DÜN ‘Türban takmayandan vergi alacak mısınız?’ diye sorunca Murat Mercan aradı. ‘Bu düşünceniz doğru değil’ diyerek.
Ben de kendisine, ‘Bu benim düşüncem değil. Ben geçen hafta kendi düşüncemi yazmış ve dini gerekçelerle değil, kolay para toplamak maksadıyla böyle hareket ettiğinizi düşündüğümü yazmıştım. Ancak Maliye Bakanı Unakıtan içki içilmesin diye böyle yaptığınızı söyleyince ben yanıldığımı yazdım’ dedim ve Maliye Bakanı’nın Vatan Gazetesi’ndeki sözlerini referans gösterdim.
Mercan ekledi: ‘Bizi tanıyorsunuz. Başbakanımızı tanıyorsunuz. Başbakan’ın fikirlerini benim kadar biliyorsunuz. Bir gizli ajandamız olmadığını biliyorsunuz. Başbakan’a benim kadar yakınsınız. Nasıl böyle bir şey düşünebiliyorsunuz?’
‘Murat Bey,’ dedim, ‘ben böyle bir şey düşünmüyorum. Maliye Bakanı bunu söylüyor ben de kendi düşüncemde yanıldığımı söylüyorum.’
Mercan ısrarlı: ‘Avrupa’nın pek çok ülkesinde içki Türkiye’dekinden daha pahalı. Orada da vergiler yüksek.’
‘Hayır’ diyorum. ‘Özellikle şarap çok çok daha ucuz.’
‘Benim içkiyle işim olmadığı için bilemem ama sigaranın daha pahalı olduğunu biliyorum.’ diyor ve ekliyor: ‘Sizin ilk düşünceniz doğru. Buradan kolay bir gelir imkanı var. Maliye bunu değerlendiriyor. Başka amaç yok.’
Bunun üzerine Murat Mercan’a Maliye Bakanı Unakıtan’ın Vatan Gazetesi’ndeki sözlerini aktarıyorum.
Murat Mercan ‘Bunda bir kötülük yok. Şimdi Yeşilaycılara sorsanız onlar da sigara ve içkiye maksimum vergiyi koymak isterler ki, içilmesin. Kemal Bey de bunu söylüyor.’
‘Yapmayın Murat Bey,’ diyorum, ‘Siz Yeşilay mısınız?’
Gülüyor. ‘Bunda bir art niyet olmadığını bilmenizi isteriz’ diyor.
Ben de bu konuştuklarımızı aynen yazacağımı söylüyorum.
İnönü Stadı kepazeliği
İNÖNÜ Stadı’nın ‘güvenlik sorunu’ bir türlü çözülemiyor. Son rezalet rakip takım oyuncularının stadın güvenlik görevlileri tarafından dövülmesi ile patlak verdi. Oysa bugüne gelineceği, daha lig başlamadan statta yapılan bir konserde ortaya çıkmıştı. Güvenlik görevlisi kılığındaki eşkıyalar sahada konseri izlemeye gelenleri öldüresiye pataklamıştı.
Ardından statta bir de cinayet işlendi. Ancak hálá değişen bir şey yok. Geçtiğimiz haftalarda röportaj yaptığımız bir ‘güvenlik görevlisi’, ‘Kahvede oturuyordum. Statta güvenlik görevlisi olacaksın dediler kalktım geldim. Bu işin eğitimini falan almadım’ diyordu.
Belli ki, stadın güvenlik işi tribünlerdeki ‘gruplardan’ birilerine ‘ihale’ yani ‘kediye ciğer emanet’ edilmiş.
İçişleri Bakanı’nın oğlu Beşiktaş’ta yönetim kurulu üyesi olunca işler iyice sarpa sarıyor.
Dedikodular yayılıyor. Bu hafta meydana gelen olaylardan sonra Murat Aksu’nun olayın sorumlularının ‘araziye uymasında’ yardımcı olduğu iddia ediliyor. Doğru mudur, değil midir bilemem ama İçişleri Bakanı’nın oğlu bu işlerin bu kadar içinde olunca ağızlar büzülemiyor. Federasyon ise basiretsiz ve eyyamcı.
Beşiktaş baskısı altında bunalınca, kepazelik iyiden iyiye büyüyor.
Suçu CMUK’a atacaklar dememiş miydik!
NASIL da dediğimiz oluyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün basiretsizliğinin faturası CMUK’a çıkarılacak diye yazdık, anında öyle oldu. ‘Polisin eli kolu bağlı’ diyorlar. Kanun polisin elini kolunu bağlar mı, yoksa güçlendirir mi, bunu hesaplayan yok. İşini iyi yapmamanın, işini savsaklamanın, proje plan üretmemenin sonucunda ortaya bir tablo çıkıyor, sorumlular topu yasaya atıyor. ‘Bu yasa ile çalışamayız.’ Allah’tan Adalet Bakanı ‘adam gibi adam’ da, yanıtı veriyor. Ama bence bu iş burada bitmeyecek. Bu kafayla çalışan Emniyet haklılığını ortaya çıkarmak için suç oranlarının daha da yükselmesini bekleyecek. Göreceksiniz.
Ürdün Kralı yalan mı söylüyor?
UZAN Ailesi’nin kaçaklarının nerede olduğu tam bir muamma. Belli ki, geziyorlar.
Ama devletin istihbarat birimleri Kemal ve Hakan Uzan’ın ‘merkez üslerinin’ Ürdün’de olduğundan emin. Geçen hafta konuştuğum çok önemli bir isim, ‘Ürdün’de oldukları kesin. Nereye giderlerse gitsinler Ürdün’le bağlantılarını koparmıyorlar. Bütün işlerini de Ürdün üzerinden yürütüyorlar’ dedi. Türkiye, Uzanlar’ın Ürdün’deki adreslerini bile tespit etmiş. Bana bunu anlatan yetkiliye, ‘Peki Ürdün Kralı Başbakanımız’ın gözünün içine baka baka yalan mı söyledi’ diyorum. Yanıt vermiyor ama tebessüm ediyor. Şimdi Türkiye Uzanlar’ı istiyor. Nereden olduğu açıklanmasa da biliyoruz ki Ürdün’den. Bakalım Ürdün Kralı Ortadoğu’nun ‘güçlü ülkesi’ Türkiye’ye yalan söylemeye devam edecek mi?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
En umutsuz durumda bile uğraşmaktan vazgeçmediğimiz zaman.