BEN Sabah Gazetesi’nin devlete olan borçlarını yazdığım zaman Sabah’ta çalışan meslektaşlarım, bu grupta çalışanların durumundan dem vuruyorlar.
Haklılar... Sabah’ta çalışan meslektaşlarımızın durumu hepimizi ilgilendiriyor ama Etibank’ı batırarak, Sabah’ın da batmasına neden olan Dinç Bilgin’in mağdur ettiği yaklaşık 38 bin kişi ne olacak?
Öyle ya, Dinç Bilgin’in şahsi borçları için Sabah ve gruptaki diğer şirketleri ‘kefil’ göstermesi nedeniyle Sabah’ın hisselerine el konunca, halka açık Medya Holding, Sabah Pazarlama ve Sabah Yayıncılık’ın küçük ortakları durumundaki 38 bin 189 hissedarın bütün hakları da gasp edilmiş oldu.
Bu 38 bin kişi, bu şirketleri ‘sözde’ denetleyen SPK’ya güvendiler, bu üç şirketin hisselerini aldılar ve mağdur edildiler.
Bu 38 bin kişinin haklarını ne düşünen var, ne arayan.
Bu durum sadece Sabah Grubu’nun küçük ortaklarına has değil.
El koyulan bankalar nedeniyle, pek çok küçük yatırımcı mağdur edildi, ancak Sabah’ın özel bir durumu var.
Akıllı yatırımcı Turgay Ciner, Sabah Gazetesi’ni ve ATV’yi ‘ölü eşek’ fiyatına kiralarken bu grubun bazı yükümlülüklerini de üstlenmişti.
Ciner, bu şirketlerin küçük ortaklarına ‘çağrı’ yapmak zorundaydı.
Ciner bu çağrı yapma yükümlülüğünü yerine getirmedi.
SPK da şikáyet üzerine bu durumu değerlendirdi ve Turgay Ciner ile ortaklarına 38 milyar liralık komik bir para cezası uyguladı.
Ceza komikti, ama hiç değilse çağrı yapma yükümlülüğünü ortadan kaldırmıyordu.
Aralık ayının son haftalarında meydana gelen bu olaydan sonra herkes, Turgay Ciner’in Sabah’ın küçük ortaklarına çağrı yapmasını bekledi.
Fakat bu gerçekleşmedi.
Duruma el koyması gereken SPK ise olayı görmezden gelmeye devam etti.
Aynen İmar Bankası’nın yetkisiz Hazine Bonosu satmasını seyrettiği gibi bunu da seyretmekle yetindi.
Aradan geçen 4 ay boyunca ne Ciner yükümlülüklerini yerine getirdi, ne SPK görevini yaptı.
Bu yazıyı okuyunca SPK Başkanı Doğan Cansızlar yine yerinden zıplayacak ve yine bir cevap yollayacak.
Fakat emin olun ki, değişen hiçbir şey olmayacak.
Küçük yatırımcının canı yanmaya devam edecek.
Moskova hayır derse AKEL evet demez
KIBRIS Rum Kesimi, bugün kuvvetle muhtemel ‘Hayır’ diyecek.
Annan Planı’nı istemiyorlar.
Çünkü bu plan, şimdiye dek Türk tarafına bu kadar geniş haklar veren tek plan ve geçmişte Rauf Denktaş’ın masaya koyduğu şartları neredeyse yüzde 90 oranında karşılayan ilk plan.
Rum tarafı, Türklerle ‘bu kadar eşit’ olmak istemiyor.
AKEL’in durumu ise ilginç. Başta büyük bir coşkuyla destekledikleri plana, şimdi ‘Hayır’ diyeceklerini açıkladılar.
Herkes şaşırdı. ‘Yahu bunlar deli mi, düne kadar evet diyorlardı’ diye.
Oysa ortada şaşıracak hiçbir şey yok.
AKEL’in tavrının anahtarı Moskova’da.
AKEL yıllardır Moskova ile yakın bir bağlantı içinde. Komünist rejimin yıkılmış olması, AKEL’in Moskova ile bağlarını koparmaya yetmemiş.
Daha ötesi, Rusya’da bol miktar bulunan ‘kara’ veya ‘gri’ paranın en az 40 milyarlık bölümünün Rum Kesimi’nde yıkandığı biliniyor.
Bunun yanı sıra Rum Kesimi’nin, terörün desteklenmesiyle de ciddi bağları var.
Bütün bunlar üst üste koyulunca Rum Kesimi’nin ‘Hayır’ için ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor. Bu durum Kıbrıs’ta 30 yıldır ilk kez Türkleri ve Türkiye’yi haklı duruma getiriyor.
Rumların ‘Hayır’ı, Türkiye için hayırlı olacak.
Millet parasıyla tazminat olmaz
GEÇEN gün avukatım aradı:
‘Fatih Bey, Turgay Şeren hakkında size hakaret ettiği için açtığımız davalardan biri daha sonuçlandı. Aldığımız 8.5 milyar lirayı hesabınıza yatırdık.’
Aslında vakayı adiye. Star yazarları, Cem Uzan’ın emriyle bana yıllardır hakaret ediyorlar, ben de yıllardır onların parasını alıyorum.
Sayelerinde epey hayır duası alıyorum.
Vakayı adiye ama bu kez üzüldüm.
Çünkü, Cem Uzan’ın emriyle bana edilen hakaretlerin cezasını şimdi millet ödüyor.
Çünkü artık Star Gazetesi, TMSF’nin.
Bu para, bizim ödediğimiz vergilerden çıkıyor. Bir anlamda bana sövüp, cezasını sizin benim paramla ödüyorlar.
Bu kabul edilemez bir durum.
TMSF Başkanı Sevgili Ahmet Ertürk. Lütfen bu duruma el koyun.
Cem Uzan’ın emriyle edilen küfürlerin parasını lütfen siz ödemeyin. Hakareti kim ettiyse, parasını da o ödesin.
Olmazsa gidip Cem Abisi’nden alsın.
Tabii alabilirse...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bizim çocuklarımızdan beklediklerimizi, ana babalarımızın da bizden beklediğini unutmadığımız zaman.