Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Kendi için isteyen namerttir

Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in yeni bir anayasa taslağı hazırlattığı yolunda haberler basına sızıyor.

Yasanın tamamıyla ilgili bir yorumda bulunmak değil amacım. Ancak son bölümleri benim çok ilgimi çekti.

Biliyorsunuz, Sevgili ve Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in çok iyi bir özelliği vardır. O hiçbir zaman kendisi için bir şey istemez. Hatta kendisi için bir şey isteyenleri namert sayar.

Sayın ve Sevgili Cumhurbaşkanımız tarafından hazırlatıldığı ileri sürülen anayasanın son birkaç maddesi de Reisi Cumhur Hazretleri'nin kendisi için bir şey istememe felsefesini yansıtıyor.

Bakın bu ‘‘geçici’’ başlıklı maddeler ne diyor:

‘‘Geçici madde: Halen görevde bulunan cumhurbaşkanı, bu kanunun yayımından sonra genel oyla yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ilkine katılma hakkına sahiptir.

Bu yasa yayımlandığı sırada görevde bulunan cumhurbaşkanı, görev süresinin bitiminden sonra ömür boyu miletvekili olur.’’

Hoş değil mi?

Adrese teslim yasa.

Tabii daha ilginç geçici maddeler de koyulabilirdi.

Mesela, ‘‘Bu yasa yayımlandığı tarihte cumhurbaşkanı olan kişi seçim yapılmadan yasanın belirlediği yetkilerle cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Seçim takip edecek cumhurbaşkanı için yapılır.’’

Nasıl? Fena değil değil mi?

Ben çok seviyorum böyle kendisi için bir şey istemeyenleri.

Bu arada bizim yazı işleri müdürlerinden Doğan Satmış'ın da bir ek madde ricası var. Diyor ki: ‘‘Bu yasa çıktığı zaman her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Doğan Satmış'ın banka hesabına 1 dolar yatırsın.’’ Doğan bu yasa teklifini söyleyince, ‘‘Doğan, 65 milyon dolar eder’’ dedim.

O da bana, ‘‘Kendim için istiyorsam namerdim’’ diye yanıt verdi.

Galatasaray'ın durumu vahim

Galatasaray'da yönetim mönetim yok. Kendi halinde giden bir garip kulüp var.

Yönetimin Kurulu'nda birbiriyle küs olmayan kimse yok.

Herkes bir hizipleşme içinde.

İş ortakları bile kavgalı hale gelmişler.

Kulüp parasızlıktan kıvranıyor, yönetimde ses yok.

Pardon var ama çıkan sesler akıldan uzak.

Futbolcular paralarını istiyorlar, aylardır alamamışlar. Artık sabırları taşmış, paralarını alamadıklarını açıklıyorlar, yönetim ‘‘Ceza veririz’’ diyor.

Daha neler?

Acaba Galatasaray yönetimindeki beyler kendi alacakları konusunda da bu kadar fütursuz olabiliyorlar mı?

Yönetimdeki rezalet tribüne de yansıyor. Tribünde cansiperane Galatasaraylılar'dan oluşan bir grup var. Adı Aslanlar Grubu.

Hepsi işi gücü olan, yurtdışında bile takımını yalnız bırakmayan, pırıl pırıl insanlar.

Bu grubun adamları yönetimdeki birkaç kişinin parayla tuttuğu itlere dövdürülüyor.

Bazı amigolar yönetim tarafından besleniyor.

Bunlar bizim Galatasaray'da alışık olmadığımız, maganda yöntemleri.

Anlayacağınız kulübün durumu rezalet.

Ne mali, ne idari disiplin var.

Özhan Canaydın'ın büyük emeklerle düzene soktuğu mali yapı Canaydın'ın yokluğunda yıkılmış.

Yazık Galatasaray'a. Yazık... Kongreye daha bir yıl var. Bakalım o bir yıl nasıl geçecek.

Plakaların hesabı sorulmayacak mı?

TR rumuzlu plakalarla vatandaşa atılmak istenen 160 trilyonluk kazık Hürriyet'in yayını sonunda durduruldu. Hürriyet'in yaptığı, son dönemlerde pek yapılmayan iyi gazetecilik örneklerinden biriydi.

Haberi hazırlayan, her gün yeni detaylarla sürdüren Kadir Ercan'ı kutlamak isterim.

Fakat şimdi başka bir soru var aklımda.

Plaka işinde vatandaşın yıllardır kazıklandığı, garip bir ihaleyle birilerinin zengin edildiği ortada.

Bunun hesabı sorulmayacak mı?

Bu işten şimdiye kadar kimlerin nemalandığı ortaya çıkarılmayacak mı?

Vatandaşa devlet yardımıyla kazık atanın ve attıranın yanında kâr mı kalacak?

Şimdiye kadar fazladan ödenen trilyonları kim, nasıl geri ödeyecek?

Yoksa her zaman olduğu gibi Türkiye'de yasalara uymak için acele edenler kazık mı yemiş olacaklar?

Yım mı, yum mu?

Dün yazdığım ‘‘Kayyum’’ başlıklı yazı ile ilgili olarak çok sayıda faks geldi.

Okurlarım, ‘‘Kayyum değil, kayyım olmalıydı’’ diyorlar.

Ben de yazarken şüphelenmiştim.

Önce Meydan Larousse'a, sonra imla kılavuzuna baktım.

Her ikisinin de aynı anlama geldiğini ve her iki şekilde de yazılabileceğini gördüm.

Düzeltme servisimiz de bu yönde fikir beyan etti.

Neyleyim?

Umutlu yıllar

Umutlarla başladığımız her yıl, bizi daha derin umutsuzluklara sürüklüyor. Ama biz yine umutluyuz.

Yeni yıl hepimize güzellikler ve iyilikler getirsin.

GİFT Ajans'ın yılbaşı tebriğinde çok hoş bir eleştiri var. Diyor ki: ‘‘Politikacıları örnek alın. Değişin ama asla gelişmeyin.’’

Siz sakın politikacıları örnek almayın.

Değişmeniz gerekmez ama gelişin.

Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Namerde muhtaç olmadığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları