Milletin vekili soruyor: Karamehmet'e var da çiftçiye yok mu?

BDDK eliyle Pamukbank ve Yapı Kredi Bankası'ndan yapılan ‘‘hortumlama’’ meselesi Meclis gündemine geliyor.

Bu bankalara el koyulurken, bu bankaların elinde bulunan son derece değerli hisselerin bedeli düşük faizli devlet kredisiyle ödenmek üzere Mehmet Emin Karamehmet'e verilmesinin arkasındaki gerekçeyi sormuştum.

Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, dün Meclis Başkanlığı'na bir ‘‘soru önergesi’’ verdi.

Kendisini kutluyorum.

Çünkü bu önergeyi verince, Mehmet Emin Karamehmet'in tetikçi gazetelerinin ve televizyonunun hedefi olmayı göze aldı.

Önergedeki sorular ekonomi sayfalarımızda yeralıyor.

Başkan Bush'a sorular


FIKRA bir lise arkadaşımdan. Başkan Bush, Amerika'da bir okulu ziyaret eder. Çocuklara ‘‘Sorusu olan var mı?’’ diye sorar.

Küçük Bob sözü alır:

‘‘Benim üç sorum olacak:

1. Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl başkan oldunuz?

2. Hiroşima'ya atılan atom bombası sizce dünyanın gelmiş geçmiş en büyük terör faaliyeti değil midir?

3. Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?

Aniden zil çalar, çocuklar teneffüse çıkarlar.

Çocuklar sınıfa geri döndüğünde bu kez sözü küçük Tom alır:

‘‘Benim beş sorum olacak.

1. Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl başkan oldunuz?

2. Hiroşima'ya atılan atom bombası sizce dünyanın gelmiş geçmiş en büyük terör faaliyeti değil midir?

3. Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?

4. Teneffüs zili bugün neden 30 dakika erken çaldı?

5. Bob nerede?’’

Müritten şeyhine yabani hediye


ŞEYHLER, şıhlar düzeninin Türkiye'yi nerelere götürebileceğinin canlı örneğini yaşıyoruz.

İstanbul'daki tarikat operasyonu malumunuz.

Adamlar İstanbul'un göbeğinde ‘‘Tarikat Cumhuriyeti’’ kurmuşlar.

Yıllarca karışan görüşen olmamış ama sonunda yakayı ele verdiler.

Şeyh Efendi'nin çiftliğinde onlarca yaban hayvanı bulundu.

Kanal D Haber merak edip, doğada olması gereken bu yaban hayvanlarının buraya nasıl geldiğini araştırdı.

Sonuç korkunç.

Şeyh'in bahçesindeki geyikler ve karacalar buraya ‘‘devlet eliyle’’ gönderilmiş.

Çünkü Orman Bakanlığı Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü'nün Daire Başkanı Sabit Tarhan, ‘‘Şeyh’’in müritleri arasında.

Mürit daire başkanı, şeyhin bahçesine yaban hayvanları yolluyor.

Şeyh-mürit ilişkisinin en basitinden neler yapabildiğinin canlı kanıtı.

Acaba bu durumu da ‘‘Anglosokson tipi laiklik’’ olarak görüp boş mu vermeliyiz diye düşünüyorum.

Bu ülke medeni bir ülke değil


İSTANBUL'da polis oto hırsızlarını takibe alıyor. Hırsızlar, araçlarını polislerin üzerine sürüyorlar.

Polisler canlarını zor kurtarıyor ve oto hırsızlarının peşine düşüyorlar.

Bir yerde hırsızların kullandığı otomobil yoldan çıkıyor ve polisler hırsızlardan birini yakalıyorlar.

Yere yıkıyorlar ve önce bir iki yumruk, derken hırslarını alamayıp tekme tokat dövüyorlar. Polis, yerde yatan oto hırsızının kafasına peş peşe üç tekme atıyor.

Hırsızın boynunun kırılmamış olması sadece şans eseri.

Ve bütün bunlar olay yerinde bulunan bir muhabir tarafından görüntüleniyor..

Üstelik polisler de, kameranın orada olduğunun farkında, çünkü karanlığa karışan diğer iki hırsızı bulmak için kameranın ışığından yardım istiyorlar.

Polisin öfkesini anlamak mümkün. Ama yaptığını anlamak mümkün değil. Polis hırsızın hasmı gibi davranıyor.

Oysa polis suçlunun veya zanlının ‘‘hasmı’’ değil. Onun işi yasaları korumak.

Ama ne yazık ki hatalı davranıyorlar. Ve daha da yazık ki Emniyet'in üst düzeyi bu konuda kılını kıpırdatmıyor.

Anlattığım olay bütün televizyon haberlerinde dakikalarca yayınlandı.

Bugün Emniyet'ten tek bir açıklama, tek bir özür, tek bir ses yok.

Bu yüzden de ‘‘medeni ülke’’ sınıfında değiliz.

Çünkü böyle bir olayı ‘‘garipsemiyoruz’’ bile.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Medeniyetin yasalarda değil, uygulamada gizli olduğunu anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları