BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in ‘Çukurova anlaşmasını kimse kurcalamaya kalkışmasın’ sözleri tepemi attırdı
Bilgin kusura bakmasın ama bizim işimiz kurcalamak.
Her ne kadar o ‘Anlaşmayı yarın internet sitemize koyacağız’ deyip saklamaya ve kamuoyundan kaçırmaya çalışsa da, biz kurcalayacağız.
Böyle meseleleri kurcalamazsak işimizi yapmış sayılmayız.
Karamehmet’in BDDK ve TMSF ile yapmış olduğu yeni anlaşmayı ‘hemen hemen’ çözdüm. Karamehmet’in ‘neyin’ peşinde olduğunu yazacağım.
Ama ondan önce bu ‘şanslı’ yurttaşa, BDDK yönetiminin daha önce yaptığı ‘kıyakları’ ve bu yüzden devletin kasasının, yani sizin benim cebimin uğradığı zararları anlatmaya, daha önce yazdıklarımızı ‘hatırlatmaya’ devam edeceğim.
1) PAMUKBANK’TAN BALLI HİSSE DEVRİ
Pamukbank’a BDDK tarafından el konulduğu sırada, bankanın elinde yüzde 8.64 oranında Turkcell hissesi bulunmaktaydı. Dönemin BDDK yönetimi, bu hisseleri Mehmet Emin Karamehmet’in talebi üzerine Karamehmet’e sattı.
Hisselere o gün biçilen değer 264 milyon dolardı.
Bu satışta anormal olan, bu hisselerin satış bedelinin de 15 yıl vade ve libor artı yüzde yarım faizle yapılmış olmasıydı. Oysa devlet bu hisseleri o an borsada satıp 264 milyon doları hemen tahsil edebilirdi. IMF’den 300 milyon dolar kredi dilimini serbest bıraktırabilmek için kırk takla atan devletin bu yaklaşımı, o gün bu köşede ağır biçimde eleştirildi.
O gün Karamehmet’e 264 milyon dolara satılan yüzde 8.64 oranındaki hissenin bugünkü değeri yaklaşık 600 milyon dolar. Devlet bu hisseleri Karamehmet’e satmak yerine Pamukbank’ta tutsaydı, bugün 600 milyon dolarlık bir mala sahip olacaktı.
Şimdi BDDK yönetimi, geriye dönük olarak Karamehmet’in borçlarını sildi. Karamehmet’in 3 milyar 86 milyon dolar olan borcundan yaklaşık 1 milyar doları silindi. Hisselerin satış fiyatı ve koşulları göz önüne alınırsa, aslında Karamehmet’in Pamukbank’a olan borcundan silinen miktarın 1 milyar 400 milyon dolara yakın olduğu söylenebilir.
2) ATEL HİSSELERİNİN DEVRİ VE SPK
Mehmet Emin Karamehmet’e yapılan tek kıyak, Turkcell hisselerinin ‘ucuza’ devri değil. ATEL hisselerinin ‘pahalıya’ satın alınması yoluyla Mehmet Emin Karamehmet’e büyük bir kıyak daha yapıldı o günlerde.
Mehmet Emin Karamehmet’e ait Çukurova Grubu’nun, Yapı Kredi Bankası’ndan yasalara aykırı olarak aldığı ve bankanın zora düşmesine neden olan kredi miktarı, bankaya el koyulduğu gün 2 milyar 207 milyon dolar düzeyindeydi.
Karamehmet o günlerde yüzde 50 ortağı olduğu ATEL’in kendisine ait hisselerini Yapı Kredi Bankası’na satarak borcundan 270 milyon dolar düşürülmesini sağladı.
Bu hesaba göre ATEL isimli şirketin değeri 540 milyon dolardı ve bu işten anlayan herkes bu rakamın abartılı olduğunu düşündü. Fakat BDDK bu ‘yükseltilmiş’ fiyattan hisse devrine göz yumdu.
Fakat Yapı Kredi halka açık bir şirket ve bu nedenle SPK denetiminde olduğu için SPK hemen Yapı Kredi Bankası’nı uyardı.
