Teke Tek

Fatih ALTAYLI

Reform yapılamaz

Elveda vergi yasası...

Bankalar cumhuriyeti haline gelen Türkiye'de bankaların istemediği bir şey yapmak mümkün mü?

Bankalara karşı çıktığın anda yapay bir kriz başlatmak çocuk oyuncağı.

Ve işte tanrıların istediği kurban.

Vergi yasası.

Türkiye'de reform yapılacak ha!

Gülerim size.

Bu ülkede, bu anlayışla değil reform, çiş bile yapmak mümkün değil.

Garibime giden, vergi yasası çıkarılırken arkasında duranların birdenbire ortadan yok olması.

Bankacılık zor zanaat

KRİZ ortamında bankalar kredileri acilen kapama talimatı almışlar.

Tabii kim uğraşacak krediyle.

Develete yüzde 120 faizle garantili geçirmek varken, kredi sat, geri al... Takip et, pazarlama ile uğraş...

Zor iş bunlar.

Develete nasıl olsa istediğin fiyattan satıyorsun, garantili olarak da tahsil ediyorsun.

Kılavuz karga olunca

SİYASİ Partiler Yasası'nın bizi kimlere oy vermeye ittiğini görüyorsunuz değil mi?

Bir eski milletvekili çıkıyor ve diyor ki: ‘‘Çakıcı da, Sedat da arkadaşımdır. Oturur yemek yeriz. Ne var yani arkadaşım olmaları da suç mu?’’

Bu milletvekili aynı zamanda bakanlık da yapmış biri. Üstelik bir de spor kulübü başkanı.

Bir diğeri de ‘‘Ben Sedat Peker'e kefil olmadım. İşkence yapılmasın diye ricacı oldum. Çok iyi vatansever, mert bir çocuktur.’’

Bir başka milletvekili, Çakıcı'nın düğününde en ön masada oturuyor.

Bunlar bildiklerimiz. Başkaları da var muhakkak. Çakıcı'nın bantları bir açıklanabilse, kimbilir kimler çıkacak daha.

Ama bantlar nedense açıklanmıyor.

Biz her bildiğimizi çekinmeden yazıyoruz ama elindeki bilgileri gizleyenler var.

Ama bir gün o bilgiler de gün ışığına çıkacak.

Mafya ile ilişkisi olduğu ortaya çıkan biri eski üç milletvekili var şimdilik.

Mehmet Ali Yılmaz, Enis Sülün ve Cevdet Aydın. İkisi DYP'li, biri ANAP'lı.

Güldüğüm nokta, DYP'nin sözcüleri ANAP'a yükleniyorlar.

Kardeşim sizin de iki milletvekiliniz ve bir bakanınız bu işin içinde, ona ne diyorsunuz desen, yanıt vermezler.

İşin daha da vahim tarafı, başta sözünü ettiğim Siyasi Partiler Yasası.

Önümüzdeki seçimde bu iki parti adı geçen bu üç adamı milletvekili adayı yapsalar, vatandaşın yapabileceği bir şey yok.

Adamlar liste başından yine Meclis'te.

Bırakın vatandaşı, parti örgütünün yapabileceği bir şey yok.

Genel Merkez'den liste başına koyulsa, yasal engel yok.

Gideceğiz paşa paşa, çetelerle kol kola gezenlere oy vereceğiz.

Verirsem namerdim.

Ama bu partilerin al birini vur öbürüne.

Felsefe aynı, anlayış aynı.

Bu çıkmazdan kurtulamazsak yolun sonu belli. Belli de gören yok.

Bu şoför kimin şoförü?

İLGİNÇ bir ayrıntı daha geldi kulağıma.

Alaattin Çakıcı'ya yıllarca şoförlük yapan Karadenizli bir adam vardı.

Çakıcı yurtdışına kaçınca şoförü işsiz kaldı.

Ancak iş bulmakta gecikmedi.

Hâlâ o mudur bilmiyorum ama, bir süre öncesine kadar aynı kişi Mehmet Ali Yılmaz'ın şoförlüğünü yapıyordu.

Çok önemli değil ama küçük sinekler de mide bulandırabilir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Aklımızı başımıza getirmek için sert bir darbeye gerek olmadığı zaman.

---