UZAN Grubu devletin ve milletin milyarlarca dolarını iç etmenin adını ‘‘Cumhuriyet için’’ olarak belirledi. Vatandaşın katrilyonlarca lirasını iç et. Hesap sorulduğu zaman da, ‘‘Cumhuriyet için yaptım’’ diyerek kurtulmaya çalış. AKP'nin muhalefetsizliğinden yararlanıp siyasal kalkan oluştur. Ne yazık ki bazı beyinsizler bunu yiyor. Hele hele üç beş ‘‘gariban çalışanı’’ ortaya sürüp ‘‘açlık ve garibanlık edebiyatı’’ yapınca görüntü şahane oluyor. Oysa Uzan Grubu'nun çalışanlarına karşı tavrı yıllardır felaket. Katrilyonlar kasaya girerken bile maaşlarını bir gün zamanında vermeyen grup şimdi ‘‘çalışanlarının hakkını’’ arıyormuş edasında. Ama bakın ‘‘hakkını arayan çalışanlarına’’ düne kadar nasıl davranmışlar. Elimde güzel bir belge var. Uzanlar'a ait Kepez Elektrik şirketinde şoför olarak çalışan Süleyman Arlı ve teknisyen Metin Kızılcalıoğlu şirket tarafından Genç Parti Burdur İl Teşkilatı'nda çalışmak üzere görevlendirilir. İki Kepez çalışanı parti çalışmaları için seyahat ederken 31.02.2002 tarihinde trafik kazası geçirirler ve biri hafif, diğeri ağır yaralanır. Uzunca süre iş göremez hale gelirler ve maddi sıkıntıya düşerler. Bunun üzerine şirket yönetimi Kemal Uzan'a ‘‘Gizli’’ başlıklı 14.03.2003 tarihli bir yazı gönderir. Kepez Eletrik Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Kural imzalı yazıda, ‘‘Süleyman Arlı ve Metin Kızılcalıoğlu'nun maddi sıkıntılarının devam ettiği belirlenmiştir. İlgililerin birim amirleri tarafından hazırlanan rapor ekte sunulmuştur. Konuyu bilgilerinize sunar ilgililere 1'er milyar lira karşılıksız olarak verilmesine veya maaşlarından 10 ayda kesilmek üzere bu tutarın avans olarak ödenmesine onayınızı arz ederim’’ denmektedir.İşçi ‘‘dostu’’ Kemal Uzan bu yazıya tek bir satırlık yanıt verir: ‘‘Sn. Nilgün Hanım, teklif uygun değildir.’’Kepez Elektrik elemanları parti çalışmasına yollanmış ve sakat kalmıştır. Ve bunlara 1 milyar lira yardım, yardımı bırakın maaştan kesilmek üzere ‘‘avans’’ bile uygun değildir. Aferin Kemal Uzan. Aldığınız bu ‘‘Ah’’lar sizi bu hale getirdi. Bilmem farkında mısın! AB, Papadopulos'a ne müeyyide uygulayacak?KIBRIS görüşmelerinde Papadopulos ciddi sıkıntı içinde. Ankara'nın zorlamasıyla yola çıkan Denktaş, özellikle dün sunduğu mektupla hem Annan'la arasındaki buzları eritti, hem de ‘‘çözümden yana’’ bir görüntü verdi. Papadopulos ABD ve BM'den baskı yiyor. Rum liderin şimdi sığınabileceği tek liman kaldı, AB.Papadopulos uzlaşmazlığı sürdürür ve 1 Mayıs'a kadar bu işi çözümlemezse, bütün bu çabalar boşa gider. Avrupa Birliği'nin daha önce KKTC aleyhine müdahil olduğu sürece bu kez bir kez daha müdahale etmesi gerekiyor. Papadopulos'a ‘‘çözümsüzlükten yana’’ tavrını sürdürmesi halinde AB kapısının kapanacağı net bir dille söylenmeli. Referandumdan çıkacak bir ‘‘Hayır’’ kararının Kıbrıs Rum Kesimi için de bir müeyyidesi olmalı. Aksi takdirde Türk tarafının özverisi bir anlam taşımayacak.Gitmesini Tanrı bile istememiş olabilir mi?RAUF Denktaş'ın ve beraberindeki KKTC heyetinin de içinde bulunduğu uçak New York seferine yaklaşık 2.5 saatlik bir rötarla başladı. THY'nin Airbus A 340 tipi uçağı her şey hazır olduğu halde bir türlü yolcu almadı ve havaalanında uzun süre bekledi. Yolcular sabırsızlandı ama THY'den herhangi bir açıklama yapılmadı, herhangi bir teknik gerekçe gösterilmedi. Uçak 2.5 saati bulan gecikmenin ardından havalandı. Ve gecikmenin nedeni anlaşıldı.KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın ‘‘Çözümsüzlük Danışmanı’’ Mümtaz Soysal pasaportunu Ankara'da unutmuştu. Soysal'ın pasaportunun ilk uçakla Ankara'dan gönderilebilmesi için yüzlerce yolcu bekletildi. Pasaport gelince yola çıkıldı. Oysa belki de, Mümtaz Hoca'nın pasaportunun Ankara'da kalması ‘‘Tanrısal’’ bir yardımdı. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Danışmanlarımızı hayatı yanılgılarla dolu adamlar arasından seçmediğimiz zaman...