Irak’ta Şiiler ile Kürtler uzlaşıyor

TÜRKİYE ilgisini Kıbrıs'a ve yerel seçimlere odaklarken, güney komşumuzda ilginç gelişmeler olmaya başladı.

ABD'nin Irak'ta iki siyasi güçlü ciddi sorunu vardı: Kürtler ve Şiiler.

Bu iki güç, kendi aralarında da ciddi bir çekişme içindeydiler.

Kürtler, Geçici Yönetim Konseyi'ndeki güçlerine güvenerek kendilerine anayasal üstünlük sağlamaya çalışırken, Şiiler de ülkedeki ‘‘sayısal üstünlüklerine’’ dayanarak bir an önce seçim ve anayasanın da bu seçimden çıkacak parlamento tarafından hazırlanmasını istiyorlardı.

ABD ise Irak'ta kendi iç düzenlerini korumayı başarmış bu iki gücün arasında sıkışmıştı.

Bir an önce anayasayı hazırlatıp uygulamaya sokmak isteyen ABD, bu noktada Kürtlerle aynı fikirdeyken, Şiilerin karşı koyması nedeniyle duraklamak zorunda kalıyordu.

Şiilerin ‘‘dini lideri’’ Ayetullah Ali Sistani, seçimler konusunda ısrarlıydı.

Irak'ta güvenlik ve istikrar tam olarak sağlanmadan seçim istemeyen ABD, Sistani engelini aşamıyordu.

Artan çözümsüzlük üzerine BM Genel Sekreteri Annan, özel temsilcisi sıfatıyla Brahimi'yi Irak'a yollamış ve bir rapor hazırlamasını istemişti.

İş kilitlenme noktasına gelmişken, ‘‘sürpriz’’ bir gelişme oldu.

Kürt liderlerden Celal Talabani, pazar günü Iraklı Şiilerin dini merkezi Necef'e gitti.

Talabani ile Ayetullah Sistani hiç beklenmedik bir görüşme yaptılar.

Görüşme sonrasında Talabani, ‘‘Şii kardeşlerimizle yapacağımız işbirliğinden ümitliyiz’’ dedi.

Kürt yetkililer yeni kurulan bu ilişkiyle ilgili net bir açıklama yapmıyorlar ama Kürtlerin önde gelen isimlerinden Behram Salih, ‘‘Hem Şiilerin, hem de Kürtlerin Irak'ta radikal bir değişiklikten ortak çıkarları var’’ diyerek yeni dönemin altını çizdi. Bu ilişkiden şimdilik ortaya çıkan ilk sonuç ‘‘doğrudan genel seçim’’ olasılığının ortadan kalkarak yeni bir ‘‘seçim’’ arayışının başlamış olması. Taraflar bunun adını ‘‘parçalı seçim’’ olarak koydular.

Buna göre güvenliğin sağlandığı ve kontrolün bir ölçüde de olsa ele alındığı Şii bölgesinde ve Kürt bölgesinde seçimler yapılacak.

Şu anda terör hareketlerinin egemen olduğu Sünni bölgesinde ise seçim yapılmayacak.

Bu konuda Kürtler ve Şiiler anlaşmış durumda.

ABD'nin bu plana onay verip vermediği veya verip vermeyeceği henüz net değil.

Ancak gelişmelere bakarak, daha önce burada dile getirdiğimiz İsrail kaynaklı ‘‘üç parçalı Irak’’ tezinin giderek daha fazla ‘‘fiiliyata’’ döküldüğünü görebiliyoruz.

Buna ek olarak Kissinger'ın, ‘‘Irak'ta ya bir Atatürk çıkmalı, ya da Irak üçe bölünmeli’’ sözü de göz önüne alındığında, güney komşumuzda ‘‘beklenmeyen’’ gelişmeler olması kaçınılmaz görünüyor.

Uzanlar'ın işbirlikçileri ne olacak?

ZÜLFİKAR Doğan
benden atak davranıp yazdı. Ama tekrarlamakta bir beis görmüyorum.

Uzanlar'a yönelik operasyonlar ‘‘tam gaz’’ sürerken, konunun bir ayağı boşta kalıyor.

‘‘Uzanlar'ın bürokrasideki işbirlikçileri kim?’’

Bu önemli soru bir türlü yanıtını bulamıyor.

Uzanlar'ın çevirdiği yasadışı ve usulsüz işlerin boyutu göz önüne alındığında, bu işin bürokrasi içinde bir ayağının olmaması mümkün görünmüyor.

Çünkü bu kadar yasadışılığın farkına varılmamış olması mümkün değil.

Hele hele son yıllarda benim yaptığım onca uyarıya rağmen.

Sadece dün gazetelerde yer alan bir haber bile bazılarının ‘‘başının ağrımasına’’ neden olmalı. Uzanlar'a ait Telsim, TEDAŞ'a 200 trilyon borç takmış.

Telsim, TEDAŞ'a yıllardır tek kuruş ödeme yapmamış.

Bir vatandaş ödemesini üç gün geciktirse kapısına dayanan, kış günü elektriğini kesmekte sakınca görmeyen TEDAŞ, söz konusu Uzanlar olunca yıllarca tahsilat yapmamış ve en küçük bir işlem başlatmamış.

Uzanlar'ın vurgun boyutu göz önüne alınırsa 200 trilyonluk bu iş küçük görünebilir ama önemli bir işaret. Şimdi soru şu:

Uzanlar'ın bürokrasi içindeki işbirlikçileri tespit ediliyor mu?

Bunlar hakkında ne gibi işlemler yapılıyor? Bu önemli. Çünkü bugün Uzanlar'la işbirliği yapan pislikler, yarın üç kuruş menfaat uğruna başka karanlık güçlerle de yatağa girerler. Türkiye'yi bu alçaklardan temizlemek görevdir.

‘Safinaz’ biz oluyoruz

CHP
seçim kampanyasında çizgi kahramanlardan faydalanacakmış.

Projeye göre CHP Lideri Baykal iyi kalpli ‘‘Temel Reis’’, AKP Lideri Erdoğan ise kötü kalpli ‘‘Kabasakal’’ olacakmış.

Bu çizgi romanda Temel Reis ile Kabasakal, ‘‘Safinaz’’ isimli kız için kavga ederler.

Temel Reis, sevdiği Safinaz'ı Kabasakal'a ‘‘kaptırmamaya’’ çalışır. Baykal Temel Reis, Erdoğan da Kabasakal olduğuna göre biz vatandaşlar da Safinaz oluyoruz.

Yani sonuçta bizim açımızdan değişen bir şey yok.

Temel Reis'in de, Kabasakal'ın da Safinaz'la ilgili niyetleri aynı.

Bizi öperlerken ya sakal batacak, ya pipo dumanından içimiz kalkacak.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kendi başarısızlığımızın faturasını, başkalarını karalayarak düşüremeyeceğimizi idrak ettiğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları