Paylaş
RTÜK'te Karaca oyunları!
RTÜK üyelerinden birinin adı Fatih Karaca.
İlginç bir adam. Eski RP'ye ve Fazilet'e yakın. Aynı zamanda DYP'li. Biraz da ülkücülük bulaşmış ama sadece görüntüde.
Herkese yakın. Aynı yakın arkadaşı İ. Melih Gökçek gibi.
Bu adam RTÜK üyeliğini kan davalarına araç olarak kullanıyor.
Kafayı taktığı televizyonlar ve programlar var.
RTÜK, televizyonları uzmanları vasıtasıyla izliyor.
Belirli televizyonları izleyen uzmanlar suç unsuru gördükleri zaman bunu bir rapor halinde sunuyorlar ve kurul da bunlara gereken cezayı veriyor.
Karaca bu uzmanlara baskı uyguluyor.
Cezalandırmak istediği programlar ve televizyonlara bakan uzmanlara talimatla rapor yazdırıyor.
Geçenlerde Ankara'da bir RTÜK uzmanı yakınıyordu, ‘‘Arkadaşlarımızı çağırıp emir veriyor. Şu programla ilgili bir rapor hazırla ben kurula alacağım diyor. Uzman hazırlamazsa, RTÜK hukukçularını çağırıp kendi bir rapor hazırlattırıyor. Yasa masa takmıyor. Programın içeriği de önemli değil. Kafayı taktığı kişiler ve kanallar var. Derdi onlarla’’ diye...
Sordum, ‘‘İstenen raporları hazırlamayan uzmanlara ne yapıyor?’’ diye.
Bir şey yapmıyormuş.
Ama şimdilik. ‘‘Yeterince gücü olsa kan kusturur’’ dedi konuştuğum uzman.
Bu arada RTÜK kadroları içindeki şeriatçı ve tarikatçı kadrolaşmanın başmimarı Fatih Karaca imiş.
Özellikle bölge müdürlüklerinde tarikatçı kadroları oluşturuyormuş.
RTÜK'teki şeriatçılar için bölge müdürlüklerinin neden daha önemli olduğunu ve kadrolaşmada niçin buralara ağırlık verildiğini, yarın yazacağım.
NOT: Uzman raporlarının şeriat yanlılarına sızdırılarak, kimi uzmanların şeriatçı terörün hedefi haline getirildiğini yazmıştım. RTÜK Başkanı Kutlu Savaş bu raporları sızdıran kişilerle ilgili olarak soruşturma başlatmış.RTÜK'ten arayıp bilgi verdiler.
Duyarlılığı için teşekkür ediyorum.
Kazıklı yollar
İşlerinde otoban ve boğaz köprülerini kullanarak gidenler, bugün yüzde yüz zamlı bir tarifeyle karşılaştılar.
Hem de yüzde yüz zamlı...
Memura yüzde 20 zam. Köprüye ve yola yüzde yüz.
Tam Deli Dumrul. Köprünün başı tutulmuş bir kere...
İmansızlar.
1. Boğaz Köprüsü'nün açılış tarihi 1973. O gün geçiş ücreti 10 TL. Yani 70 Amerikan centi.
Aradan 25 yıl geçmiş. Köprü çeyrek asrı doldurmuş, maliyetini yüz kere karşılamış. Geçiş ücreti yaklaşık 2 dolar.
Çüşşş...
Ya otobanlar...
En kısa yolun ücreti 400 bin lira. Yani İstanbul'da Halkalı'dan girip, 9 kilometre sonra Avcılar çıkışından çıksanız 400 bin lira vereceksiniz.
Ama 300 kilometreye yakın gidip, Edirne'den çıkarsanız ödeyeceğiniz ücret 1 milyon lira.
Zammı yapanlar uyanık. En çok kullanılan bölüme en fahiş fiyatı uygula.
Ortada adam gibi bir hizmet olsa gam yemem.
Yollar rezalet...
Yılın yarısı paralı otoyolların bir kaç şeridi tamirat bahanesiyle kapalı. Kilometrelerce çile...
Gişeler yetersiz...
Yıllardır yazıyoruz, şuralara elektronik geçiş yapın diye tınmıyorlar.
Zammı yapanlar şöyle diyor:
‘‘Nasılsa bizim millet salaktır. Gıklarını çıkarmadan geçerler.’’
Sonunda bu millet kalkacak size bir patlatacak...
Ananızdan doğduğunuza pişman olacaksınız.
Ziyanlık
Sabah Gazetesi bundan bir kaç ay önce Şamdan diye bir pazar eki vermeye başladı.
Haftalık bir dedikodu gazetesi ek oldu. Her pazar 500 bin eve girmeye başladı.
Rekabet gereği, Hürriyet de iki haftadır benzer bir eki, Gala'yı veriyor.
500 bin eve de Hürriyet'in eki giriyor.
Etti bir milyon...
İkisi de ithal kağıda basılmış, muhteşem kalitede. Mürekkebi Avrupa... Pahalı yayınlar...
Bu hafta Yeni Yüzyıl da benzer bir ek vermiş.
150 bin de ona desen 1 milyon yüzelli bin...
İçlerinde ne var?
Hiiiiç...
Onun memesi, bunun poposu... Kim kimi öptü, kim kimle nereye gitti.
Hepsi 200 kişilik bir grubun haberleri.
Sosyete çapkınları, podyum yüzü görmemiş sözde mankenlerin haberleri.
Acıyorum... Bunlara giden kağıda, harcanan paraya acıyorum...
Yazık ki, bin kere yazık...
Parayla satılırken itirazım yok.
Bunlara meraklı olan alsın okusun.
Satsa satsa 20 bin 30 bin satacak.
Şimdi ise 1 milyonu aşkın bir ziyan...
Yazık...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yolda bana ne zaman adam oluruz diye sormadığınız zaman.
Paylaş