Kültür Bakanı: Köşkleri vermemem hislerimle ilgili değil
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Kültür Bakanı Hüseyin Çelik aradı.
‘‘Benim İstanbul Üniversitesi rektörü Sayın Alemdaroğlu'na olan hislerim ya da YÖK'e bakış açım, Vahideddin Köşkleri'nin İstanbul Üniversitesi'ne verilmemesi olayından tamamen bağımsızdır’’ dedi.
Bakan Çelik'in verdiği bilgiye göre İstanbul Üniversitesi söz konusu köşkleri İstemihan Talay döneminde talep etmiş. Talay'ın bakanlığı sırasında yapılan bu talep bakanlık tarafından reddedilmiş.
Daha sonra Talay'ın YTP'ye katılmak üzere istifasından sonra bakan olan Suat Çağlayan döneminde talep tekrarlanmış ve bu kez köşkler verilmiş.
Bakan Çelik'in iddiasına göre, Bakan Çağlayan, bakanlığı döneminde meslektaşları olan tıp camiasından gelen hiçbir talebi geri çevirmediği gibi bunu da çevirmemiş.
Ancak daha sonra Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde Kültür Bakanlığı'na Başbakanlık'tan gönderilen bir yazıyla bu köşklerin herhangi bir kuruma veya kişiye verilmesi konusunda Kültür Bakanlığı'nın yetkili olmadığı hatırlatılıp, işlem durdurulmuş.
Bakan Çelik, 12.10 2002 tarihli Başbakanlık yazısının gereğini uyguladığını söylüyor.
Ve ekliyor:
‘‘Sayın Altaylı, İstanbul Üniversitesi'ne 10 yıl önce Vefa'da tarihi bir bina verildi. 10 yıldır buraya çivi bile çakmamışlar. Şimdi trilyonlarca masraf gerektiren Vahideddin Köşkleri'ni istiyorlar. Konservatuvar yapacaklarmış. Her şeye para bulan İstanbul Üniversitesi, konservatuvara bunca yıldır para bulamamış da, şimdi Vahideddin Köşkleri'ni yaptırmak için mi bulacak!’’
Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, büyük saygı duyduğu sanatçı Yıldız Kenter'i de arayarak bilgilendireceğini söyledi.
Bakan Çelik daha çoook şeyler anlattı ama benim sorunun yanıtı olarak bu kadarı yeter.
Aydın Doğan: Hiçbir şeye talip değilim
BANKA hortumcuları ile yaptığımız savaşın bir medya savaşı olmadığını yinelediğim dünkü yazımda, Doğan Grubu'na bir çağrı yapmış ve ‘‘kalem tutan elleri rahatlatması için’’, başta Turkcell olmak üzere Mehmet Emin Karamehmet'in hiçbir şirketine talip olmayacağını taahhüt etmesini istemiştim.
Yazımı okuyan Aydın Doğan dün sabah aradı.
‘‘Fatih sana her türlü teminatı veririm ki, ne bugün, ne de yarın Mehmet Emin Karamehmet'in hiçbir şirketine, bu şirketlerin hisselerine talip değilim, olmayacağım’’ dedi.
Çon sinirliydi.
‘‘Nereden çıkarıyorlar bunları anlamıyorum. 6 ay öncesine kadar bana ‘Sen benim babamsın' diyen, elimi öpen Tuncay Özkan, buradan ayrıldı, bize sövüyor. Madem ben iyi bir adam değildim, niye bana baba diyordun, niye elimi öpüyordun’’ diye sordu.
Sorunun muhatabı ben değildim ama Aydın Bey öfkeliydi:
‘‘Medyayı kirlettiler. Mesleğimden tiksinir hale getirdiler. Ben medyayı iş olarak gördüm. Ama bunlar silah olarak görüyorlar. Kirletiyorlar.’’
‘‘Tekelcilikle’’ suçlanmak da ağırına gidiyordu.
‘‘Tutturmuşlar bir tekelci medya. Hangi tekel. Sadece bize sövenlere baksan tekel olmadığımız ortaya çıkar. Ben mi tekelim, yoksa onlar mı tekel. Fatih sor Allah aşkına, aklına ne geliyorsa sor’’ dedi Aydın Doğan.
‘‘Aydın Bey, sizin Turkcell'in ve Karamehmet'in şirketlerini almak istediğinizi iddia ediyorlar. Böyle bir şey bizi rahatsız eder’’ dedim.
‘‘Söyledim ya, isteyen herkese teminat veririm. Hiçbir şirketlerine talip değilim. Olmayacağım. Kafaları karıştırmak istiyorlar. Ama ne Turkcell, ne başkası. Hiçbir şeyin peşinde değilim’’ dedi.
Aydın Doğan’ın bu sözleri beni de rahatlattı.
BDDK rezaleti Meclis'e geliyor
ARDAHAN Milletvekili Ensar Öğüt aradı. ‘‘Sayın Altaylı, yazınızı okurken, milletin vekili olarak büyük bir rahatsızlık duydum ve bu durumu Meclis gündemine getirmeyi düşündüm. Baktım ki, siz de yazınızı bu çağrıyla bitirmişsiniz’’ diye girdi söze ve bu durumla ilgili elimdeki belgeleri istedi.
‘‘Sayın milletvekilim’’ dedim, ‘‘Rezaletin büyüklüğü burada zaten. BDDK böyle bir anlaşma altyapısı hazırlıyor ama bununla ilgili hiçbir açıklama yapmıyor. Elimizde resmi bir belge yok. Ancak duyumlar var ve onlar da korkunç. Siz Meclis olarak BDDK'dan belge isteyebilirsiniz. İsteyin ki, rezaletin gerçek boyutu ortaya çıksın’’ dedim.
İnanamadı.
‘‘BDDK öyle bir anlaşmayı yapmadan önce bunu duyurmak zorunda. Milletin malı peşkeş çekildikten sonra arkasından koşmak olmaz. Baştan tedbir almak lazım’’ dedi ve Anadolu'da kullanılan ama benim burada yazamayacağım bir özdeyişle hoş bir benzetme yaptı.
Ensar Öğüt, şimdi bu konunun ortaya çıkması ve BDDK'nın hazırladığı ‘‘gizli protokolün’’ açıklanması için Başbakan tarafından yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi vereceğini söyledi.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Milli davalar kişilerle değil, milletle özdeşleştiği zaman.