Fenerbahçeli yöneticilere sataşılıyor zannedip araya girdim, aralarında
Sedat Peker'in adamı olarak bilinen kişilerin de bulunduğu 20-25 kişilik bir grubun saldırısına uğradım.. Benim açımdan önemli değil ama Türk sporu açısından
‘‘vahim’’ bir olay.
Aziz Yıldırım'ın
‘‘hataları’’ sonucu Fenerbahçe'nin geldiği noktaya bakın. İki hafta önce Fenerbahçeli Spor Yazarı
Abdullah Çevrim kıyasıya dövülüyor. Üç gün önce Fenerbahçeli spor yazarı
Engin Verel bacağından vuruluyor.
Cumartesi akşamı Fenerbahçeli kılığına girmiş eşkıyalar bana saldırıyor.Bunlardan dolayı Fenerbahçe camiasına kırgın mıyım?
Asla.
Yöneticilere kızgın mıyım?
Asla.
İlk arayanlar arasında Fenerbahçeli dostlarım vardı. Bana saldıranlar zaten Fenerbahçeli değil ki!
Aziz Yıldırım'ın
‘‘medet umarak’’ camiaya soktuğu mayfa bozuntusu kişiler.
Zaten artık Fenerbahçe'nin kontrolü de
Yıldırım'da değil bunlarda. Kendi kaptanlarını, kalecileri, sembolleri
Rüştü'yü döven de bunlar, bana saldıran da.
Aziz Yıldırım dönüp kendine bir sormalı,
‘‘Ben nerede hata yaptım da, bu işler bu hale geldi’’ diye.. Öyle ya, o gelinceye kadar rekabet vardı, gerginlik vardı ama bu kadarı yoktu. Daha ne kadarının olacağı da belli değil. Bu nedenle
Aziz Yıldırım hatasının ne olduğunun yanıtını bulmalı. Belki o zaman kendisine edilen
‘‘o küfürlerin’’ de nedenini bulur.
Çünkü
‘‘O’’ sözlerin bazıları Fenerbahçeli ağızlardan da çıkıyor.
TEŞEKKÜRBU kadar çok dostum olduğunu bilmiyordum. Maç sonrası meydana gelen
‘‘çirkin’’ olayın televizyonlara yansımasıyla birlikte binlerce
‘‘dost’’ aradı. Bu yazıyı bile telefonlar nedeniyle birkaç saatte tamamlayabildim.
Hepinize çok teşekkür ediyorum. Umarım spor alanlarında böyle çirkinlikler bir daha olmaz, umarım sporu bu hale getirenlerden hesap sorulur.
Esrarengiz geminin rotasını kim değiştirdi?
AMERİKA'nın Irak'a yapacağı harekátın Türk ekonomisine verdiği ve vereceği zararların çok farklı boyutları olabiliyor.
Mersin Limanı'na yanaşan bir geminin Türkiye'nin pazarlık gücünü azalttığı ve bu yüzden bir depo görevlisinin işine son verildiğini cumartesi günü Hürriyet'te okudunuz. Bu gemi CEC Meridian.
Ve aslında geminin yükünün büyük bir bölümü Amerikan askeri malzemesi. Yüzlerce konteyner taşıyan geminin yükünden sadece 102 konteyner ABD'ye ait.
Gerisi Türkiye'de pek çok firmaya ait ticari mallar. Geminin rotası da aslında İstanbul. Ancak her nedense, kimden geldiği belli olmayan bir
‘‘talimatla’’, gemi Mersin Limanı'na yönlendiriliyor.
İstanbul'da onlarca firma bu gemiden indirilecek malları bekliyor ama kime ne?
Amerikan askeri malzemesi her şeyden önemli.
Bu nedenle de Meridian İstanbul'a değil, Mersin'e yanaşıyor.
İstanbul'da pek çok firma mağdur.Gemideki malların bazıları
‘‘acil’’ ihtiyaç. Ancak gemi Mersin'de tezkerenin geçmesini ve boşaltılmayı bekliyor, İstanbul'daki müşteriler ise mallarını.
Nakliyeci Maersk firması ise sorulara net bir yanıt veremiyor.
Anlayacağınız, ABD'nin savaşı herkesin önceliği.
Uluslararası nakliyat firmalarının bile.
Tehlike anında camı kırınız
SİİRT seçimini dün yaptı. Ben yazarken sonuç belli değildi ama sürpriz olacağını zannetmiyorum.
Sadece ben değil, Başbakan
Gül de zannetmiyor.
Yer
Tayyip Erdoğan ve
Gül'ü Siirt'e götüren özel uçak.
Gül, Erdoğan'la haftaya yapılacak işleri konuşuyor.
Erdoğan'ın işaret ettiği noktalara
Gül şöyle cevap veriyor:
‘‘Dışişleri Bakanı olarak o gün ne gerekiyorsa yapacağım.’’
Bu
Gül ile
Erdoğan arasındaki görev paylaşımının yapıldığının en açık göstergesi. Bu uçak yolculuğu aynı zamanda bir
‘‘teşekkür ve vedalaşma’’ yolculuğu da oluyor.
Gül uçakta
Erdoğan'a hem kendisine Başbakanlığa giden yolu açtığı için, hem de Başbakanlığı sırasında verdiği destek için teşekkür ediyor.
Erdoğan da
Gül'e aynı şekilde karşılık veriyor ve o da
Gül'e
‘‘Partimize yakışır bir başbakanlık dönemi geçirdiniz. Gurur duyduk’’ diyor.
Gül'ün özel kalem müdürüyle de vedalaştığı ve bu sabah istifasını Cumhurbaşkanı
Sezer'e sunacağı söyleniyor..
Gül'ün kısa süren başbakanlığını değerlendirmek güç. Çünkü yoğun gündemli ve stresli bir döneme rastladı. Ancak genel tavrı itibarıyla Türkiye'ye hiç yoktan sorun yaratmayacak bir yönetici olduğunu gösterdi.
Gül oralarda bir yerde olduğu müddetçe
‘‘tehlike anında camı kırıp’’ çıkartılabilecek biri var demektir.
Umudumuz gerek kalmaması.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sporda şiddetten medet umanlara sportmenler şiddetli tepki gösterdiği zaman.