Paylaş
Ahlakın tükenip, ruhların müptezelleştiği yerde ahlaksızlık başlar.
Bu ahlaksızlık toplumca cezalandırılıp, ahlaken müflis hale gelen toplum dışı edilmediği müddetçe ahlaksızlığın dozu artar.
Siyaset dünyanın hiçbir yerinde yüksek ahlak kuralları uyarınca yapılan iş değilse de, yine dünyanın hiçbir yerinde Türkiye'deki kadar ‘‘ahlaksızlaştırılmamıştır’’.
Hele hele Fazilet Partisi'nin MHP'ye yaptığı teklif kadar ahlak dışı bir teklif, bırakın siyaset sahnesini, Hollywood'un müptezellik konulu filmlerinde bile görülmüş türden değildir.
5 yıl öncesinde Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile işbirliği halinde seçimlere katılan, PKK bayraklarını seçim afişi olarak kullanan, PKK adaylarını listelerine almakta bir beis görmeyen, genel başkanı Erbakan Apo'ya elçiler yollayan, milletvekilleri PKK kamplarını ziyaret eden RP'nin bugünkü devamı Fazilet, MHP'ye ‘‘Apo'yu asma’’ uzlaşısı üzerine hükümet ortaklığı teklif ediyor.
Buna yakın düzeyde bir ahlak dışılığı, birkaç yıl önce bir Demi Moore filminde görmüştüm.
Yaşlı ve zengin Robert Redford, genç güzel Demi Moore'la bir gece geçirmek için, Moore'un beş parasız eşine 2 milyon dolar teklif eder. Paranın büyüklüğü adamı yoldan çıkarır ve ‘‘Bir kereden bir şey olmaz’’ diyerek eşini peşkeş çeker. Sonrasında bu ahlaksızlık evliliğin sonu olur. Filmin adı ‘‘Ahlaksız Teklif’’ olarak uygun bulunur.
Bu durum bile Fazilet'in teklifi kadar ahlaksız değil.
MHP bu teklife dönüp bakmaz bile.
Çünkü Fazilet, benzetme yerindeyse, AIDS'li gibi. Onunla yatağa girenle, kimse beraber olmak istemiyor. Bu arada ahlaksız teklifin bir ayağı da DYP olacakmış.
Bu normal... Çünkü DYP Fazilet'le bir beraberlik yaşadı. Yani artık o da HIV pozitif.
Ben bir de Fazilet'in Doğu ve Güneydoğu milletvekillerini merak ediyorum.
Bu adamlar memlekete nasıl gidecekler?
Not: Bu yazı dün için yazılmıştı. Ancak Hürriyet'e ulaşmamış.
Bizim asker ABD'yi oynatıyor
ÖNCEKİ gün Atlanta'da, CNN Center'ın karşısındaki fuar merkezinde dev bir fuar vardı. ABD'nin iç pazardaki en büyük moda fuarlarından biri.
Boş vaktime denk gelince, şöyle bir gezeyim dedim. Birkaç bin metrekarelik alan hıncahınç dolu. Ve salonun ortasındaki podyumda mankenler müzik eşliğinde salınıyorlar.
Salonda yankılanan müzik son derece tanıdık. Şımarık.
Tarkan söylüyor, mankenler yürüyor, defileyi izleyen binlerce kişi oynuyor.
DJ masasına yürüyüp, ‘‘Kim bu şarkıcı?’’ diye soruyorum. Bilmemem hayretle karşılanıyor, genç DJ, ‘‘Tarkan, bilmiyor musunuz?’’ diyor. ‘‘Amerikalı mı?’’ diyorum, ‘‘Hayır’’ diyor, ‘‘Avrupalı, galiba Türkiye'den.’’ Sonra da ekliyor: ‘‘California'da her yerde bu şarkı var.’’
Bizim asker büyük bir başarıya koşuyor. Neredeyse anadili İspanyolca olmuş bir Amerika'da Ricky Martin olmaktan daha zor bir iş yapıyor Tarkan... Herkesi anlamadığı bir dilde, ‘‘muck, muck’’ diye oynatıyor.
Biz de gurur duyuyoruz!
Emniyet'ten yanıt
KAÇAK Adnancı Bahadır Güven'in İstanbul Emniyeti'ne yaptığı ziyaretle ilgili soruma, İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir yanıt verdi.
Bahadır Güven ile ne kendisinin, ne de bir başka üst düzey görevlinin görüşmediğini belirten Özdemir, Güven'in herhangi bir vatandaş gibi, herhangi bir muamele için Emniyet'e gelmiş olabileceğini, bunun kendilerini ilgilendiren bir durum olmadığını yazmış.
Özdemir, Güven ve 2 arkadaşının şu an gıyabi tutuklu sanıklar olarak arandığını ve görüldükleri an yakalanacaklarını da eklemiş!
Bakan'ın yanıtı
ADALET Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk, cezaevi inşaatları ile ilgili soruma kaçamak bir yanıt yollamış. Onu yarına bırakıyorum!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kul yapısı bilgisayarlara fazla güvenip yarı yolda kalmadığımız zaman.
Paylaş