MİLLİYET dün Kürtlerin Kuzey Irak'ta Federal Kürt Devleti peşinde olduklarını yazdı. Aynı gün bir Kürt internet sitesinde IKDP Başkanı Mesut Barzani'nin bir makalesi yayınlandı.
Barzani makalede gönüllü birlik temelinde federal ve birleşik bir Irak sadece Kürtler açısından değil, Irak için de en iyi çözümdür diye yazdı. Barzani makalesinde, 1991'den bu yana sergiledikleri koruyucu tavır için Türkiye, İngiltere, Fransa ve ABD'nin her eyaletine teşekkür ediyor.
Ancak bugün ABD öncülüğünde hazırlanmakta olan Irak Anayasası'ndan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
Bu yeni Anayasa'nın 1970'te Kürtlere otonomi sağlayan Anayasa'dan çok daha geride olduğunu belirten Barzani şimdi bir adım ilerlemeyi değil, 1970'te elde ettikleri kazanımları savunmaya çalışıyor.
Yani anlayacağınız Irak'ta Kürtlerin durumu zannedildiği kadar iyi değil.
Tam aksine ABD bölge dengeleri uğruna bir kez daha Kürtleri gözden çıkarıyor.
NOT: Bu konuyla ilgili daha detaylı bir analizi yarın sizlere sunacağım.
SPK: İmar'da sorumluluk BDDK’nındı
GEÇEN hafta İmar Bankası'ndan Hazine bonosu alanların mağdur edilmelerinde Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) da sorumluluğu olduğunu anlatan bir yazı kaleme aldım. Perşembe günü yayımlanan bu yazıya SPK cuma günü bir yanıt verdi. Yanıt dediysem, 9 sayfalık detaylı bir bilgi notu.
Öyle bir bilgi notu ki, büyük bir ihtimalle konuyla ilgili olarak açılan soruşturmada SPK'nın savunması da bu bilgi notu olacak.
SPK'nın yazısını aynen yayınlamam mümkün olmadığı için iyice okudum. Bankalar Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu ile ilgili bölümlerini inceledim. Bugün size bu yanıtın bir hülasasını aktaracağım.
Sermaye Piyasası Kurulu, İmar Bankası'nın bono dolandırıcılığında hiçbir kusurlarının olmadığını söylüyor. Bunu da kendi açısından sağlam gerekçelere bağlıyor.
SPK'nın İmar Bankası'nın sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmasını yasaklayan hukuki süreci anlatıyor ve adı geçen bankanın 25.10.1990 tarihinden itibaren yasalar karşısında sermaye piyası faaliyetinde bulunma yetkisinin kalmadığı aktarılıyor. (Bu süreç aynen doğru.)
SPK 25.10.1990 tarihli bu kararına dayanarak İmar Bankası'nın Hazine bonosu dolandırıcılığındaki sorumluluğu Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na ve BDDK'ya yüklüyor.. SPK, bankaların müşterilerine kendi portföylerinden sattıkları ya da başka bankalardan müşterileri için aldıkları kamu menkul kıymetlerinin TCMB nezdindeki depo hesaplarda saklandığını ve izlendiğini belirtiyor.
Ancak bu hesaplarda müşteri bilgilerinin bulunmaması nedeniyle TCMB nezdindeki bu hesaplarla banka kayıtlarının karşılıklı olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen SPK, TCMB genelgesinin 4. maddesince TCMB müfettişlerinin bankayı denetleyebileceğini aktarıyor.
Yani SPK, Merkez Bankası müfettişlerinin yetkilerini kullanmadığını ve bunun da bir ihmal olduğunu iddia ediyor.
SPK yolladığı yazının devamında Kurul'dan alınmış yetki belgesi bulunmayan, bu nedenle de sermaye piyasası kurumu niteliği taşımayan bir bankanın kurul tarafından denetiminin mümkün olmayıp, bu bankanın Sermaye Piyasası Kanunu'na aykırı bir işlemi bulunup bulunmadığı denetime yetkili makamlaran, yani Hazine Müsteşarlığı, TCMB ve BDDK'nın denetimi sonunda tespit edilebilir, diyor ve ekliyor: Sermaye Piyasası Kurumu niteliği taşımayan bankaların mevzuata aykırı herhangi bir işlemi olup olmadığı ancak BBDK tarafından denetlenebilir. Ve SPK BDDK'nın ipini şu cümleyle çekiyor:
Öte yandan bankalar yeminli murakıplarının, maliye müfettişlerinin ve BDDK'yı temsilen banka yönetiminde bulunan üyelerin izinsiz bono satışına ilişkin olarak BDDK'ya ihbarda bulundukları basında çıkan haberlerde ifade edilmiştir. Bu çerçevede kurulumuzun bankaya ilişkin ilan ve reklamları takip etmediği ve durumu zaten bankanın yönetiminde veto yetkisiyle donatılmış temsilcileri bulunan ve bankayı 9 yıldır denetim ve gözetim altında tutan yetkili makamlara bildirmediği iddiasının ileri sürülmesi mümkün değildir. Yani SPK diyor ki: Ben bu bankanın izinlerini 13 yıl önce kaldırdım. Bir daha da izlemedim. O tarihte benim gözetiminin altında değildi. Sorumlu burayı denetleyen ve içerde veto yetkili temsilcileri bulunan BDDK'dır.
Zaten asıl sorumlunun BDDK olduğunu biz de biliyoruz. Bizim beklentimiz SPK'nın da olaya müdahale etmesiydi. SPK hukuki gerekçeleriyle neden müdahale etmediklerini anlatıyor. Bilginize.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Tarihin nereye gideceğini anlamak için tarihin dününü okumak gerektiğini anladığımız zaman.