Paylaş
Siyasi lider dediğin az da olsa bilgili, az da olsa akıllı olmalıdır. Tansu Çiller de bu özellikler ne yazık ki yok.
O yüzden de siyasi lider gibi değil, çetebaşı gibi davranıyor.
Çünkü çetebaşı için bilgiye değil, hinliğe gerek vardır.
Geçen hafta perşembe günü, Çiller için bir yazı kaleme aldım.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı göreve çağırıyordum.
Çünkü Çiller dini siyasete alet ediyor, din istismarcılığı yapıyordu.
İstismar Çiller'in kanına işlemiş bir özellikti aslında. Daha önce killiyetçilik istismarı yapmıştı, şehit analarının duygularını sömürmüştü.
Şimdi de sıra dine gelmişti.
Fakat din istismarı ve dini siyasete alet etmek suçtu.
Hem Anayasamız, hem TCK buna izin vermiyordu.
Fakat yasa tanımaz Çiller bu suçu işlemeye devam etti.
Dinden anladığından, dine önem verdiğinden değil. Siyaseten öyle gerektiğini düşündüğünden. Ben daha önce Çiller'in besmeleyi siyaset gereği öğrendiğini yazmıştım. Kutan da Çiller'in alnının secdeye değmediğini söylüyordu.
İkimizin de söylediği doğruydu ama Çiller için din yüce bir şey değil, sadece bir siyaset aracıydı.
Evet, dediğim gibi geçen hafta perşembe günü yazdığım yazıda Çiller'in suç işlediğini, acilen hakkında fezleke hazırlanması gerektiğini, DYP'den hemen atılmasının şart olduğunu ve atılmadığı takdirde DYP'nin de kapatılması gerektiğini yazdım.
Aynı gün Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Çiller hakkında soruşturma başlattı.
Soruşturmanın başlamış olması Çiller'i ürkütüyor.
Çünkü suç sabit.
Din siyasete alet ediliyor.
Din kullanılıyor.
Çiller suç işliyor ve suç işlerken yakalandığı için köpürüyor.
Çünkü o suç işleyip işleyip yakalanmamaya, yakalansa bile bir şekilde uzlaşıp, sözde aklanmaya alışmış.
Bu kez öyle olamayacağını o da biliyor.
Çiller'in dürüst avukatı
ÇİLLER'in avukatı hakaret dolu bir faks çekmiş. Üslup ve içerik tam Çiller'in avukatına layık. Avukat efendi şöyle diyor:
‘‘Altaylı sen jurnalcisin. İhbarcısın. Sayın Tansu Çiller'i jurnalleyerek hiçbir yere varamazsın.’’
Yok ya!
Göreceğiz bakalım nereye varacağımızı.
Sen beni junalcilikle suçlayacağına, gidip müvekkiline, ‘‘Delirdin mi? Böyle konuşulur mu? Sen çağdaş Türkiye'nin yüzü olarak piyasa verildin. Ayrıca da dinden falan anlamazsın. Dua bile bilmezsin. Ne sen ne eşin hayatınızda hiç dine yakın olmadınız. Bırakın hepsini bu yaptığın suç. Yasalara aykırı’’ desene.
Avukat efendi onu demiyorsun, sonra dönüp bana ‘‘Jurnalcisin’’ diyorsun.
Fakat yine de dürüstmüşsün, yazdığın faks mesajının hiçbir yerinde ‘‘Müvekkilim suç işlemedi’’ demiyorsun.
Sadece benim suçunu ortaya çıkarmama kızıyorsun.
Bırakın HADEP seçime girsin
ELİMDE Verso'nun geçen seçim sonuçları ile ilgili araştırmalarından biri var. HADEP Karadeniz'de yüzde 1.2, Orta Anadolu'da yüzde 1.7, Ege, Trakya ve Marmara'da yüzde 2.6, Akdeniz'de yüzde 5, Doğu Anadolu'da yüzde 8.8 ve Güneydoğu Anadolu'da yüzde 27 oranında oy almış.
Ülke genelinde ise oy oranı yüzde 4.17.
Şimdi bu HADEP kapatılmak isteniyor.
Neden?
Bırakın girsinler seçime.
O partiye oy verenlerin tamamının PKK yandaşı olduğu farz edilse dahi en güçlü oldukları bölgede bile dörtte biri geçemiyorlar.
Ülke genelinde ise yüzde 5 bile değiller.
Dünyaya PKK'yı anlatmanın bundan daha iyi tarafı mı olur.
Kapatmaya gelince.
Buna karışamayız.
Suçu varsa seçimden sonra da kapatılabilir.
Çekin elinizi Fırtına Deresi'nden
RİZELİ Mesut Yılmaz en büyük kötülüğü Rize'ye yaptı. Çamlıhemşin'de bir hidroelektrik santralı için temel attı.
Ancak o hidroelektrik santralı Türkiye'nin, daha doğrusu dünyanın en önemli doğa harikalarından biri olan ve pek çok endemik türün barındığı Fırtına Deresi Vadisi'ni yok edecek.
Aklı başında herkes bu santralın yapımının durdurulması için uğraşıyor. Ancak durdurmaya yönelik hukuki prosedür çok yavaş ilerliyor.
Türkiye'de hidroelektrik santralı yapılacak çok yer var ama, başka Fırtına Deresi yok.
Rize'yi dünyaya ‘‘Şu hidroelektrik santralının olduğu yer’’ diye tanıtamaz ve anlatamazsınız ama ‘‘Fırtına Deresi'nin olduğu yer’’ diye tanıtıp anlatabilirsiniz.
Durdurun şu santralın yapımını allahaşkına.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İmansızlar, dini siyaset malzemesi yapmadığı zaman.
Paylaş