Siyasi değil ekonomik tanınma

DIŞİŞLERİ Bakanlığı’nın üst düzey bürokratlarından biriyle Kıbrıs’taki gelişmeler üzerine konuşuyoruz.

Rum kesimine yönelik tepkiler ve KKTC’den evet çıkmasının yarattığı atmosferin neler getireceğini tartışıyoruz.

‘Tanınma konusunda bir atak başlatmayı düşünüyor musunuz?’ diye soruyorum.

Elini ağzına götürüyor ve sanki yerin kulağı varmış gibi fısıldıyor.

‘Bugün için bu konuyu ağzımıza bile almamak lazım.’

‘Neden?’
diye soruyorum..

‘Bir çuval inciri berbat ederiz de ondan’ diyor.

Ve yapılması gerekenleri sıralıyor:

‘Tanınma en son nokta. Ve bugün bunu hiç konuşmamak lazım. Öncelikle uçuş yasağı üzerine gidilmeli. Sonra ticari ambargonun kalkması için çalışacağız. Seyahat belgelerinin kabulü bir sonraki adım.’

‘Bunlar ne anlam taşıyacak?’
diye soruyorum.

‘Bunlar gayri resmi tanınma anlamını taşıyacak. KKTC’nin verdiği seyahat belgeleri pasaport yerine geçecek. Kıbrıs’a turist gelebilecek. Uluslararası şirketler Kıbrıs’a mal satabilecek, Kıbrıs’tan mal alabilecek. Kıbrıs’a yatırım yapılabilecek.’

‘Bunlar olduktan sonra tanınma niye olmasın?’
diyorum.

‘Bunlar zaten tanınmadan farklı değil ki. Tanınmak siyasi bir mesele. Ona daha çok var. Ama bunlar acil’ diyor.

‘İyi de tanınma kelimesinden niye bu kadar çekiniyoruz?’ diye tekrarlıyorum.

‘Çok basit. Tanınma teker teker olacak. Şimdi bazı temaslara başlarsak kokusu çıkar ve KKTC’yi tanımak isteyen, tanıması muhtemel ülkelere baskı başlar. Kimbilir belki ABD, belki Rusya, belki AB ülkeleri baskı yaparlar ve tanınmayı engellerler. İş o noktaya gelmemeli’ diye diplomatik bir tarzda anlatıyor.

Öyle görünüyor ki, ‘siyasi’ tanınma peşine düşülmeyecek. Şu an için asıl önemli olan, hayat damarlarını açacak olan ‘ekonomik’ tanınma.

Sonrası zaten kolay.

Ciner, Beşiktaş’a başkan olmaz

SABAH Gazetesi’nin kiracısı Beşiktaşlı Turgay Ciner, Sabah’ın spor sayfalarında Beşiktaş’la ilgili fikirlerini anlatınca, Ciner’in Beşiktaş Başkanlığı’na soyunacağına dair dedikodular dolaşmaya başladı.

Bu konuyu bir yıl kadar önce Turgay Ciner’le konuşmuştum.

Turgay Ciner’in evinde yemekteydik.

Ben koyu Galatasaraylı, o bir o kadar Beşiktaşlı olunca konumuz futboldu.

‘Neden Beşiktaş’a başkan olmayı düşünmüyorsun?’ diye sordum.

‘Olmamam lazım da ondan düşünmüyorum’ dedi.

Oysa Beşiktaş’a çok yardım ettiğini, sorunlarında hep yardımcı olduğunu biliyordum.

‘Zaten içindesin. Ne fark eder?’ dedim.

‘Olmaz. Bu dönemde devletle çok işim var. Özelleştirme ihalelerine giriyorum, gazete var. Ankara ile çok işim var. Şimdi Beşiktaş Başkanlığı’na soyunsam, herkes ‘Devlette iş takibi için başkan oldu’ diyecek. Boşu boşuna ben de, Beşiktaş da yıpranacağız. Ben zaten Beşiktaş’ın emrindeyim. Başkan olmama gerek yok’ dedi.

Bugün de bu durum değişmiş değil.

Turgay Ciner’in hálá Ankara ile çok işi var.

Eğer bana söylediği ilkeli tavrını değiştirmediyse Ciner’in Beşiktaş’a başkan olma ihtimali sıfır.

Diğer adayların haberi olsun.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Soruyu anlamadan verdiğimiz yanıtın doğru olma ihtimalinin çok düşük olduğunu, üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler değil, herkes idrak ettiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları