Paylaş
Hikmet Abi'ye de yakışmadı, eşine de
Olay, geçtiğimiz haftalarda Ankara Marks & Spencer mağazasında geçer.
Marks & Spencer'ın kapanma saati 20.00'dir.
Ve saat 19.50'den itibaren içirideki müşteriler mağazanın kapatılacağı konusunda görevliler tarafından uyarılırlar.
Yazıma konu olan günde de aynı şey olur.
Ve görevliler katlarda dolaşarak alışveriş yapmakta olanları alışverişlerini tamamlamaları, kasaların kapanmakta olduğu konusunda uyarırlar.
Elemanlardan biri, katlardan birinde alışverişini sürdürmekte olan bir hanımefendiye rastlar ve kendisine kibarca ‘‘Hanımefendi kasalar kapandı. Lütfen kasaya iniverin’’ der.
Uyarılan kadın sinirlenir ve sert bir tonla, alışveriş sırasında sürekli rahatsız edildiğini, bir gün sonra Amerika'ya gidecek oğlu için alışveriş yaptığını söyler.
Görevli, mağazanın kapandığını hatırlatınca aynı hanımefendi bu kez ‘‘Ben Meclis Başkanı Hikmet Çetin'in eşi İnci Çetin'im’’ der.
Görevli de kendisine ‘‘Ben de bilmem kimin eşi bilmem kimim. Memnum oldum’’ deyince, İnci Hanım sinirlenir ve bağırmaya başlayarak ‘‘Lütfen insana saygılı olun’’ der.
Görevli de ‘‘Efendim ben de onu söylemek istiyorum. Sabahtan beri ayaktayız çalışıyoruz. Buranın kuralları var. Kapanış saatini 25 dakika geçtik zaten’’ der.
Sinirlenin İnci Çetin, görevliye ‘‘Seni müdürüne şikayet edeceğim’’ der ve sinirli bir şekilde mağazayı terk eder.
Gerçekten de görevli gece saat 00:30'da cep telefonundan mağaza müdürüne şikâyet edilir.
Marks & Spencer özür için İnci Çetin'e çiçek yollar. Ancak özür kabul edilmez.
Ta ki görevlinin işine son verilene kadar.
İnci Çetin'in baskısıyla görevli kovulur. İnci Çetin rahata erer.
Bu durum, herkesin sevdiği, saygı duyduğu Meclis Başkanımız'a da, eşine de pek yakışmaz.
RTÜK'ün şeriatçı muhbiri
RTÜK, Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlere söven, mezhep çatışmalarını körükleyen, Alevi yurttaşlarımıza hakaretler yağdıran, kadınları aşağılayan Ak TV'ye ceza verdi.
Ve bir anda kıyamet koptu.
Şeriatçı basın önce bana saldırdı.
Ardından da Ak TV'yi izleyip rapor hazırlamakla görevli RTÜK görevlisine.
Akit başta olmak üzere, bu görevlinin adı bütün şeriatçı basında yazılıp çiziliyor, ağır hakaretler ediliyor ve hedef gösteriliyor.
Söz konusu görevlinin evine, işyerine yüzlerce tehdit ve küfür telefonu geliyor.
İşin ilginç tarafı, bu görevlinin isminin dışarı nasıl sızdırıldığı.
Yıllardır RTÜK'ten ceza alan kanallarda yöneticilik yaptım, hakkımızdaki raporu kimin hazırladığını hiç bilmedim, merak da etmedim.
Cezayı veren raporu hazırlayan değil, RTÜK.
Fakat RTÜK'ü eline geçiren şeriatçı kadrolar, işini yapmaktan başka günahı olmayan bu görevlinin adını dışarı sızdırarak, hedef haline gelmesine neden oluyorlar.
Ben bu ismi kimin sızdırdığı konusunda bilgi sahibiyim.
Gerekirse onu da yazacağım.
Ancak dileğim, önce RTÜK Başkanı'nın bu işe el koyması.
Madalya gerekçesini değiştirin
Genelkurmay Başkanı Karadayı'yı severim. Kendisine madalya verilmesine de hiç ama hiç karşı değilim.
Ancak madalyanın veriliş gerekçesini biraz değiştirseler iyi olacak.
Genelkurmay Başkanı'na darbe yapmadı diye madalya veren ilk ülke olma şerefi bize fazla gelir.
Fener'e af veya tecil
Türkiye 1. ligi başladı. Çok geçmeden kupa mücadeleleri de başlayacak.
Ancak bu kupa mücadelelerinden biri bence bu yıl tatsız olacak.
Çünkü Fenerbahçe geçen yıl Trabzon'da sahadan çekildiği için bu yıl Federasyon Kupası'na katılamıyor. Cezalı.
Bu durum kupanın havasını etkiler.
Fenerbahçesiz bir kupanın hiç ama hiç tadı olmaz.
Fenerbahçe kupada olacak ki, Galatasaray onu yenecek ve keyif yapacağız.
Şaka bir yana gerçekten Fenerbahçesiz bir kupa içime sinmiyor.
Acaba Futbol Federasyonu bu kararını gözden geçiremez mi?
Hani hazır af modası varken, Fenerbahçe'nin de cezası affedilemez mi?
Ya da hiç değilse bir tecil.
Yani aynı suçu bir kez daha işlerlerse cezayı misliyle versinler.
Ama bu yıl kupayı öksüz bırakmasınlar.
Federasyon bu işe el atmazsa, Rahşan Hanım'a yazacağım..
Onun hassas kalbinin de Fenerbahçesiz bir kupaya dayanacağını zannetmiyorum.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Halktan aldığımız gücü, halka karşı kullanmadığımız zaman.
Paylaş