O, Cunanan gibi bir anda bitmeyecek.
Yaşamlarımızdan yavaş yavaş ıstırap çekerek ve çektirerek uzaklaşacak.
Başbakan, başbakan oluyor
Mesut Yılmaz, giderek liderleşiyor. 8 yıllık eğitime karşı direnme eğilimi gösteren kimi ANAP'lıya çıkışı mükemmel.
Şöyle diyor Yılmaz: ‘‘Ya kabul edersiniz, ya hükümetten çekilmeyi tartışırız.''
Önemli bir rest. Bu kez 2 aylık başbakan unvanını göze alarak önemli olanın koltuk değil, sözler ve ilkeler olduğunun dersini veriyor.
Gruptaki üç beş çatlak ses kesiliyor.
Yılmaz liderliğini kanıtlıyor.
Türkiye gerçek bir başbakan kazanıyor.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Yabancı ülkelerden meslektaşlarınız, ‘‘Eski başbakanımız, CIA ajanı mı diye'' sorduğunda, göğsümüzü gere gere ‘‘Değil'' diyebildiğimiz zaman!
Paylaş