Paylaş
Puan türü aniden değişir mi?
Üniversite Giriş Sınavları'nı eleştiren yazılarıma YÖK Başkanı Kemal Gürüz arayıp cevap verdi.
Kendisiyle önümüzdeki günlerde daha detaylı bir görüşme yapacağımız için Gürüz'ün açıklamalarına daha sonra yer vereceğim.
Ancak bu konu ile ilgili yanlışlıklar, ya da talebelere karşı yapılan haksızlıklar bir değil bin...
Lise öğrencileri ve sınavlara dışardan hazırlananlar, girmek istedikleri fakültelere uygun puan türleri üzerinde yoğunlaşmış durumdaydılar.
Yani Türkçe ile girilecek bir bölümü hedefleyenler bu ders üzerinde yoğunlaşırken; fen, matematik ve sosyal puanla girilen bölümleri hedefleyenler de, kendi hedefleri doğrultusunda ders çalışmaktaydılar.
Ancak YÖK'ün son kararıyla üniversitelerin puan türleri değişti.
Hem de aniden. Bir gecede...
Yani yıllardır kendini Türkçe'de yoğunlaştıran bir öğrencinin, şimdi matematik öğrenmesi de gerekmeye başladı.
Yılların açığı bir anda kaptılmaya çalışılacak.
Ben bu durumun da dershanelere yarayacağı kanaatindeyim.
Açığını okulda kapatamayacak olanlar, dershanelerde, bu derslere yoğun talep başlatacaklar.
Bu uygulamanın yanlış olduğunu söyledeğim zaman YÖK Başkanı Gürüz, ‘‘Evet ama bu kamusal bir düzenleme, burada müktesep hak olmuyor. Hukukçularımız böyle görüş belirtti’’ dedi.
Ben de ‘‘Müktesep hak olmayabilir ama bir de insan hakkı var. Yazık değil mi bu çocuklara, hiç olmazsa kademeli bir geçiş yapsaydınız’’ diyerek eleştirilerimi sürdürdüm.
YÖK Başkanı ise, kademeli geçişin, lise son talebesi olmadığı halde sınava giren 800 bin kişinin haklarının yenmesi anlamına geleceğini söyledi.
Oysa bu 800 bin kişi de, aynı lise son sınıf öğrencileri gibi, belirli alanlarda yoğunlaşarak hazırlanıyorlardı ve aynı haksızlık onlara da yapılıyordu.
Bu konuda YÖK'ün tavrı, ‘‘Yaptım oldu bir kere’’ gibi geldi bana...
Doğrusuyla yanlışıyla...
Antetli yanıt...
Marks&Spencer'dan yanıt geldi.
Kovulan görevlinin part-time satış elemanı olduğunu yazan mağaza yönetimi, elemanlarının mağaza kuralları dışında hareket ettiği için kovulduğunu belitiyor.
İnci Çetin'in mağaza yöneticisini gece cep telefonundan aradığını kabul ediyorlar.
Ancak Hikmet Çetin'e söyledikleri ‘‘Zaten kovulacaktı. Memnun değildik’’ cümlesi bana yollanan yanıtta yok.
Bu arada İnci Çetin de bir yanıt yollamış.
Yanıtı biraz garipsediğimi ifade etmeliyim.
Çünkü Amerika'da bulunan İnci Çetin'in faksı bana ‘‘Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’’ antetli bir kapak sayfasıyla yollanmış.
Hikmet Çetin'in eşi, aynı zamanda özel kalem müdürü değilse, bu antetli kapağın ne işi var özel bir faksta?..
Fakat bu konuyu daha fazla uzatmak niyetinde değilim.
Çünkü İnci Hanım'ın alışkanlıkları göz önüne alındığında, yakında işsiz kalmam söz konusu olabilir.
Tabii Hürriyet yönetimi, Marks&Spencer'ınki gibi şahsiyetsiz değildir.
Tek güvencem de bu zaten...
NOT: İnci Çetin faksında ‘‘Her ne kadar kocam arama dediyse de’’ diyor. Genelde kadınlar daha sağduyuludur ama, bazen koca sözü dinlemek de yararlı olabilir...
RTÜK'ten yüzde yüz memnun olmamız gerek!
RTÜK araştırma yaptırıyormuş.. Denek olarak seçtiği vatandaşlara RTÜK'ün uygulamalarından ve kararlarından memnun olup olmadığı soruluyormuş.. Anket sonuçlanmış ve yayınlanmış.
Sonuç şöyle:
Vatandaşların yüzde 78'i RTÜK'ten memnunmuş. Yüzde 22'si ise RTÜK'ün uygulamalarının hatalı olduğunu düşünüyormuş.. Ben RTÜK'ün yerinde olsam anketi yapan firmanın işine son verirdim.
RTÜK'ten yüzde yüz memnun olmamak olur mu?
Siz hangi faşist diktatörlükte, ‘‘Diktatörden memnun musunuz?’’ sorusuna ‘‘Hayır memnun değilim’’ yanıtının verileceğini düşünebilirsiniz? Ayrıca da bir anket de ben yaptım...
Okurlarım arasında...
Sorum basitti: ‘‘Hanginiz Fatih Altaylı'yı okuyorsunuz?’’ diye sordum yazımda.
Sonuç yüzde yüz çıktı.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Elimizdeki gücün, başkalarının hayatını nasıl etkilediğini fark edebildiğimiz zaman...
Paylaş