İsrail suyu alacak

İSRAİL'in İstanbul Konsolosu Amira Arnon Hürriyet'teki büroma geldi.

Tank ihalesi, off set anlaşması, İsrail'in Türkiye'den su alımı, Ayrıcalıklı Teknoloji Bölgeleri ve Ortadoğu'daki durum üzerine epey konuştuk.

Bayan Arnon'a öncelikle tank ihalesindeki off set bölümündeki sorunun ne olduğunu sordum.

Çünkü bu ihalede Türkiye ödemeyi ‘‘su ile’’ yapacaktı ve tankların modernizasyonu neredeyse ‘‘bedava’’ya gelecekti.

Ancak son anda ‘‘su işi yatmıştı’’ ve yerine neyin konacağı belli değildi.

Amira Arnon su işinin ‘‘yatmadığını’’ söyledi.

İsrail Türkiye'den su alma konusunda kararlıydı.

İsrail bölgedeki dengeler açısından da Türkiye'den su almayı ‘‘doğru’’ buluyordu.

Bunu ‘‘stratejik’’ bir karar olarak almışlardı.

Deniz suyunu arıtmak veya Türkiye'den su almak arasında, Türk suyu tercih edilmişti.

Ancak sorun vardı. Ve sorunun adı ‘‘taşımaydı’’.

Alınacak su nasıl taşınacaktı?

Boru hattı fizibıl olmuyordu.

Tankerle taşımak suyun maliyetini fazla yükseltiyordu.

Konsolos Amira Arnon, Başbakan Şaron'un bu konuda yeni bir talimat verrdiğini ve ‘‘Bu sorunu aşın. Bu suyu bir an önce taşımaya başlamalıyız’’ dediğini aktardı.

Bu teknik sorun aşılır aşılmaz yılda 300 milyon dolarlık suyun Türkiye'den İsrail'e satılması önünde bir engel olmadığını söyleyen Arnon, tank modernizasyon anlaşmasının aciliyeti nedeniyle ‘‘su meselesi’’ni beklemediği ama eninde sonunda İsrail'in Türkiye'den bu suyu alacağını söyledi. Arnon'la yaptığımız sohbetten başka bölümleri de önümüzdeki günlerde aktarmaya devam edeceğim.

Sabıkalı ne yapsın?


GEÇMİŞTE bir suçtan dolayı cezaevinde yatmış ‘‘sabıkalı’’ bir okurumun bana sorduğu bir soruyu sizlerle paylaşmak istedim:

‘‘Cezaevinden çıktıktan sonra yıllarca namusumla bir işyerinde sigortalı olarak çalıştım. Bu sırada eşim gözlerinden rahatsızlandı. Sigortalı olduğum için Okmeydanı SSK Hastanesi'ne gittik. Doktorlar lazerle tedavi iyi olur dediler ama bugün yarın diyerek bizi iki yıl oyaladılar.

Bu arada ben de işten çıkarıldım. Sabıkasızların bile iş bulamadığı bir ortamda, ben nasıl bulacaktım. İşşiz kaldım. Şimdi SSK'lı olmadığım için eşim hastanede tedavi olamıyor. Üstelik şimdi öğreniyorum ki, SSK Okmeydanı Hastanesi'nde bir lazer cihazı da yokmuş. Bizi iki yıl boşu boşuna gel git oyalamışlar. Keyifleri olunca sevk yapacaklarmış ama onların keyfi olmadan biz işsiz kalınca eşimin ameliyatı da kaldı.

Şimdi sigorta da yok, iş de yok, para da yok.

Ne yapacağım.

Gidip eski arkadaşları toplayıp, elimize silah alıp nereden inceldiyse oradan kopsun diyerek bir eylem mi yapalım?

Yapacağımızdan değil, ama çaresizlik insana her şeyi düşündürüyor.

Suç işleyenler benim durumumda iseler, istersen yüz kere af yap ne yazar!

Senin de tuzun kuru abi. İstediğine yazıyorsun. Bu dertleri de bir yazsan ne olur?’’

Yazmasına yazalım da, bu ülkeyi yönetenler bunun böyle olduğunu benim kadar, bu mektubu yazan kadar bilmiyorlar mı?

Boşuna mı her gün bir banka soyulur oldu!

Olimpiyat stadı Galatasaray'a kazıktır!


GALATASARAY'ın Olimpiyat Stadı'nı kullanması olasılığını Galatasaray'a bir ‘‘kıyak’’ yapılıyormuş havasına sokmak isteyenler var. Oysa ‘‘kazın ayağı’’ öyle değil. Eğer Olimpiyat Stadı'nı kullanmayı kabul ederse, Galatasaray büyük bir ‘‘kıyak yapmış olacak’’. Çünkü bu stat Galatasaray'a iyilik değil, tam aksine büyük yük. Birincisi ‘‘uzak’’. Fenerlisi, Beşiktaşlısı evden çıktıktan 15 dakika sonra statlarında olacaklar, Galatasaraylı 40 kilometre yol gidecek. İkincisi stadın sahası rüzgára, kara yağmura açık ve sürekli bir tipi altında. Üçüncüsü bu dev stadın bakım maliyetleri korkunç yüksek. Dördüncüsü stadın kapalısı bile korumalı değil Beşincisi yolu olmadığı gibi, yolu yapılsa bile toplu taşıma araçlarının güzergáhı üzerinde değil. Altıncısı tribünler ile saha birbirinden o kadar uzak ki, Ali Sami Yen'de yaratılan atmosferin yarısı bile orada olmaz. Yani bu stat Galatasaray'a hiç ama hiç uygun değil Galatasaray eğer bu stadı alırsa, bilin ki, Türkiye'ye büyük bir iyilik yapmış olacak ve bu dev tesisin 115 milyon dolarlık ‘‘mezbelelik’’ haline gelmesini önleyecek.

Ben bir taraftar olarak bu stadın alınmasından yana değilim.

Onu da söyleyeyim.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Yükselmek için omuz omuza tırmanmak gerektiğini gördüğümüz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları