McDonald's var merak etmeyin!

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Özkök bugün bir toplantı yapıyor. Muhtemelen, son günlerde askerin siyasetle birlikte anılır olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirecek.

Aslında durumdan ben de ‘‘rahatsızım’’.

Cuma günü Cumhuriyet Gazetesi ‘‘Genç subaylar rahatsız’’ manşetiyle çıktığı gün, haber toplantımızda Kanal D Haber'in Ankara editörü Metin Kayıhan'a ‘‘Bu haberi dikkate almayın. Büyük olasılıkla yalanlanacak’’ dedim.

Ancak saat 17.30'da haber hálá yalanlanmayınca Metin'i aradım ve ‘‘Haberi yapın. Cumhuriyet Gazetesi'ni kaynak göstererek yapın ve gün boyunca haberin yalanlanmadığını da belirtin’’ dedim.

Biz haberi aynen böyle kullandık. Ertesi sabah Hürriyet'in de aynen böyle yaptığını gördüm.

O gün de haberle ilgili bir yalanlama asker kanattan gelmedi.

Başbakan Erdoğan ise ‘‘Gerginlik yaratmaya çalışanlar var’’ diyerek haberi yalanlamadı ama habere yüklenen anlamı yalanlamış oldu.

Bence ‘‘genç subayların rahatsız’’ olması veya ‘‘yaşlı subayların’’ bazılarının benzer durumda olmaları önemli değil.

Bunun tersi bir durumun da çok önemi yok. Önemli olan Türkiye'nin doğru bir çizgi üzerinde ileriye doğru yol alıp almadığı.

Çünkü Türkiye'de genç veya yaşlı herkesi rahatlatacak tek şey Türkiye'nin hızla, büyüyerek, gelişerek ileri doğru gitmesi.

2500 dolar düzeyindeki milli gelirin katlanarak artması.

10 yıl içinde en az 3-4 katına çıkması.

Gündemin boş siyaset tartışmalarıyla değil, gelecekle ilgili planlarla doldurulması.

Demokrasi meselesine gelince.

Türkiye'de demokratik süreci rayından çıkarmak mümkün değil.

Ne gericiler, ne de statükocular Türkiye'nin demokrasiden uzaklaşmasını sağlayacak güçte değiller.

Darbelere gelince.

Taksim'de ilk McDonald's restoranı açıldığında bir siyasetçi dostum, ‘‘Yırttık’’ demişti..

‘‘Niye, Mc Donald's'ı çok mu seversin?’’ diye sormuştum.

Nedeni başkaymış.

Şimdiye dek McDonald's restoranı olan bir ülkede hiç darbe olmamış.

Arkadaşımın bu görüşü, dünyada da genel kabul gören bir görüş olmalı ki daha sonra Thomas Friedman'ın ‘‘Lexus ve Zeytin Ağacı'' kitabında da yeraldı.

Ne demekse.

Garantili ek gelir

YAKLAŞIK 10 yıldır Hürriyet'te bu köşede yazıyorum. Bunun için de, Hürriyet Gazetesi bana bir maaş ödüyor.

Öyle zannedildiği kadar çok bir maaş değil bu.

Nedense, doların dolar olduğu günlerde ‘‘dolar bazında’’ maaş alan yüksek kazançlı gazetecilerden olamadım hiç.

Olmaya da niyet etmedim.

Ama size ilginç bir şey söyleyeyim mi, ben Hürriyet'te çalışıyorum ama bana Hürriyet'ten daha fazla parayı Star Gazetesi ödüyor.

Şaka gibi ama değil.

Ben asıl parayı Star Gazetesi'nden kazanıyorum.

Star'ın sahipleri hakkındaki gerçekleri yazıyorum.

Star'ın patronu emrindekilere emir veriyor:

‘‘Fatih Altaylı hakkında karalama kampanyası açın.’’

Ortalıkta yazabilecekleri kara bir durum olmadığı için emir kulları başlıyorlar asılsız, yalan yanlış hakaret dolu yazılar yazmaya.

Ben de o ‘‘emir kulu zavallılara’’ karşılık vermektense, mahkemeye vermeyi tercih ediyorum.

Yalanları adalet karşısında direnemediği için de, her ay maaşım kadar hatta daha fazla bir parayı bunlardan alıyorum.

Hürriyet'te yazan ama asıl parayı Star Gazetesi'nden alan başka biri var mı bilmiyorum.

Ama benim bir şikáyetim yok.

Teşekkürler Cem Uzan.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bizim düşüncelerimizi söyleyenlerle aynı siyasi çizgide olmadığımız için söylenenleri eleştirmediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları