Paylaş
ASLINDA duruma RTÜK'ün değil, Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici'nin müdahale etmesi gerekiyordu.
Yıllardan beri Elite Model Look adlı yarışmaya bu sütunda tepki gösteriyorum. Çünkü yarışmaya katılan kızların çoğu çocuk denecek yaşta.
Bu yarışmada dereceye giriyor veya girmiyor, ama parlak bir dünyaya buradan adım atıyorlar. Küçük yaşta ‘‘kurtlar sofrası’’na meze oluyorlar.
Ortada bu yarışmanın finalistleriyle ilgili pek çok örnek var.
Biri Burcu Çağrı adında bir manken.
Henüz 20 yaşında. Yıllardır magazin basınına sevgilileriyle malzeme oluyor.
Barlarda sevgilileri, kızın babasıyla kavga ediyorlar.
Ve en sonunda kızının yaşam biçimine dayanamayan baba ile anne boşanıyorlar.
Bir başkası yine bu yarışmada dereceye girenlerden Selin Toktay adında bir kızımız. Onun da sevgilileri albümler dolduracak dereceye geliyor. O da henüz 20 yaşında. Yıllardır magazin dergilerinde, magazin programlarında.
Nasıl ailelerdir, nasıl ana babalardır ki, çocuk denecek yaştaki kızlarını podyuma sürebilmek için bu yarışmalara sokuyorlar? Üç kuruş kazanabilmek için olacak iş değil. Üstüne üstlük bu rezalet bir de yarışma adı altında televizyonlarda.
Hem de yıllardır.
RTÜK ise nedense 4 yıldır yapılan bu yarışmaya yeni uyanmış.
Bu yıl kapatma kararı almış.
Keşke kapatacağına, ATV'yi baştan uyarsaydı, ‘‘Bu yarışmayı yayınlamayın’’ diye.
Ya da ilk yapıldığı yıl kapatsaydı da, yıllardır bu rezaleti çekmeseydik.
Ama yine de ben hálá bu işin Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın işi olduğunu düşünüyorum.
Küçük İbo'nun Hülya Avşar'ın kucağına oturmasıyla bir şey olmaz, ama 14-15 yaşındaki bebelerin ‘‘et pazarı’’na sürülmesiyle bu ülkenin aile yapısı zarar görür.
Hele bir de bu durum marifetmiş gibi yayınlanırsa...
Oldu mu Reha?
REHA Muhtar dostum çarşamba akşamı ekrandaydı. Nur içinde yatsın, Kemal Sunal'ın evinin önünden canlı yayınla.
Çoluklar çocuklar. Bir sürü konuk.
Hatta Başbakan bile bir ara katıldı.
Reha'nın bütün derdi, aileden birini aşağı indirip yayına almaktı.
Olmadı. Kimse inmedi.
Çünkü Sunal Ailesi'nin hafızası zayıf değildi.
Çarşamba akşamı Sunal'a ağıtlar yakan Reha Muhtar, çok değil, bundan 9-10 ay kadar önce aynı programda Sunal'a neler dememişti ki!
Tulum Hayri'yi Gölcük'ten bulup getiren Reha Muhtar, Tulum'a sahip çıkmadığı için İnek Şaban'ı eleştirmiş ve programa katılmayan Kemal Sunal için de, ‘‘Şaban yine şabanlığını yaptı’’ diye noktalamıştı programı.
Bu sözler ve arkadaşlarına sahip çıkmayan adam durumuna düşürülmek Sunal'a çok koymuştu.
O günlerde beraber yediğimiz bir yemekte Kemal Sunal, ‘‘Fatih, ne yapayım. Bir sürü insanla bir sürü filmde oynadım. Bunların hepsinin sosyal güvencesi ben miyim? Üstelik bunların bir bölümü benim kadar para kazandı. Ben tutumlu davranırken, onlar har vurup harman savurduysa suç benim mi?’’ demişti.
Ne dersin Sevgili Reha?
Çarşamba akşamı yaptığın program, Kemal Sunal'ın kırgınlığını gidermiş midir?
Rezillik magazin mi oldu?
RTÜK, Paparazzi programından ötürü de bir başka kanalı kapatmış.
RTÜK doğru yolda.
Bir grup marjinal ve yoldan çıkmış zübükün yaşamı, bu gibi programlarda büyük kentin ve zenginlerin yaşam biçimi gibi yansıtılıyor.
Bunun Hakkári'de, Yozgat'ta, Şırnak'ta yaşayan özellikle gençleri nasıl etkileyebileceğini varın bir hesaplayın.
Bodrum'da bir bardaki rezalet, yüz kere ekrana getiriliyor.
Altında göstermelik bir, ‘‘kınıyoruz’’ yazısı.
Maksat kınamak değil, maksat görüntüyü kullanmak için kılıf bulmak.
Bir başka programda Tuğba Özay adında bir mankenin altına yatmış bir kamera, kadının iç çamaşırını çekiyor.
Kadın gıkını çıkarmıyor.
Her şey meydanda.
Rezalet.
Üstelik bu programlar, normal eğlenenleri bile yoldan çıkmış gibi gösterme meziyetine de sahipler.
İş o hale gelmiş ki, birtakım ‘‘fahişeler’’ piyasa yapmak için bu programları kullanır olmuşlar.
RTÜK sonunda bu programlardaki rezaletlere el attı.
Bugüne dek hep haberler, haber programlar okkanın altına gidiyordu.
Sanki haber ülke için zararlı, tehlikeliymişçesine.
Şimdi asıl rezalete el atıldı.
Bence iyi de oldu.
Televole kültürünün hakkından televizyon yöneticileri gelemiyorsa, RTÜK gelmeli.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Beş dakika delikanlı olabildiğimiz zaman.
Paylaş