Rumsfeld konuştukça Amerika yalnız kaldı

PAZARTESİ günü Teke Tek için Ankara'daydım. Dışişleri Bakanı Gül ile programdan önce Dışişleri Bakanlığı'ndaki çalışma ofisinde buluştuk. Yaşanan süreci uzun uzun konuştuk. Bazı ‘‘off the record’’ bilgiler verdi. Bunları yazamayacağım.Ancak şu kadarını söyleyebilirim ki, yaşanan süreçte ortaya çıkan olumsuzluklarda ‘‘tek kusurlu taraf’’ Türkiye değil. Ancak ABD'nin bizi de etkileyen ‘‘kararsız tavrı’’ Türkiye'ye karşı bir kötü niyetten değil, Amerikan yönetiminin kendi içindeki ‘‘fikir ayrılıklarından’’ kaynaklanıyor. Gül'ün en büyük sıkıntısı Türkiye'de bir ‘‘anti-Amerikan’’ ve hatta daha ötesi bir ‘‘anti-Batı’’ havanın oluşması. ‘‘Türkiye'nin yüzünü Batı'dan başka tarafa çevirmesi mümkün değil. Zaman zaman sıkıntılar yaşansa da bizim müttefiklerimiz ve gitmemiz gereken yön belli’’ diyor. Ve Amerika'nın bu süreçte geleneksel müttefiki olan ülkelerle ve komşuları NAFTA üyesi Meksika ve Kanada ile de ciddi sıkıntılar yaşadığına dikkat çekiyor. Gül'e ofisinde sorduğum kritik sorular arasında, ABD ile iplerin koptuğu gece olarak algıladığımız gece neler olup bittiği de vardı.Gül, ABD ile iplerin koptuğu bir gece yaşanmadığını söyledi. ‘‘Öyle yansıdı ama ipler kopmadı’’ dedi. O gün ABD'nin ‘‘kararsızlık günü’’ olarak kayıtlara geçiyor. Hükümet 2. tezkereyi ilk şekliyle Meclis'ten geçireceği sırada Powell'dan telefon geliyor: ‘‘Planlarda son anda bir değişiklik yapıldı. Türkiye'ye asker göndermekten vazgeçildi. Bize sadece hava sahanızı açın.’’ Bu talep hemen kabul ediliyor. Türkiye hiçbir talepte bulunmuyor. Kısa süre sonra Powell tekrar arıyor. ‘‘Hava sahasıyla beraber üsleri de kullanalım ama asker yollamayacağız.’’ABD Dışişleri Bakanı bu talebe karşılık ‘‘bir miktar’’ yardım öneriyor. Türkiye bu noktada tavrını koyuyor: ‘‘Ya ilk anlaşma bütün paket masaya konur, ya da hiçbir talebimiz olmadan hava sahasını kullanmanıza izin veririz. Ortası yok, ara formül yok, pazarlık yok’’ deniyor. Powell yanıt için süre istiyor. Daha sonra arıyor ve ‘‘Hava sahası yeterli’’ diyor. Yani Türkiye ‘‘Ne kadar köfte o kadar ekmek’’ pazarlığı yapmıyor. Ancak Gül, bunun iki ülke arasında bir sorun yaratmadığını, görüşmelerin sürdüğünü ve Amerikan tarafının Türkiye'ye teşekkür ettiğini belirtiyor. Türkiye'ye yönelik eleştirilerin Amerikan yönetiminde ve basınında belirli bir çevrenin ürünü olduğunu ancak bu çevrenin Amerika'da da yoğun eleştiriler aldığını söylüyor. Gül büyük ihtimalle haklı. Çünkü Cumhuriyetçiler'e en yakın çevreler bile artık ‘‘Rumsfeld her ağzını açtığında bir müttefik kaybettik’’ diyorlar. ABD'nin bu dönemde ‘‘kırdığı’’ tek müttefikin Türkiye olmadığı ise biliniyor. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydiHAFTALAR önce ABD'nin kuzeyden operasyon yapma talebinin savaş başladıktan sonra da süreceğini yazmıştım. Geçen hafta ise ‘‘ABD Güney'de batağa saplanırsa yeniden bize gelecek’’ demiştim. Değerlendirmelerimizdeki ‘‘haklılık’’ ortaya çıktı. Önceki akşam Gül'le programda olduğumuz sırada çok güvenilir kaynaklardan İskenderun'dan Süveyş'e doğru yola çıkan ABD gemilerinin bir bölümüne ‘‘Geri dön’’ talimatı verildiği bilgisi önüme geldi. Gül'e sordum.O an için bu konuda bilgisi yoktu. Bu bilginin doğruluğu sabah ortaya çıktı. Dün de Tommy Franks'in sınıf arkadaşı Nejat Eslen'in görüşlerini yazmıştım.Eslen, ‘‘Bu plan Tommy'nin planı değil. Bu kadar eksik güçle bu işe girişmezdi’’ diyordu ve savaşın sıklet merkezini değiştirecek ekstra güç gerektiğini söylüyordu. Franks'in açıklaması bizim yazıdan sonra geldi. Centcom Komutanı ‘‘Bize bir ordu daha lazım’’ dedi. Eslen'e göre Amerikan ordusunun harekátı şu anda tıkandı. ‘‘Manevra yapamıyorlar. Yedekleri yok. Bitirici darbeyi yapacak güçleri bölgeye getiremediler’’ görüşünü savunan Eslen Amerikalıların bu şekilde Fırat-Dicle arasına girmesinin hata olduğunu söylüyor. Eslen'e göre Amerikan ordusunun şimdi yapması gereken ‘‘durmak’’ ve yığınak yapıp, güç takviyesinde bulunmak. Paşa ‘‘Artık kontrolü Rumsfeld'den devralmışlardır diye düşünüyorum. Kendi dezenformasyonlarına kendileri inanıp zor durumda kaldılar’’ diyor.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Kendi ülkemizi zor duruma düşürecek yalan haberler yapmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları