BİR süredir Kanal D Haber’de Türk-Amerikan ilişkilerinin sıkıntılı günler geçirdiğini aktarıp duruyoruz. Bu haberlerimiz sürekli olarak ‘Tam öyle değil’ denilerek yalanlanıyor. Benzer sıkıntılar İsrail ile ilişkilerimizde de söz konusu.
Kanal D Haber editörlerinden Metehan Demir geçtiğimiz hafta ‘American Jewish Committe’nin yani Amerikan Yahudi Komitesi’nin geleneksel yemeğine konuşmacı olarak davetliydi. New York’lu avukat bir karı-kocanın malikánesindeki yemeğe Metehan, New York Başkonsolosu Ömer Önhan’la birlikte katıldı. Ortadoğu’daki gelişmeler ve Türk-İsrail ilişkileri üzerine bir konuşma yaptı.
ABD’deki en etkili lobi gücü olan komite Ankara-Tel Aviv-Washington üçgenini yakından izliyor.
Komite yönetiminin Türk-İsrail ilişkileri ile ilgili olarak kafası karışık.
Ankara’ya gelerek bizzat Başbakan Erdoğan’dan ilişkilerin gidişatı ile ilgili bilgi almışlar.
Erdoğan Ankara’daki görüşmede komite üyelerine, ‘Biz İsrail ile her türlü stratejik, askeri ve ekonomik ilişkiye açığız’ demiş ve eklemiş: ‘Zaten sürekli yeni anlaşmalar imzalıyoruz. Ancak Şaron hükümetinin Filistin’de insan hakları ihlallerini ayrı bir konu olarak görüyoruz. Bu konudaki kaygılarımızı seslendirmezsek samimiyetsizlik yapmış oluruz. İki dost ülkenin her konuda biz dostuz senin her yaptığına göz yumarım demesi olmaz. Siz bizim sözlerimizi dost acı söyler diye algılayın. Amerika da İsrail’in inşa ettiği duvara karşı çıkıyor. Şimdi bu ‘ABD İsrail ile ilişkileri askıya almak istiyor’ diye yorumlanabilir mi? Bölgesel sorunlarını halletmiş bir İsrail ile Türkiye Ortadoğu’nun dinamosu olur.’
Bunları söyleyen Erdoğan, komite üyelerinden bir de yardım istemiş. ABD’nin PKK’ya karşı kayıtsız kalmasından yakınan Başbakan, ‘Bunlar teröristtir. Bu konuda ABD yönetimine baskı yapın’ demiş.
Komitenin Erdoğan’ın bu sözlerine hak verdiğini söylemek güç. ‘Bizim terör mücadelemizi anlamayıp, bizden yardım istiyorsunuz’ algılamasındalar.
Erdoğan’ın kamoyu önündeki ‘tonlamasından’ rahatsızlıklarını da saklamıyorlar.
Takıldıkları bir diğer konu ise ‘İsrail ayrı Şaron’un politikaları ayrı’ söylemi.
‘Biz de ‘Türkiye iyi ama Erdoğan’ı beğenmiyoruz’ desek hoşlarına gider mi?’ diyorlar.
AJC üyelerinin Metehan’a en çok sordukları soru, Türkiye’nin İran’ın nükleer kapasitesinden rahatsız olup olmadığı.
Metehan, New York’ta bu bilgileri alırken, Ankara’da ilginç bir gelişme daha olmak üzere.
Türkiye, İsrail’in Filistin’deki uygulamalarına tepki olarak burada bulunan başkonsolos görevine, kıdemli bir büyükelçi atayacağını açıklamıştı. Ancak bu karar uygulamaya konmamıştı.
Şimdi Kudüs’te bulunan Başkonsolos Hüseyin Avni Bıçakçı geri çağrılıyor ve Dışişleri İstihbarat Müdür Yardımcılığı görevine getiriliyor.
Yerine ise daha önce Amman’da görev yapan ve İKÖ Zirvesi’ni düzenleyen ekipte yer alan kıdemli Büyükelçi Ercan Özer yollanıyor. Böylece Filistin’deki başkonsolosluk seviyesi korunacak ama görevi bir büyükelçi yürütecek. Bu karar henüz onaylanmadı ama Erdoğan’ın ayın 22’sinde yapacağı Suriye ziyareti öncesi İsrail’le ilişkiler biraz daha gerilecek gibi.
DHMİ yanıtı
DHMİ Genel Müdürü Mahmut Tekin aradı.
‘Hep bizi yazıyorsunuz’ diye şikáyet etti.
‘Yazdıklarımda tek bir satır yalan var mı, yanlış var mı?’ diye sordum.
‘Bodrum’la ilgili kesinleşmiş bir karar yok. Çalışmalar hálá yürütülüyor’ dedi.
Ben de ‘Evet biliyorum. Ben de testi kırılmadan uyarıyorum zaten’ dedim. ‘Size bir açıklama yollayacağım bilmem yer verir misiniz?’ diye sordu.
‘Eğer bir hatam var ise elbette veririm’ dedim.
Evet bir hata yapmışım. İstanbul Dış Hatlar işletmecisi TAV Antalya Havalimanı ihalesine katılmamış. Çünkü şirketin mali durumu ihale şartlarına yetmiyormuş. Bense ‘Yetersiz bulundu’ demişim. Ama TAV’ın yerine TAV’ın T’si Tepe Holding katılmış.
Bilgilerinize sunarım.
NOT: Bu arada görgüsüz bürokratların isimlerini merak eden birileri olursa bildiririm demiştim. Ne Ulaştırma Bakanı, ne de Ulaştırma Bakanlığı’ndan herhangi bir yetkili ‘Kimmiş bunlar’ diye sormadı.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Türkiye’yi beğenmeyen Fransa kendi ülkesinde yayın yapan azınlık televizyonlarını kapatmak için kanuni boşluklardan yararlanmaya kalkışmadığı zaman.