Fatih Altaylı: Kan gövdeyi götürecekmiş

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

GAZETELERDE üç gündür yer alan haberlere bakarsak, 12 Eylül 1980 sonrasında ülkeyi kan götürecekmiş de, kimsenin haberi olmamış.

Evren Paşa emir vermiş: ‘‘Bana bir şey olursa hapisteki ülkücülerin hepsini öldürün.’’

Breh, breh, breh...

Ülkücüler ise Komuta Konseyi'ndeki 5 paşayı da öldüreceklermiş.

Son anda caymalarının nedeni ise 5'i de ölürse, yerlerine solcu olarak bilinen Haydar Saltık'ın geçecek olması olmuş.

Çok güldüm.

Madem korkunuz buydu, eliniz değmişken Haydar Saltık'ı da öldürseydiniz diyesi geliyor insanın.

Tövbe estağfurullah...

Şimdi buna da yanıt verirler, ‘‘Sadece 5 kurşunumuz vardı’’ diye.

Bu arada anladığım kadarıyla Evren'i ve 4 kuvvet komutanını öldürmek isteyen pek çok ülkücü grup varmış ordu içinde.

Maazallah hepsi aynı anda baskın yapsalar birbirlerini öldüreceklermiş.

Komik bir memleketiz anlayacağınız.

12 Eylül sonrası sokağa çıkma yasağı nedeniyle evde oturmak zorunda kalan herkes sıkıntıdan suikast ve karşı darbe planı yapmış anlaşılan.

20 yıl sonra hepsi ortaya dökülüyor.

Anlaşılan o gün deliğe sinip gıkını çıkarmayanlar bugün aydın.

O gün oturup ‘‘Ulan bu darbeyi biz yapsaydık’’ geyiği yapanlar bugün karşı darbeci olarak ortaya çıkıyor.

İşin komiği bugün 20 yaşında olan gençlere ‘‘12 Eylül ne?’’ diye soruyorum, ‘‘Yaş günün mü Fatih Abi?’’ diyorlar.

Gereksiz bir dava!

RECEP Tayyip Erdoğan'ın başı bir toplantıda yaptığı bir konuşma yüzünden yine belada.

Erdoğan, katıldığı bir toplantıda izleyenlerin, ‘‘Vur de vuralım, öl de ölelim’’ diye yaptıkları tezahürata karşılık, ‘‘Sizin adınız Vural mı ki, vurup alasınız, sizin adınız Savaş mı ki, savaşanız’’ diyor.

Ve bu sözlerden dolayı başı belada.

Hakkında suç duyurusu var.

Tayyip Erdoğan'ın bu sözlerle Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'a yönelik, nefatif bir tavrı vardır ama söylediği sözlerin Vural Savaş'ın şahsi şikáyeti ve tazminat talebi dışında bir sonucu olmaması gerekir diye düşünüyorum.

Çünkü Tayyip Erdoğan'ın bu sözleri, vurmayı, kırmayı, dövüşmeyi bir erdem olarak gören holigan tipi partizanlığa karşı söylenmiş sözler aynı zamanda.

Erdoğan belki bir yandan Vural Savaş'ı eleştiriyor fakat, diğer yandan da şiddet yanlısı olmamak gerekliliğini de vurguluyor.

Tayyip Erdoğan'ın hapse girmesine neden olan Siirt konuşması ne kadar yanlışsa, bu konuşması, Yargıtay Başsavcısı'nı alet etmesi dışında, içerik olarak o kadar doğru.

Kişisel hakaret davası dışında, böyle bir konuşmanın Türk adaletini meşgul etmesini dahi anlamsız buluyorum.

Mutlu etme sanatı

KİMİ meslektaşlarım her gün internetten indirdikleri yazılarla köşe yazısı yazıyorlar.

Bugün bir tane de ben indirdim:

‘‘Erkekler kadınları nasıl mutlu eder?

Saçlarını okşar, yüceltir, şımartır, gözlerinin içine bakar, geleceğe ait planlar yapar, dil döker, yalvarır, destek olur, yemeğe götürür, tekneye bindirir, espriler yapar, güldürür, zeka oyunları yapar, müzik dinletir, teşvik eder, iltifat eder, affeder, hayran kalır, banyosunu hazırlar, güven verir, kapıyı açar, asansörde kat düğmesine basar, otomobilin kapısını çar, ısıtır, sarılır, öper, kulağına fısıldar, ayaklarına masaj yapar, televizyonun kumandasını verir, konsere götürür, bekler, tanrıça muamelesi yapar, tanrıça yapar, birlikte rejim yapar, birlikte rejimi bozar, birlikte spor yapar, o uyanmadan uyanmaz, o uyumadan uyumaz, ne isteyeceği söylemeden anlar, günde 10 kez özür diler, sürekli onu dinler, arkadaşlarına katlanır, arkadaşlarını seviyormuş gibi yapar, yorganı çekince ses çıkarmaz, yatağı titretmez, gece öksürmez, otomobil alır, saat alır, tek taş alır, daha büyük tek taş alır, küpe alır, kolye alır, maça gitmez, televizyonda seyrettiği maçın sesini açmaz, saç şeklini onun şeklini göre değiştirir, kruvaze takım giyer, köpeği gezdirir, yemin eder, bardere, dayanır, katlanır ve bütün bunları hergün düzenli olarak yapar.

Peki ya kadınlar erkekleri nasıl mutlu eder?

Eline bir salkım üzüm alır, soyunur ve adamın karşısında yürür!’’

NE ZAMAN

ADAM OLURUZ?

Ülkenin parlamentoya girme şansına sahip tek sol partisi CHP'yi parti olmaktan çıkarıp, komedi kumpanyasına çevirmediğimiz zaman...

Yazarın Tüm Yazıları