TAYYİP Erdoğan'a verilen ve kimilerince ‘‘siyasi hayatının sonu’’ olarak yorumlanan ‘‘mahkûmiyet’’i, Erdoğan'ı başbakan yapacak süreci hızlandıran bir karar olarak değerlendirmiştim yıllar önceki bir yazıda.
Dediğimiz çıktı.
Tayyip Erdoğan büyük bir ihtimalle bugün kabinesini kurma çalışmalarına başlayacak, birkaç gün içinde de başbakanlık koltuğuna oturacak.
İnşallah memlekete hayırlı olur.
Erdoğan'ı bekleyen müthiş yoğun bir gündem var.
Birinci mesele Irak. Ona bağlı tezkere ve sonrasındaki muhtemel gelişmeler.
Ekonomi her daim öncelik.
Ve tabii ardından işsizlik.
Erdoğan bütün bu sorunlara çözüm bulabilecek belki ama işsizlik konusu Türkiye'nin önündeki en önemli meselelerden biri olacak.
Çünkü birkaç gün sonra Türkiye açısından son derece ‘‘hatalı’’ bir yasa yürürlüğe giriyor.
İş Güvencesi Yasası.
Bu yasa ‘‘isim’’ itibarıyla çalışanın lehineymiş gibi bir izlenim uyandırıyor, ama ‘‘sonuç’’ itibarıyla tam aksi olacak.
Bu yasadan en fazla zararı çalışanlar görecek.
Çünkü yasanın yürürlüğe girmesinden önce zaten pek çok işyerinde işten çıkarmalar başladı.
Bundan böyle kimse eleman almayacak.
Kaçak işçi kullanımı artacak.
Eleman almak zorunda kalanlar geçici hizmet akitleriyle, yıllık veya dönemlik sözleşmelerle eleman çalıştırmaya başlayacak.
Devlet açısından müthiş bir vergi ve SSK primi kaybı başgösterecek.
Çalışanlar mecburiyetten ötürü sosyal güvenlikten yoksun bir çalışma ortamına evet demek zorunda kalacaklar.
Bu, kısa vadede olacaklar ve tablonun olumlu yönü.
Beterin beteri olacak.
Yatırımlar yurtdışına kayacak.
Enerji fiyatlarından ve bürokrasiden dolayı zaten mağdur olan yatırımcı ve sanayici iyiden iyiye yurtdışına yönelecek.
Dün görüştüğüm bir yatırımcı, ‘‘Bundan sonraki fabrikamı Hindistan'a kurarım. Elektrik 4'te bir fiyatına, iş gücü 20'de bir. Üstelik güvence müvence de yok’’ diyordu.
Yatırım kaçışı, mali milatlarla oluşan sıcak para kaçışı gibi de değil.
Kuralı değiştirdin mi, para döner gelir.
Ama yurtdışına kurulan fabrika gitti mi gider. Söküp getiremezsin.
Al sana istihdam kaybı, sermaye kaybı, vergi kaybı.
Kayıp oğlu kayıp.
Türkiye sermaye çekmek için elinden geleni yapacağına, mevcut sermayeyi kaçırmak için elinden geleni yapıyor.
Sendikalar başlarını önlerine koyup bir hesap yapsınlar.
Bu yasanın Türkiye'ye faydadan çok zarar, kaliteden çok kalitesizlik getireceğini ve rekabete dayanma gücünü ortadan kaldıracağını görsünler.
Tayyip Erdoğan'a düşen ise büyük bir cesaretle bu yasanın yürürlüğe girişini ertelemek olmalı.
Çünkü bu yasanın şu an için kimseye faydası yok.
Kadınlar hakkında güzel bir yazı
BİR arkadaşım kadın-erkek ilişkisini özetleyen güzel bir not yollamış. Paylaşmak istedim:
‘‘Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
Bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,
Zeki bir kadına rastlarsanız zekánız gelişir.
Hayat kat kattır, Babil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir.
Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.
Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatıdır...
Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.’’
Çok hoşuma gitti. Hayatından çok memnun biri olarak.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ayakta kalmayı sağlayanın beden değil, inanç gücü olduğunu anladığımız zaman.