Paylaş
Kırcı'yı yakalamayanlara ne oldu?
AnasolD hükümetinde, bir bakan sussa diğeri konuşuyor. Konuşmanın bir mahzuru yok da, boş konuşmak kötü oluyor.
Güneş Taner sustu ve günde 20 saat çalışmaya başladı. Ekonomide kavga, kargaşa bitti.
Borsa ve para piyasaları dalgalanmayı bıraktı, normal seyrine döndü.
Şimdilerde ise Eyüp Aşık konuşmaya başladı.
Her gün bir polemik yaratıyor Aşık.
Bazılarına bir diyeceğimiz yok. İstediğini söyler de, önceki gün yaptığı ve dün gazetelerde yer alan, ‘‘Haluk Kırcı, Özel Harekât Daire Başkanlığı'nı ziyaret etti. Oturdu, çay, kahve içti. Hakkında hiç kimse işlem yapmadı ve elini kolunu sallayarak çekip gitti’’ açıklaması benim garibime gitti.
Diyelim ki, Eyüp Aşık'ın açıklaması doğru.
Yani her tarafta aranan Haluk Kırcı, Özel Harekât Dairesi'ni ziyaret etti ve oradaki görevliler de hiçbir şey yapmadılar.
Peki o zaman hükümet ne yaptı?
İçişleri Bakanlığı ne yaptı?
Emniyet Genel Müdürlüğü ne yaptı?
Özel Harekât Dairesi'ne geldiği halde Kırcı'yı yakalamayan polisler hakkında bir soruşturma yapıldı mı?
Bunların ifadesi alındı mı?
Bunlar arasından suçlu bulunanlar açığa alındı mı, cezalandırıldı mı?
Bütün bunlar yapılmadı mı?
Eh, be Eyüp Aşık!..
Siz ve bu devleti yönetenler gereğini yapmazsanız, sizin atadıklarınız niye yapsın ki?
Teşekkürler Terörle Mücadele
Ben dün ‘‘Yurt basan ülkücüleri, ülkücüyüm diyenleri, serbest bırakan polis mi yakalayacak?’’ diye yazınca, sabahın erken saatlerinde İstanbul Terörle Mücadele Müdürü Atilla Çınar aradı.
Gülerek, ‘‘Fatih Bey, keşke yazıyı yazmadan bir gün bekleseydiniz. Yurt basanları yakaladık. 2 tanesi firarda, ama onların da kimliği belli. Büyük ihtimalle yarına kadar onları da yakalarız. Sizin de söylediğiniz gibi ülkücü bir grup. Ama emin olun, bizim için kim oldukları ya da neden yana oldukları önemli değil’’ dedi.
Ben de, ‘‘Geç olmasın da erken olsun. Yakaladıysanız, onu da keyifle yazarım’’ dedim.
Polisin, hangi yönde olursa olsun, ideolojik saplantılardan uzak, dürüst ve tarafsız hareket etmesinden daha keyif verici ne olabilir ki bu ülkede?..
Müdür Atilla Çınar'a da, ekibine de teşekkür ederim.
Kırca'ya haksızlık
DİCLE Üniversitesi, Levent Kırca'ya haksızlık yapmış gibi geldi bana.
Dün Hürriyet'in sanat sayfasında Dicle Üniversitesi'nin bir araştırması yayımlandı.
Ne biçim bir araştırma ise, Levent Kırca'yı Doğu Anadolu lehçesini en kötü taklit eden iki sanatçıdan biri seçmişler.
Bana sorarsanız, Levent Kırca bu lehçeyi Şener Şen'le birlikte en iyi taklit eden ustalardan biridir.
Bu yalnızca benim fikrim değil. Bu aynı zamanda akademik bir kanaat olmalı ki, Levent Kırca, konservatuvarda lehçeler ve lehçe taklitleri üzerine bir de ders veriyor.
Bana sorarsanız, Dicle Üniversitesi araştırmacılarının düştükleri hata, Kırca'nın sıklıkla taklit ettiği Orta Anadolu lehçesini, Doğu lehçesi taklidi sanmaları olsa gerek...
Fatih'in arabasını satın
REFAH Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, yüzsüzlük sınırlarını zorlamaya başladı.
Partisi kapatıldığı için verilmeyen Hazine yardımını, bir yolunu bulup kapmaya çalışıyor.
Şimdi de Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak ‘‘Paramız yok. Kiralarımızı ödeyemiyoruz. Yardımın bir kısmını verin’’ demiş.
RP'nin, parası en bol parti olduğunu herkes biliyor.
Yaptıkları harcamalar yanında, Hazine yardımı leblebi çekirdek parası gibi kalır.
Ama doymak nedir bilmedikleri için, o parayı da istiyorlar.
Çok parasız kaldılarsa, gidip Mercümek ve Darçın abilerinden istesinler.
Yok gerçekten, gemi battı diye fareler para vermiyor ve ciddi bir parasızlık söz konusu ise, o zaman da Fatih Erbakan'ın 15 milyarlık Mercedes'ini satsınlar.
Olmaz mı?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Başka ülke devlet başkanlarının adalete hesap vermesini gıptayla seyretmediğimiz zaman.
Paylaş