SPK ATEL hisselerinin bankaya fahiş fiyattan devredildiğini, şirketin değerinin bu kadar olmadığını söyledi ve bankanın bu işlemi durdurmasını istedi.
SPK ATEL’in yüzde 50 hissesine biçilen değeri 90 milyon dolar fazla buldu. Yani devlete 180 milyon dolarlık bir kazık daha atılmıştı. Ancak Yapı Kredi Bankası yönetimi uzun süre SPK’nın talebini yerine getirmedi ve daha sonra aldığı bir yönetim kurulu kararıyla hisse devrinin 270 milyon dolardan yapılmasını kabul etti.
İşin ilginci, bu yönetim kurulu kararına SPK’dan bir itiraz gelmedi.
Değerli okuyucular gördüğünüz gibi Mehmet Emin Karamehmet’in yaptıkları öyle yenilir yutulur gibi değil. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemlerle işini görüyor.
Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘özerk’ kurumları bu oyunlara alet.
Bense buradan bağırıyorum.
Bir gün haklılığım ortaya çıkacak ama o güne kadar devlete yine birkaç milyar dolar ‘sokuşturulmuş’ olacak.
ATEL’i niye geri istemiyor
MEHMET Emin Karamehmet, Yapı Kredi Bankası’nda bulunun Turkcell, Digitürk ve Fintur hisselerini türlü oyunlarla geri almaya çalışıyor.
Geri almak istemediği tek hisse ATEL hisseleri. Çünkü Karamehmet, beş para etmez bir şirketin yarısını devlete 270 milyon dolara ‘itelediğini’ biliyor. Bu yüzden de ATEL hisseleri, Karamehmet’in geri almak istediği hisseler arasında yok.
BDDK yönetimi Karamehmet’e bu hisseleri ‘neden’ geri istemediğini sordu mu acaba?
Bu sadece bir ilaçtaki vurgun
ROCHE yazıları ile ilgili olarak yüzlerce kişi arıyor. İhbarlar, koruyanlar, karalayanlar gırla. Belgeli ihbarları araştırıyorum. Bu arada bazı arayanlar ‘Sadece Roche’un üzerine gidiyorsunuz ama ilaç firmalarının neredeyse tamamı bu işleri yapıyor. Devletin en fazla soyulduğu yer burası. Gerçekler ortaya çıksa buradaki vurgunun banka vurgunlarından daha büyük olduğu ve yıllara yayıldığı ortaya çıkar’ diyorlar. Haklılar.
Pek çok ilaç firması ile ilgili dedikodular kulağımıza geliyor. Ancak Roche’u yazmamızın nedeni bu kez ‘kazığın’ belgeli ve kanıtlanmış olması.
Eminim ki, sadece Neorecormon’da değil, başka ilaçlarda da benzer olaylar oluyor. Bu ilaçla ilgili olarak Vatan Gazetesi ve benim uyarıcı yazılarımdan sonra Sabah’tan Yavuz Semerci de çok güzel yazılar yazdı. Devlet mekanizması sonunda harekete geçti ama yine biraz geç. SSK’nın alımlardan sorumlu üst düzey yetkilisi yurtdışına kaçmış bile. Eminim ki, ‘ilaç devleri’ onu istediği ülkede krallar gibi yaşatacaklardır. İlaç konusuyla ilgili her türlü, belgeli ihbar ve iddiaya açığım. Bu işi başlattık. Durmayalım.
NOT:Yavuz Semerci ile benim konuşmamdan bazıları rahatsız olmuş ve anladığım kadarıyla Semerci’ye ‘Ne arıyorsun o adamı’ demişler. Sevgili Semerci de bundan etkilenmiş galiba. Oysa ben önemli bir konuda mesleki işbirliğinden çok umutlanmıştım. Semerci’den ricam bu eleştirilere kulak tıkaması. Kendi çıkarımız değil, ülke çıkarı için konuştuk. Kıskanmasınlar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İte köpeğe hangi sayfada olursa olsun gazete köşesi verilmediği zaman.