SABAH'ın yayın yönetmeni Ergun Babahan diyor ki: ‘‘Tetikçilik yapılıyor.’’
Neden?
Çünkü onların patronunu hedef alıyormuşuz.
Onlar ise gazetecilik yapıyorlarmış.
İçimden geçen kelimeyi yazamıyorum çünkü ilkelerimize aykırı.
Dinç Bilgin Etibank'ı hortumlarken de gazetecilik mi yapıyordunuz? Oradan gelen parayı arkadaşlarıyla beraber yerken de gazetecilik miydi yapılan?
Şimdi devletin ve vatandaşın 1,3 milyar dolarının üzerine oturduktan sonra ‘‘Biz gazetecilik yapıyoruz’’ diyorsunuz.
Devletin, milletin parasını ödeyin diyen biz tetikçiyiz, hortumlanan paranın üzerine yatan siz ‘‘gazeteci’’...
Güldürme beni Sevgili Ergun Babahan.
Elbette ki, bu konuda tetikçilik yapamazsınız.
Kendinizi vuracak haliniz yok ya!
Ama Yeni Şafak Gazetesi gibi yapıp, hiç değilse Karamehmet'in vatandaş kesesinden kurtarılmasına tepki gösterebilirdiniz.
Ama siz onu bile yapamazsınız.
Çünkü siz ancak devlete itelenen ‘‘muhabbet kart taciri’’ A Tel'i sayfalarınızda palavradan parlatırsınız.
Yarısını da yarın kendiniz iteleyeceğiniz için.
AKP'den 25 yaş sözü
GENÇ bir okurun seçilme yaşının 25'e düşürülmesi ile ilgili serzenişine AKP'den yanıt geldi.
Grup Başkan Vekili Faruk Çelik aradı ve genç okurumun yayınladığım sitemine ‘‘hak verdiğini’’ söyledi.
Çelik,‘‘AK Partili hiç kimsenin seçilme yaşının 25'e düşürülmesine yönelik bir tavrı söz konusu olamaz. Ancak CHP'nin bunu gündeme getiriş biçimi maksatlıydı’’ dedi ve anlattı:
‘‘Bu konu tek başına Anayasa Komisyonu gündemine gelmedi. Daha doğrusu ilk görüşmelerde de gelmedi. Cumhurbaşkanı'nın vetosundan sonra Anayasa değişikliği komisyonda tekrar ele alınırken, CHP'li üyeler bu konuda bir önerge verdiler. Aslında bizim de sahip çıkmak istediğimiz bir önergeydi ama veto ile geri dönen bir yasada değişiklik yapmak istemedik. Bu nedenle 109. maddenin ele alınması sırasında CHP tarafından yapılan bu manevrayı kabul etmedik.’’
Çelik seçilme yaşının 25'e indirilmesine komisyonda karşı çıkılmasının tek nedeninin bu olduğunu söyledi.
Ve ‘‘söz verdi’’:
‘‘Okurunuza söyleyin ve siz de emin olun ki, seçilme yaşının 25'e indirilmesi hem bizim programımızda, hem de seçim vaatlerimizde yer alan bir husustur. Bu bizim namus borcumuzdur. Türk siyasetine taze kan, renk ve kalite getirecek bu işi yapacağız. Seçilme yaşının 25'e indirilmesi konusunda ısrarcıyız. En kısa sürede de indireceğiz. Bundan sonraki ilk seçimde 25 yaşındaki gençlerimiz aday olabilecekler.’’
Ben de bu sözü bu köşede ‘‘kayıt altına’’ almış oldum.
Yazık mı desem, iyi oldu mu?
ENDÜSTRİ Holding battı. Bir Teke Tek programında bu konuyu ele almıştık.
Bir katılımcı Endüstri Holding'in iç yüzünü anlatmış ve ‘‘Batacaklar’’ demişti.
Gerçekten de bu son kaçınılmazdı.
Holding'in iştigal alanı yoktu.
Adı var, kendi yok ürünler üretiyordu.
Mobella diye bir mobilya markası vardı ama piyasada bulamazdınız çünkü üretilmiyordu.
Reklamlarla bir ürün ve bir üretim varmış gibi yapılıyor, olmayan ürünün sözde üretimini yapan şirkete ortak aranıyor, para toplanıyordu.
Haliyle patladı.
Geç bile kaldı.
İşin komiği ortada suç da yok.
Çünkü kár zarar ortaklığı diye bir pazarlama yapılmış.
Jet Pa'da uyardım kimse dinlemedi.
Bunlarla ilgili uyardım kimse dinlemedi.
En acısı devlet dinlemedi.
Yazık dişinden tırnağından artırıp bunlara para kaptıranlara.
Ya da iyi oldu bunca uyarıya rağmen bunlara ortak olanlara.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ahlak dersi veren ahlaksızları ahlaklı zannetmediğimiz zaman.