Paylaş
Anayasa'nın anasını ağlattınız!
Herkes yeni Ulaştırma Bakanı Denizolgun'un tarikat bağlantılarını konuşuyor.
Boşverin tarikatı marikatı, son atamalardaki Anayasa rezaletini konuşalım.
Ve bizi yönettiğini zannedenlerin, bu ülkenin en temel yasasını nasıl paçavraya çevirdiklerini görelim.
Görelim ki, bu ülkede bir savcı çıksın ve bunlara Anayasa'yı çiğneme suçundan bir fezleke düzenlesin.
1. Rezalet:
Başbakanlık koltuğunda oturan Mesut Yılmaz da, değişen bakanlar da Anayasa'dan bihaberler. Çünkü Anayasa'nın 114. maddesi, seçim süreci ile birlikte üç bakanın 5 gün içinde istifasını öngörüyor.
Yani şimdi yapıldığı gibi, bakanlar istifa etmeden yerlerine atama yapılmasını değil.
Üç bakan da istifa etmiyorlar. Yerlerine usulsüz olarak atama yapılıyor. Oysa makam doluyken, oraya atama yapılması mümkün değil.
Ha, 5 gün dolar da, bu üç bakan istifa etmezlerse, Anayasa gereği müstafi oluyorlar ve o zaman atama yapılabiliyor.
Tabii bu durum rezaletlerin en küçüğü.
2. Rezalet:
Anayasa'nın 114. maddesi boşalan bakanlıklara ‘‘Tarafsız’’ kişiler atanır diyor.
Oysa Ulaştırma Bakanlığı'na yapılan atamanın tarafsız olmadığı bizzat Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit tarafından söyleniyor. Denizolgun'un DTP kontenjanından atandığını artık sağır sultan bile biliyor.
Peki tarafsızlık bunun neresinde?
Ama Türkiye artık öyle kafalarla yönetiliyor ki, üç kuruşluk bir koalisyon protokolü, bu ülkenin anayasasının önüne geçiyor. Tarafsız olması gereken bakanlıklar bile parti kontenjanlarıyla dolduruluyor.
Daha elim ve daha vahimi, Denizolgun'un tarafsız olarak yürüteceği bakanlığa, ekibini de getireceği, bakanlık kadrolarında kendi düşünceleri yönünde bir ekip oluşturacağı konuşuluyor.
Özel Kalem Müdürü ilk tırpan yiyenler arasında yer alacak.
3. Rezalet:
Başbakan ve ekibi bu rezaletleri yaparken, devleti temsil eden, devlete sahip çıkması gereken Cumhurbaşkanı ne yapıyor?
Ne yapacak, bu rezaletin altına imza atıyor.
Olacak şey mi allahaşkına?
Anayasa böylesine çiğnenirken Demirel nasıl bu atamalara onay verir?
İşine geldiği zaman ‘‘Ben Çankaya noteri değilim’’ diyen Demirel, işine geldiği zaman basıyor imzayı.
Anayasa ayaklar altına alınırken seyirci kalıyor.
Türkiye'de işler böyle yürüyor ve cühela taifesi ‘‘Helal Başbakan'a’’ diye alkışlıyor.
Anayasa'ya aykırı hiçbir iş helal olmaz kardeşim.
Liyakata bakın
Tarikatçı Denizolgun'un Ulaştırma Bakanlığı'na atanmasını kimse yasal yönden tartışmıyor.
Herkes tarikat derdinde.
Tarikatçı Sol Parti'nin liderine de tarikat bağlantılı bu atamayı savunmak kalıyor.
Bülent Ecevit ‘‘Sayın Denizolgun da değerli bir milletvekili arkadaşımızdır. Yurtdışında eğitim görmüş, yabancı dil bilen birisidir’’ diyor.
Var mı böyle bir geyik muhabbeti!
Milletvekili ya, dil biliyor ya, tamam.
Gerisi hikaye.
İster tarikatçı olsun, ister şeriatçı.
Üç-beş oy getirsin yeter.
Unutmayın sevgili okurlar, bu hükümet şeriatçılarla mücadele için kuruldu.
Teşekkürler Bülent Bey
Sayın Ecevit'e kızarız kızmasına da, severiz de.
Çünkü bugün Meclis'te temsil edilen sağ parti liderleri arasında, halka en fazla önem veren her şeye rağmen odur.
Önce ortaya af diye bir şey attı.
Sonra toplumdan gelen tepkiyi duydu, dinledi.
Ve bu tepkiye kulak verip, önerisini değiştirdi.
Yine af ama toplumda adalet duygusunu zedelemeyecek bir af demeye başladı.
Bülent Bey'e teşekkürler.
Çünkü bu ülke, halk tepkisini hiçe sayan, inadım inat diyenlerden çok çekti.
NOT: Gerçi 1982 Anayasası af çıkarmaya pek müsait değil. Bu durum aşılır ve af çıkarsa, bu kez de Anayasa'nın 10. maddesi gereği ayrım yapmak pek mümkün değil. Aynen 1974'te olduğu gibi.
Düzeltme
İki gün önce Türkbank özelleştirmesine Basisen karşı çıkmıyor diye yazmıştım.
Basisen değil, Banksisen olacaktı.
Düzeltir ve hata için özür dilerim.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kaale almayacaksak, boş yere anayasal düzenden bahsetmediğimiz zaman.
Paylaş