Kimliklerden din hanesi silinecek

ALEVİ bir yurttaşımız, nüfus káğıdının din hanesine ‘Alevi’ yazdırmak için dava açmış. Eğer dava lehine sonuçlanmazsa, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürecekmiş.

Girişim son derece tehlikeli.

Giderek nüfus káğıtlarına mezhep, hatta tarikatların yazılmasıyla sonuçlanacak ve Türkiye’de yeni bir bölünmüşlüğü başlatabilecek bir adım.

Ama konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürecek kadar ‘bilgili’ vatandaşımız, Avrupa’nın bu konuda geliştirmeye çalıştığı içtihattan bihaber olacak kadar da bilgisiz.

Kimlik belgelerinde ‘din hanesi’ konusu Avrupa Birliği’nin uzun süredir tartıştığı bir meseleydi. AB, kimlik üzerinde dinle ilgili bilgi bulunmasının AB hukukuna ve AB değerlerine uygun olmadığı yolunda bir görüşbirliğine varmak için uzun tartışmalar yaptı.

Sonuç olarak, nüfus káğıtları üzerinde dini inancı belirten bir ibare bulunması uygulamasından vazgeçilmesi kararlaştırıldı.

Bu karardan sonra tartışmalar sona ermedi.

Kilisenin etkin olduğu ülkelerden buna yönelik ‘toplumsal’ itirazlar geldi.

Özellikle Yunanistan’da ciddi itirazlar oldu. Ancak sonunda iş tatlıya bağlandı.

Büyük bir olasılıkla, aralık ayında yapılacak zirvede ‘kimlik belgeleri’ üzerinde kişinin inancını belirten bir ibare bulunmaması konusu kesin bir ‘karar’ olarak alınacak ve uygulama sona erecek.

AB yolunda her şeye ‘evet’ diyen Türkiye de buna uymak zorunda kalacak.

Yani nüfus káğıtlarından din hanesi kaldırılacak.

Söz konusu davayı açan yurttaşımıza Türkiye’yi dava edecek ‘daha akıllıca’ bir neden bulmasını tavsiye ediyorum.

O ilan, formanın bir parçası, gizli reklam değil

SPONSORLUK dünyanın her yerinde çok kullanılan bir uygulama.

Bir ‘sosyal veya sportif’ olaya parasal destek vererek bu olayın gelişmesine katkıda bulunmak ve bundan medya aracılığıyla tanınırlık ve özdeşleşme elde etmek hem faydalı, hem akıllıca bir yatırım.

Ancak Türkiye’de RTÜK uygulamaları ile sponsorluk tarihe karışacak. Bundan en büyük zararı ise sosyal ve sportif etkinlikler görecek.

Önceki akşam televizyonda bir programa bakarken, yapılan yanlışlığı gördüm.

Programdaki katılımcılardan birinin üzerinde Fenerbahçe forması var. Formanın ortasında ise ‘AVEA’ reklamı.

Çünkü AVEA her yıl milyonlarca dolar vererek, Fenerbahçe’nin başarısına katkıda bulunuyor. Bundan getirisi ise formanın görünmesi.

Ancak RTÜK yüzünden olsa gerek, izlediğim programda formanın üzerindeki AVEA ibaresi mozaiklenerek okunmaz hale getirilmiş.

Böyle bir saçmalık hayatımda görmedim; ama yapımcılar belli ki RTÜK’ten ürkmüşler.

Yahu o reklam, formanın bir parçası. Fenerbahçeli futbolcular don giyseler üzerinde o yazmak zorunda. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde de böyle.

Bunda gizli reklam aranır mı?

O zaman maç naklen yayını yapan kanalı her gün cezalandırmak lazım.

Benzer bir uygulama, defile yayınlarında başlamış.

Moda günlerinden görüntü yayınlıyorsunuz, arkada modacının adı yazıyor, hayda uyarı.

O zaman Fashion TV günde iki yüz ceza alır.

Bunların hepsi tartışılabilir; ama özellikle sponsorlukla ilgili uygulama akıl alır gibi değil.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile RTÜK bu konuda sağlıklı bir ‘içtihat’ geliştirmek zorunda. Aksi takdirde bu işten herkes çok zarar görür.

Dışişleri’nde Mektebi Sultani ağırlığı

BİR
dönemler Türk Dışişleri’nde ciddi bir ‘Galatasaray Liseli’ ağırlığı vardı. Bunların bazıları meslekten bakanlığa kadar yükseldiler. Bazıları ASALA terörünün şehidi olup ‘unutulmazlar’ arasına yazıldılar.

Sayabileceğim yüzlerce isim var; bazılarını unutursam ayıp ederim diye yazmamayı tercih ediyorum.

Sonra bu ağırlık azaldı. Gerçi hálá çok önemli misyonlarda bizim ‘Mektepliler’ var; ama eski ağırlık azalmıştı.

Son atamaları görünce bir Galatasaray Liseli olarak keyif aldım. Benim ‘Mektebi Sultaniye’ye başladığım sıralarda son sınıfta veya yeni mezun olmuş abilerimden ikisi, Hakkı Akil ve Kemal Asya büyükelçi olarak ilk görevlerine atandılar.

Bunun yanı sıra bir de ilk gerçekleşti.

Galatasaray Liseli bir ‘kadın’ da ‘Galatasaraylı büyükelçiler’ arasına katıldı. Binnur Pertekligil de ilk büyükelçilik görevini aldı.

Açıkçası gurur duydum. Hem Türkiye’yi, hem Galatasaray’ı başarıyla temsil edecekler.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

"Ne zaman adam oluruz" köşesini yazdığım için kendimi kusursuz bir ‘adam’ zannettiğimi düşünmediğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları